TURAN EROL’LA ANILAR (2)

Turan Erol’la geçen hafta başladığımız söyleşinin ilk bölümünü, onun gençlik yıllarındaki sergi imkanlarını konuşarak bitirmiştik. İkinci bölümü de aynı konuyla başlayıp, diğer merak ettiklerinizle tamamlıyoruz:Devlet resim ve heykel sergisi dışında başka hiç bir imkanınız yok muydu?

Haberin Devamı

- Ressamların yurt gezisi olurdu. Bu bir kurumsallaşmış organizasyondu. Her yıl ressamlar seçilir, Türkiye’nin değişik şehirlerine gönderilirdi. Gönderilen şehirde 1-2 ay kalıp çalışırlar o yörenin doğasını, insanını ve hayat tarzını resimlerine yansıtırlardı. Yurt gezisine seçilmek de müthiş bir onurdu. Bu geziler tamamlandıktan sonra eserler ‘Yurt gezisi resimleri’ diye sergilenirdi. Bir de halkevleri vardı. Ben doğum yerim Milas’ta halkevinde kendimi göstermeye çalıştım. Halkevi hayatımızda çok büyük bir idealdi. Devlet resim ve heykel sergisi, yurt gezileri, halkevleri, bunları silip attık hayatımızdan...Ne kadar büyük yanlış. Devlet resim ve heykel sergisi bugünün şartlarına göre uygulansa kötü mü olur? Herkes uyuyor. Nasıl bir hareket uyandırır oysa sanat dünyasında.
Sergilenen eserleri değerlendiren, gerektiğinde eleştiri yapan isimler de var tabii.
- Hem de ne isimler...Devlet resim ve heykel sergisiyle ilgili yazıları yazan Ahmet Muhip Dıranas’tı. Muhteşem bir şair, muhteşem bir sanat eleştirmeni. Ne çok şey öğrendik onun yazılarından. Dıranas benim gönlümde bir yüce varlık olarak hep yaşıyor. Onun yazdığı makaleler kutsaldı bizim için.
Siz Türkiye’de eserleri belki en çok taklit edilen sanatçılardan birisiniz. Bu konuda yaptığınız hukuk mücadelesini de biliyorum. Pek hiç siz birisinden esinlenip, onun eserinin kopyasını yaptınız mı?
- Türkiye’nin, daha sonra da Fransızların verdiği bursla üç yıla yakın Fransa’da kaldım ki, Lüksemburg Parkı eserim o dönemin simgesidir. Ben Goya’nın hayranıyım. Paris’te her sabah Modern Sanatlar Müzesi’ne gidip saatlerce Goya’nın Solana Markizi’ni seyrediyorum. 2 metre boyuttaki tuvalde ayakta duran asaletli bir kadın. Öylesine hayran kaldım ki, ben de yaptım. İstanbul Resim Heykel Müzesi Kopya Eserler Bölümü’ndedir o resmim. Sergileniyor mu, bilmiyorum.
Paris’teyken Fikret Mualla ile tanıştınız mı?
- Evet tanıştım. Fikret Mualla düzen dışı bir insandı. Onunla öyle uzun uzadıya oturup konuşmak, kaynaşmak mümkün değildi. O dönem ki Paris Büyükelçimiz saygıdeğer ve sanata çok duyarlı bir insandı. Kendisiyle görüştüm, paraya ihtiyacı var mesajını vererek, büyükelçiliğe Fikret Mualla’nın iki eserini satın aldırdım.
Bazı resimlerinizde sosyal içerikli mesajlar verdiğiniz söylenebilir mi?
- Tabii ki...Örneğin ‘köyden çıkış’ benim ünlü temalarımdan birisidir. Diyarbakır’da öğretmen iken ele aldığım, insanların köyü terkedip şehirlere doğru göç etmek istediğini ortaya koyan resim serisi. Köyden kente göçün getirdiği çarpık kentleşme, geçekondular arasından yükselen gökdelenler de aynı doğrultudadır.
Bir de Turan Erol mavisi var galiba?
- Evet doğru bir Turan Erol mavisi var. Hatta sevgililer mavi gözlü eşini tanımlarken bile ‘Turan Erol mavisi gözler’ tanımı da yapıyorlar diye duydum, ne derece doğru bilemem. Ama Turan Erol mavisi üzerine şiir yazıldığı doğru.

Haberin Devamı

RESİM VE SOSYAL SORUMLULUK

Haberin Devamı

Ankara’da bu hafta resim sanatının sosyal sorumlulukla içiçe olabileceğini gösteren iki etkinlik gerçekleşecek. İlk etkinlik Kavaklıderem Derneği’nden. Derneğin himayesinde, 27 Şubat Çarşamba günü saat 19.00’da Galeri Valör’de (Hilal Mahallesi/Yıldız) ressam Vahap Demirbaş canlı performans sergileyecek. “Sanat buluşmaları” adını taşıyan bu etkinliklerden elde edilen gelir, engellilerin yaşamda karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmak için hazırlanan projelere aktarılıyor. Derneğin çarşamba günkü toplantısına katılacak olanlar Galeri Valör’de birçok sanatçının eserlerinden oluşan “Kış Mahmurluğu” isimli resim sergisini de görme fırsatı bulacak. İkinci örneğimiz ise daha evrensel boyutta. Genç kuşak ressamlardan Çağatay Gökhan Çekiç, insan hakları evrensel bildirgesinin 9, 10 ve 11’inci maddelerine vurgu yaparak insanların, var olmalarından doğan haklarını hatırlatmaya çalışan bir sergi açıyor. Çekiç’in eserleri 26 Şubat Salı gününden itibaren Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sergilenecek.

Haberin Devamı

KENTTE NE VAR?

Orhan Taylan sergisi (1 Mart’ta açılacak-Çağdaş Sanatlar C Salonu/K.dere), Gültekin Serbest sergisi (28 Şubat’ta açılacak-Mustafa Ayaz Müzesi/Balgat), İsmail Altınok retrospektif sergisi (1 Mart’ta açılacak-İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Mehmet Ali Doğan-Sertap Yeğin-Engin Korkmaz sergileri (13 Mart’a kadar-Galeri Soyut/Hilal Mah.Yıldız), Burcu Şahin sergisi (1 Mart’ta açılıyor-Turkuvaz Sanat-Çankaya), Nizam-Süleyman Karakul resim ve heykel sergisi (15 Mart’a kadar-Yağmur Sanat/Atakule yakını), Mehmet Özcan Allahverdi sergisi (1 Mart’a kadar-Ziraat Kuğulu/Kavaklıdere), Burcu Pehlivan sergisi (12 Mart’a kadar-Kursart Sanat/Dikmen), Nur Sağman fotoğraf sergisi (6 Mart’a kadar-Dışişleri Bakanlığı/Balgat).

Yazarın Tüm Yazıları