Türkiye, Irak’tan neden dumanlı görünüyor

GAZETEDE dün ziyaretime gelen bir grup Iraklı gazeteci, "Türkiye, Irak’tan dumanlı görünüyor" dediler.

Sonra nedenini açıkladılar: "Türkiye’nin sesi iyi duyulmuyor. Çeşitli ülkeler uydulardan Irak’a yönelik günlük 700 saat yayın yapıyorlar. Türkiye’nin bir saati bile yok. İran’ın Irak’a yayın yapan beş kanalı var. Suudi Arabistan var, Ürdün, Suriye var. Ama Türkiye’nin Arapça yayını yok."

Bu, kulak ardı edilecek bir şikayet değil. Çok önemli.

Çünkü Türkiye, Irak sorununda başından beri çok dikkatli ve yapıcı bir tutum izlemeye gayret ediyor.

Ama Irak halkı bunu bilmiyor.

PKK yüzünden Iraklı Kürtler Türkiye’yi düşman sanıyor, Sünniler ve Şiiler ise Türkiye’nin sadece kuzey Irak ile ilgilendiğini Irak’ın bütününü umursamadığını düşünüyorlar.

Aralarında Irak Ulusal Uzlaşma Bakanlığı’nda çalışan bir üst düzey gazete yöneticisinin de bulunduğu Iraklı meslektaşlarım, Türkiye’nin Irak’a ilgisinin "kuzey"den başladığını bunun yanlış olduğunu, Irak’ı güneyden başlayıp kuzeye doğru bütünüyle kavramak gerektiğini söylüyorlar. "Musul’da konsolosluk açıyor Türkiye, neden Basra’da yok?" sorusunu soruyorlar.

Onları dinlerken, çeşitli uluslararası toplantılarda karılaştığım Iraklılardan da aynı yönde yorumlar duyduğumu anımsıyorum.

* * *

SADDAM
’a karşı ilk Körfez Savaşı’nda uluslararası toplum ile birlikte hareket eden, kuzey Irak’ta güvenli bölge kurulurken destek veren Türkiye, Amerikan işgaliyle birlikte Irak’ın toprak bütünlüğü konusunu ilk gündeme taşıyan ve bunun iç barış için önemini her toplantıda bıkmadan anlatan yine Türkiye. Yardımları, kuzeye gönderilen elektriği, Habur kapısını ve yakıtı saymıyorum. Bunlar boynumuzun borcu.

Kerkük konusunun iyi yönetilmemesi halinde ciddi krizlere yol açabileceğini uluslararası platformda ilk dile getiren Türkiye. Bu uzun süre, Türkiye’nin bağımsız Kürdistan kurulmasına karşı olduğu için ortaya attığı bir tez olarak kabul edildi.

İlk başlarda bu yön ağırlıklı idi ama Irak gerçeğine girildikçe, bu yaklaşımın Irak barışını imkansız hale getireceği vurgulandı. Her platformda Kerkük’ün ikinci Bağdat olabileceği uyarısı yapıldı. Şimdi Amerikalılar başta bütün uluslararası raporlarda bu nokta dikkate alınıyor.

Irak’ta Sünni din adamlarının Türkiye’de toplantı yaptığı konuşuluyor, Kuzey’e askeri operasyon ihtimalinden söz ediliyor ama örneğin, Şiilerle de görüşüldüğü bilinmiyor.

Türkiye’nin Irak’ın geleceği konusundaki çalışmaları, çabaları Irak kamuoyuna tam olarak yansımıyor.

* * *

DIŞİŞLERİ
Bakanlığı kaynakları ekim sonunda İstanbul’da yapılacak olan Irak ve komşuları toplantısının çok önemli olduğunu söylüyorlar. BM Güvenlik Konseyi üyeleri, G8 ülkeleri, Arap Birliği üyesi ülkeler katılacak toplantıya. ABD Dışişleri Bakanı Rice da geleceğini açıkladı. Türkiye’nin başlattığı Irak ve komşuları girişiminden ilham alan bu büyük buluşma Şarm el Şeyh’te ilki yapılan toplantının devamı niteliğinde. Enerji, güvenlik ve mülteciler konusunda çalışmalar yapan komisyonların raporları tartışılacak.

Bu, belgeler ve tartışmalar General Petraeus’un raporundan sonra, Irak’ın yeniden inşasında herkesin elini taşın altına koyması için çağrı niteliğinde. Uluslararası toplumun daha etkin rol üstleneceği bir dönem başlıyor. Bu süreçte Türkiye, kendi pozisyonunu Irak halkına iyi anlatmak zorunda. Türkiye’nin Irak politikasının PKK tarafından rehin alınmasına ya da öyle bir izlenimin derinleşmesine izin verilemez.

Türkiye’nin Irak’a izi dumanlı düşemez. Televizyon mu, radyo mu, gazete mi ya da hepsiyle, Türkiye Irak halkına sesini daha iyi duyurmalı.
Yazarın Tüm Yazıları