Türkiye’nin dünya markalarının Formula 1’de takım kurma planı

PAZAR günü İstanbul Park’ta yarış öncesi Paddock Club’da sponsor şirketlere ayrılan salonları turlarken Fosters’a da uğradım.

Anadolu Grubu’nun patronlarından Kamil Yazıcı ve Tuncay Özilhan, Fosters tişörtü giymiş, ortama uymuştu.

Kamil Yazıcı’nın yanında Saray Halı ve Çiftliği’nin patronu Necati Kurmel de vardı. Kurmel’e, "Formula 1’i yakından izler misiniz, merakınız var mı?" diye sordum, sadece ortamı görmek için geldiğini belirtti.

Fosters, Formula 1’in dünya organizasyonundaki sponsorlarından biri. İstanbul Park’taki özel salona 1 milyon dolar ödemişler. Salon ücretinin yarısı doğrudan Fosters’tan gelmiş, kalan yarısını yani 500 bin dolarını da Anadolu Grubu’na bağlı Efes İçecek Grubu karşılamış.

Tuncay Özilhan’a takıldım: "Formula 1’de Fosters tişörtü giymek size yakışıyor mu? Burada Efes Pilsen’le oturmak daha iyi değil miydi?"

Özilhan, Fosters’ı Türkiye’de kendilerinin ürettiğini hatırlattı: "Fosters, Türkiye’de bizim markamız sayılır. Yabancı değil."

Üsteledi: "Ama böylesine büyük ve dünyada 2.5 milyar insanın televizyon ekranlarından izlediği bir organizasyonda Efes Pilsen’i görmek farklı olur herhalde..."

Belli ki Özilhan’ın aklında da Formula 1’e dönük bir şeyler yapmak vardı, Efes Bira Grubu Başkanı Ahmet Boyacıoğlu’nu da yanına çağırdı: "Ahmet Bey, Fosters’ın İstanbul Park’ta şu anda içinde bulunduğumuz salonla ilgili sözleşmesi bu yıl bitiyor. Gelecek yıl için biz doğrudan Efes olarak alalım. Artık biz de burada olalım."

Boyacıoğlu
, ikircikli gibi davrandı: "Tuncay Bey, aslında Formula 1’de dünya genelinde sponsor olmak daha etkili bir iş. Sadece burada bir salonumuz olması çok fazla etki yapmaz."

Tuncay Özilhan, Efes’in adını Formula 1 etkinliğinde artık görmeye kararlı gibiydi: "Ahmet Bey, biz en azından Efes’in adıyla burada salonumuzu tutalım. Ardından da dünya genelinde sponsorluk için araştırmamızı yapalım."

Özilhan, daha sonra Formula 1’e dönük başka ilginç planların ipuçlarını verdi. İstanbul Park’ta geçen cumartesi sıralama turları yapılırken, Özilhan, Motorsporları Organizasyonu’ndan (MSO) bir grupla sohbet etmiş.

Sohbette, Efes ve Beko gibi Türkiye’nin artık dünyada bilinen markalarından bir kaçının Formula 1’de bir takım sahibi olması gündeme gelmiş. Yani, 5-6 büyük Türk markası biraraya gelecek, Formula 1’de bir takım sahibi olacak. Bu takım, bütün dünyadaki yarışlarda o markaların adını taşıyarak yarışacak.

Özilhan, dünyaya açılmış, önde gelen Türk markalarının birleşip bunu yapabileceği düşüncesinde: "Bunu oturup daha ciddi konuşmamız lazım. Belki Kültür ve Turizm Bakanlığı ile da konuşup, ’Tanıtım Fonu’ desteğini de alabiliriz. Türkiye’nin markalarını taşıyan bir Formula 1 aracının olması hem markalarımızın, hem Türkiye’nin tanıtımına önemli katkı yapar."

Formula 1’de takım sahibi olmak, elbette gerekli kaynağı ortaya koymakla mümkün. Formula 1’de takımların sponsor gelirleri 60 milyon dolardan başlayıp, 220 milyon dolara kadar uzanıyor...

Madem Formula 1’de "Türk markaları takımı" düşüncesi ortaya atıldı, bunu çağrıya dönüştürelim...

Türk markaları birleşin, Formula 1 pistlerinde dünyaya meydan okuyun...

Alonso Schumacher’i geçti, Osman Arıoğlu sevindi

İSTANBUL Park’ta Renault’a ayrılan salondayız. Salonu Japan Tobacco International (JTI) ve ELF de paylaşmış. JTI’a ayrılan masalarda Gelir İdaresi Başkanvekili Osman Arıoğlu ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç’i gördüm.

Baktım ikisi de Formula 1’e oldukça meraklı. Osman Arıoğlu’na hangi takımı tuttuğunu sordum, meğer o daha çok pilotları tutuyormuş: "Ben Kimi’ciyim (Raikkonen). Ancak, Fernando Alonso da kazanırsa sevinirim."

Osman Arıoğlu,
geçen cuma akşamı İstanbul’a gelmiş. Cumartesi günü İstanbul Park’ta sıralama turlarını da izlemiş.

Pazar günü büyük yarışta Fernando Alonso ile Michael Schumacher arasındaki çekişme, Osman Arıoğlu’nu daha çok heyecanlandırdı. Birara baktım, Osman Arıoğlu nefes nefeseydi. Alonso, Schumacher’i geride bırakıp ikinci olunca Arıoğlu müthiş sevindi.

Formula 1’i izlerken, insan "sınırları zorlama duygusu"nu yaşıyor... Kazasız belasız "sınırları zorlamayı" beceren, damalı bayrağı ilk geçen oluyor, kupayı kaldırıyor...

Osman Arıoğlu, Türkiye’nin Gelir İdaresi’ni yönetirken "sınırları zorlama duygusu"nu işine yansıtıyor mu acaba?

Maliye’nin Formula 1 ilgisi

İSTANBUL Park’ta pazar günü Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan’la da karşılaştım. Önce Gelir İdaresi Başkanvekili Osman Arıoğlu, sonra Aktan’ı görünce, dayanamadım:

"Maliye ekibi olarak Formula 1’de ’para kokusu’ mu aldınız? Hepiniz buradasınız galiba?"

Aktan
, gülümsedi: "Önemli bir etkinlik, bulunmak istedik..."
Yazarın Tüm Yazıları