Türkiye'nin 'ana muhalefet partisi' kendisini sakladı

HİÇ bir gerçek göründüğü gibi değildir. Bir de madalyonun öbür yüzüne bakmak gerekir.

İsterseniz AKP ve CHP'nin seçim performansını başka bir yöntemle değerlendirelim:

Bir bakışa göre önemli olan partilerin kullanılan oy toplamı içinde aldıkları oran değildir. Aslolan partilerin kayıtlı seçmen toplamı içerisinden aldıkları oy oranıdır.

Bu açıdan bakınca AKP'ye atfedilen 'başarı'yı teslim etmekle birlikte başarı yüzdesinin bazı yorumcuların öne sürdüğü kadar olmadığına hükmedebiliriz.

Bunu rakamlarla ortaya koyalım:

3 kasım 2002 seçimlerinde Türkiye'de 41.4 milyon kayıtlı seçmen vardı. Katılma oranı %79 dolayında gerçekleşti. AKP kayıtlı seçmenin sadece %%26.1'inin oyunu alabildi. Yani, sokakta yürüyen kayıtlı her dört seçmenden yalnızca biri AKP'ye oy verdi.

Yerel seçimde ise kayıtlı seçmen sayısı 43.3 milyona çıktı.

Aynı oranlamayı yaptığımızda 28 martta AKP'nin aldığı oy oranı %28.5 oluyor. Yani 3 Kasımda toplam seçmenin %26.1'inin oyunu alan AKP, aradan 1.5 yıl geçtiketn sonra bu oranı ancak %28.5'e çıkartabilmiş... Bu durumda sokakta yürüyen her üç seçmenden yaklaşık birinin AKP'ye oy verdiğini söyleyebiliriz.

CHP için aynı oranlara baktığımızda, 2002 seçiminde kayıtlı seçmenin %14.8'inin oyunu alan CHP bu kez %12.9'a düşüyor.

Çarpıcı bir başka tablo da şu:

2002'de sandığa gitmeyen seçmenlerin toplam içindeki oranı %21 dolayındaydı. Bu seçimde ise 43.3 milyon seçmenden yalnız 31.3 milyon sandığa gittiğine göre katılmayan yaklaşık 12 milyon seçmenin oranını merak ediyor musunuz?

Yaklaşık %27... Çarpıcı bir oran değil mi?

Bu durumda katılmayanların oranının %20'den 7 puan artarak %27'ye çıktığını kabul etmemiz gerekir.

Bir başka deyişle, bu seçimde yüzde olarak oyunu ençok arttıran kesim sandığa gitmeyenler oluyor.

Galiba Türkiye'nin en çok güçlenen 'partisi' sandığa gitmeyenler.

Bu açıdan bakıldığında bu seçimde gerçek 'zafer' kazanan da, 'ana muhalefet partisi' olan da siyasete tepkili veya ilgisiz olduğu için oy kullanmayan vatandaşlardır.

Bir anlamda CHP'nin gerçek yerinin 3. sıra olduğu kabul edilebilir.

Türkiye'deki muhalefet boşluğunu bundan daha güzel gösteren istatistiki bir analiz olabilir mi?

Anketlerin etkisi

SEÇİMLE ilgili iddialı tahminleriyle yoğun eleştiri alan ancak eleştirileri kabul etmeyen Verso'nun sahibi Erhan Göksel ‘‘Ehh artık ben müneccim miyim?’’ diyor. Soruyoruz:

- Tahminlerinizin bazıları doğru çıkmadı.

-
Bir dakika... İzmir'de çuvalladığım doğrudur. Sandığa gitmeyen 467 bin kişinin Piriştina'ya 10 puan hediye ettiğini iddia ediyorum. Ancak Tarhan Erdem'in anketinin medyada yayınlanış biçiminin seçmenin tercihini etkilediğinde ısrarlıyım. Bu anket olmasaydı CHP barajın altında kalabilirdi.

- Bu durumda şirketinizin siyasal araştırma bölümünü söz verdiğiniz gibi kapatacak mısınız?

- Evet, seçim döneminde bundan sonra anket yayınlamayacağım. Çünkü anket etkiler. O anket olmasaydı insanlar sandık başına gidecek, söylediklerim gerçekleşecekti. Oy vermemek daha anlamlı bir şey oldu. Ben strateji uzmanıyım. Siyasette pasta bir bütündür. Birisi değişirse hepsi değişir. Ne yazık ki anketlerle seçmenin beynine ipotek konuldu.

