Paylaş
Influencer pazarlamasının pandemiyle birlikte zirveye ulaştığını söylemek çok da yanlış olmaz. Birçok marka, şirket, hatta resmi kurum ve kuruluşların hesapları, kendi alanlarında uzman influencer’lar ile çalışarak mesajlarını kısa yoldan çok daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Zaten böyle bir dönemde yapılabilecek en iyi reklam yatırımlarında biri bu. Ancak reklam faaliyetlerinde, rekabet kanununa ve “kitabına uygun” çalışmak gerekiyor. Reklam paylaşımlarının “tüketici algısı” verilerek yapılması ve vergi usul kanununa aykırılık taşıması hem markanın hem de sosyal medya ünlülerinin büyük cezai yaptırımlarla karşılaşmasına sebep olabiliyor.
Bu sebeple sosyal medya mecralarından paylaşım yapan her influencer’ın Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğine uygun hareket etmesi gerekiyor. Özellikle, ürünlerin ve hizmetin satın alma linkleri ve paylaşılıyorsa ve satın almaya yönlendiren bildirimler yapılıyora ve bir “tüketici algısı” yaratılıyorsa yönetmeliğe dikkat etmekte fayda var. Yapılan paylaşımlar, pazarlama faaliyetleri, mecraların yüksek takipçili influencer’larının popülerliğini kullanarak bir markaya, bir hizmete veya bir ürüne popülerlik kazandırma amacı taşıdığı için “reklam”, yani dolayısıyla “ticari faaliyet” statüsünde gelir vergisine tabi oluyor. Bu kazançların vergilendirilmemiş olması durumu ise hem markaların hem de sosyal medya ünlülerinin büyük cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmalarına yol açabiliyor. Yani aslında vergi kaçakçılığı suçundan bahsetmek bile söz konusu.
Peki rekabet yasasına uygun hareket etmek için ne yapmalı?
Bu tarz paylaşımlarda, eğer gerçekten amaç reklam yapmaksa, “reklam içeriği” ibaresine yer verilmesi gerekiyor. Yani marka ya da şirket bu konuda bilinçli değilse bile, influencer’ların bu konuda insiyatif alıp konuyla ilgili bilgi sahibi olup reklam talebinde bulunan kişileri uyarması gerekiyor. Yurt dışındaki benzer pazarlama faaliyetlerine baktığımızda, reklam paylaşımında bulunan influencer’ların, paylaşımın “reklam içeriği” olduğunu belirttiğini görüyoruz. Aslında Türkiye’de bu konu yönetmelikle net hüküm altına alınsa da yapılan reklam paylaşımlarında henüz yansımasını göremiyoruz.
“Reklam içeriği”, “sponsorlu” ya da “ürün tanıtımı” gibi bilgilendirmelerle paylaşılması gereken reklam içeriklerinden elde edilen gelirler, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre; “ticari kazanç” olarak kabul ediliyor. Yönetmelikte konu hakkında geçen ve özet niteliği taşıyan cümle ise; “01.01.2015 tarihli 29232 numaralı Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’ne göre, internet üzerinde yayınları yapılan paylaşımlarda reklam içeriği bulundurulduğu açıkça belirtilmelidir. Buna uyulmamasının da ciddi cezai müeyyidesi bulunmaktadır.” şeklinde.
Kazan kazan modeli 2021 yılında da devam edecek
Görünen o ki dijitalleşmenin hızlanması, e-ticaret faaliyetlerindeki artış, sosyal medya reklamlarına yapılan yatırımlar 2021 yılında da devam edecek. Influencer marketing de bu yılın olmazsa olmaz pazarlama faaliyetleri arasında yer alacak. Bu ortamda mutlaka yasal yükümlülükler de daha fazla dikkate alınacaktır. Aksi halde, ansızın çok tanınmış markaların çok tanınmış fenomenlerin ceza haberleri gündeme gelebilir. Ayrıca, ben yeni yılda her iki taraf için de bir kazan kazan modeli olarak dikkat çeken bu çalışmaların çok daha yaratıcı versiyonlarını göreceğimizi düşünüyorum.
Açıkçası bu konuda da heyecanlıyım. Çünkü bu iş artık ciddi bir reklam ve pazarlama faaliyeti olarak ele alınıyor. Yani “evet arkadaşlar, bakın ben bu ürünü aldım, çok memnun kaldım, size de tavsiye ederim” dışında yeni söylemlerin, yeni uygulamaların yeni stratejilerin geliştirilmesi şart. Bu arada yasaklar ve kanunlar demişken, BTK’nın sosyal medya şirketlerine tanıdığı sürenin dolduğunu ve reklam yasaklarının da her an gündemimize gelebileceğini de unutmayalım. Bakalım önümüzdeki günlerde “reklamlar” karşımıza çıkabilecek mi ya da nasıl çıkacak, hep birlikte göreceğiz.
Paylaş