Ölen kişiyi, hayattaki hataları ne olursa olsun, birden melek yapıyoruz. Ölenin arkasından iyi konuşmak güzel âdettir ama çok abartmamak geriyor. Son nefesine kadar partisinin başında kalarak hayatını tamamlayan Erbakan Hoca için ağıtlar yakıldı, “Şöyle iyiydi, böyle iyiydi” diye methiyeler düzüldü. Övgü yarışına giren muhteremler, onun sağlığında neredeydi? Yaşarken niye ona karşı çıktılar, neden onun yanında olmadılar? * * * Rahmetli Erbakan’ın övülecek yanları vardı elbette... Artıları da vardı, eksileri de... Türk siyasetine damgasını vuran ve ülkenin kaderini etkileyen bir politikacı olduğu için onun iyi yanlarından bahsederken eksilerinden de söz edilmesi gerekir. Erbakan, lider karizması olan, son derece zeki, tatlı dilli, esprili, hoşsohbet bir siyaset adamıydı. O konuşurken, inanmasanız bile zevkle dinlerdiniz. Fakat ülkeye faydalı oldu mu? Bu tartışılır! * * * Erbakan, ülkemizin Batı’ya uyum sağlayarak ilerleyeceğine inanmazdı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girerek kalkınacağına inananlara “Sizi gidi Batı taklitçileri sizi” diye çatar, Batı ülkeleri için “Siyonist Hıristiyan kulübü” derdi. Önceki gün yapılan cenaze töreninde bir tek “Türk bayrağı” olmaması eleştirildi. Oysa bunda şaşılacak bir durum yoktu. Erbakan “Milli Görüş”ü savunurdu ama onun dediği milli görüş “Türk kimliğini” değil “İslam kimliğini” öne çıkaran siyasi bir çizgiydi.. Türk milliyetçiliği ile bir ilgisi yoktu. O bütün İslam dünyasını tek bir millet kabul ediyordu. Vasiyeti gereği, cenaze töreninde Türk bayrağı kullanılmadı. Erbakan’ın 85 yıllık hayatının son 42 yılı siyasi mücadeleyle geçti ve bu süre içinde 5 parti kurdu. Bu 5 partinin 4’ü, “laiklik ilkesine uymadığı ve dini siyasete alet ettiği için” Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Kurduğu 5’inci parti olan Saadet Partisi, eski hataları tekrarlamadığı için yoluna devam ediyor. * * * Her ölüm acıdır, üzücüdür ama doğruları konuşmak gerekir. Erbakan’ın ölümüyle Türkiye’de bir devrin kapandığını iddia edenler var. Oysa kapanan bir devir yok! Bugün ülkeye hâkim olan AKP kadroları onun eseridir. 4 yıldır Cumhurbaşkanlığı yapan Abdullah Gül ile 8 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten Recep Tayyip Erdoğan, onun yetiştirdiği öğrencilerdir. Erbakan’ın 1970’te kurduğu Milli Nizam Partisi ile ektiği tohumlar 1995 yılında meyve vererek kendisini, 2002 yılında da öğrencilerini iktidara taşımıştır. * * * Erbakan, bugün Türkiye’yi yöneten öğrencileriyle yıllardır ihtilaflıydı ama o öğrencilerinin sayesinde hapisten kurtuldu. Erbakan “kayıp trilyon” davasında “evrakta sahtecilik” suçundan yargılanmış ve 2.5 yıl hapse mahkûm olmuştu. Devlete 12.5 milyon lira borcu vardı. Öğrencileri vefalı davrandı, özel bir yasa çıkararak hocalarını hapisten kurtardı. Torba Yasa ile de devlete olan 12.5 milyon lira borcu 500 bin liraya düşürüldü. Enflasyon farkı nedeniyle bu miktar, yaklaşık 900 bin liraya çıkacak ve borcu mirasçıları ödeyecek. Dinimizde, öleni hayırla anmak vardır. Son 42 yıla damgasını vuran Erbakan renkli bir siyaset adamıydı. Tatlı dilli, esprili ve karizmatik bir liderdi. Siyasi tarihimizde derin iz bıraktı. Allah rahmetini ondan esirgemesin.