- Melih Gökçek, 60'ın üzerinde oy alacak dediniz.

-
Ne var yani %55'lere yakın aldı. AKP, 81 ilden 60'dan fazlasını alacak dedim, 58 ili aldı. Yılmaz Büyükerşen zorlanacak dedim, ucu ucuna alabildi. Gaziantep açık ara dedim, öyle oldu. Çankaya'da kıran kırana yarış dedim; az farkla CHP aldı. Çankaya'da AKP'nin oyunun %70 arttığını niye görmüyorsunuz.

CHP'de Derviş isyanı

CHP'de seçim sonrası ilk hesaplaşma MYK'da yapıldı. Rivayet odur ki; Genel Başkan Yardımcısı Kemal Derviş toplantıda özellikle İstanbul'da kimi örgüt başkan ve yöneticilerinin 'rantçı ve çıkarcı' davranış sergilediklerini söylemiş... Bu iddianın yayılması üzerine İstanbul örgütü ayağa kalktı. Bazı örgüt mensupları Sıraselviler'deki il merkezine giderek, il başkanı Şinasi Öktem'le biraya geldiler. Toplantıya Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de katıldığı öğrenildi. İlçe başkanlarının bugün 11.00'de bir basın toplantısı yaparak, Derviş'ten bu konuda açıklama yapmasını isteyecekleri bildirildi.

Biliyor musunuz

SHP’nin ‘Demokratik Güçbirliği’nin listelerinde aday gösterilen 23 kadın başkan adayından Diyarbakır Bağlar’da Yurtsever Özsökmenler, Mardin Kızıltepe’de Cihan Sancar (2. kez), Mardin Mazıdağı’nda Nuran Atlı, Tunceli’dee Songül Erol Abdil, Van Bostanciçi’nde Gülcihan Şimşek, Ağrı Doğubeyazıt’ta Mukaddes Kubilay’ın (2.kez) başkanlığa seçildiklerini... Tunceli’nin Ovacık (Sinan Yerlikaya’nın memleketi) Çemişkezek ve Mazgirt’de AKP’nin; Pertek ve Nazimiye (Kamer Genç’in memleketi) ve Pülümür’de de CHP’li adayların kazandığını... KADIKÖY Belediye Başkanı Selami Öztürk, AKP adayı Ümit Özerol’a karşı 70 bin oy fark yaptığını... 2002 kasım ayında CHP İstanbul 2. bölge milletvekili adayı olan Tuğrul Erkin'in, 'vatandaşın Deniz Baykal'a nasıl elektrik verdiğini, yakın mı uzak mı durduğunu, kendisinden ne beklediğini sorgulamak üzere kendi cebinden harcayarak bir 'Deniz Baykal'a 29 Mart anketi' düzenlediğini bildirdiğini...

ARDAHAN Belediye Başkanlığı’nı bağımsız olarak kazanan Mikail Kayatürk’ün (1994-99 döneminde DYP Belediye Başkanı) AKP Ardahan Milletvekili Kenan Altun’un, önümüzdeki milletvekili seçiminde kendini garanti edebilmek için Başbakan Erdoğan’ı yanıltarak kendisini aday yaptırmadığını belirterek, bu durumdan sonra AKP’ye geçmek gibi bir düşüncesinin bulunmadığını söylediğini... 2002 kasım ayında CHP İstanbul 2. bölge milletvekili adayı olan, DEİK’e bağlı Türk Avrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin’in, ‘Vatandaşın Deniz Baykal’a nasıl elektrik verdiğini, yakın mı uzak mı durduğunu, kendisinden ne beklediğini’ sorgulamak üzere kendi cebinden harcayarak bir ‘Deniz Baykal’a 29 Mart anketi’ düzenlediğini bildirdiğini...

Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

AKP’
li bir dostumuzla seçim sonuçlarını değerlendirirken şu notunun yayınlanmasını istedi: ‘CHP’ye de bir Kasımpaşalı lazım ancak onu da bu politikalarla bulmaları zor.’

GÜNÜN SÖZÜ

‘Milli Görüş karşı devrimdir.’
Yazarın Tüm Yazıları