Paylaş
İnsanlığa umut olarak gösterilen bu aşı çalışmaların klinik denemelerinin üçüncü aşamasında bazı aşı adayları sonuç verdi. Bu gelişme Covit 19 salgınının yaygın bir aşılama programıyla kontrol altına alınabileceğine dair umutları yeşertti. Dünya genelinde yüzün üzerinde aşı adayıyla süren araştırmalar sonucunda ortaya çıkan aşılarda farklı teknikler kullanıldı. Bunlar; mRNA, inaktif ve viral vektör gibi metotlar. Bu metotlardan mRNA teknolojisini kullanarak öne çıkan şirketler ise Moderna ve Pfizer/Biontech oldu. Bu iki şirketin aşılarının mRNA olmasının yanında bir başka ortak yönleri daha var. Her ikisinin aşı çalışmalarının ardında Türk kökenli bilim insanlarının bulunması. Moderna şirketinin aşısının ardındaki isimlerden biri olan Teknik Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Nedim Emil Altaras ile görüştüm.
Altaras,”Genetik diziyi aldıktan sonraki 63 gün içinde insan testine hazır bir aşı adayı elde ettik. Başarımızla çok gurur duymama rağmen, bu yolculuğumuzun sadece başlangıcıydı. MRNA teknolojisinin bir aşı olarak vaadini dünyaya hızla göstermek için çaba sarf ediyoruz. Başarılı bir aşı geliştirme hedefiyle, 2021'de dünyaya yüz milyonlarca doz verebilecek şekilde üretim teknolojilerini büyütmek için gece gündüz çalıştık. Ocak ayından bu yana bir maraton koşuyoruz ve hâlâ başaracak çok şeyimiz var.” diyor.
Başlangıçta Zika aşısının geliştirilmesi üzerinde çalıştığını belirten Altaras, “Çalışmalarımın çoğu, pandemik tepki senaryolarına ve hızlı tepki için mRNA teknolojisine odaklaydı. Moderna'da mRNA ürünleri için üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasından sorumluyum. Covid-19 aşısının üretimi için de mRNA teknolojisini kullandık.” dedi.
Bilindiği gibi mRNA metodu ile üretilen Moderna ve Pfizer/Biontech aşılarının klinik etkinlik dereceleri, %95 civarı olarak açıklanmıştı. Aşı ile ilgili çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiğini açıklayan şirket arasında Pfizer – BioNTech, (ABD-Almanya), Gamaleya Institute (Rusya), Moderna (ABD), Oxford Üniversitesi / AstraZeneca (İngiltere) , Sinovac (Çin) yer alıyor. Bu çalışmalar arasında mRNA teknolojisi diğerlerine göre yeni nesil sayıldığından ilgi çekiyor.
mRNA aşılar, viral vektör aşılara kıyasla kısa zamanda daha fazla üretilebilecek teknolojiye sahip. Diğer farklılıksa dağıtım ve depolama esnasında yaşanıyor. mRNA aşıların diğer aşılara nazaran çok daha düşük ısıda soğuk zincirde saklanması ve taşınması gerekiyor. Bu, ülkelerin aşı lojistiği ve saklama koşulları sebebiyle dezavantaj gibi görülebiliyor. Ancak İngiltere, ABD ve Kanada mRNA aşısının kullanımına onay veren ülkeler arasında.
“İki ay içinde insan testine hazır bir aşı elde ettik”
Ocak ayından bu yana Covid-19 aşısı üzerinde çalıştığına değinen Altaras, “O zamandan beri aralıksız çalışıyorum. Ocak ayında, genetik diziyi aldıktan sonraki 63 gün içinde insan testine hazır bir aşı elde ettik. MRNA teknolojiyle üretilen aşı adayını bir an önce dünyaya sunmak için çalışan birçok bilim insanı ve mühendisle çalıştım. 2021'de dünyaya yüz milyonlarca doz verebilecek şekilde üretim teknolojilerini büyüttük. Önümüzdeki seneyi değerlendirmem gerekirse, Covid-19 için geliştirilen birkaç aşıdan çok umutluyum, salgına karşı bu savaşı kazanacağız. Hayatın 2021'in ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş yeni bir normale dönmeye başlayacağını düşünüyorum.” diyor.
Tıpkı Dr. Özlem Türeci ile Prof. Dr. Uğur Şahin gibi eşiyle birlikte ama farklı departmanlarda çalıştığını belirten Nedim Emil Altaras, “Ben geliştirmede rol alırken eşim Gina, üretim operasyonlarını destekledi. Ancak o, ocak ayında çocuklarla daha fazla zaman geçirmek için işi bıraktı. O zamanlar, salgın ABD'yi henüz etkilememişti ve büyük bir salgın yaşayıp yaşamayacağımız henüz belli değildi. Şu an bu kadar aşama kaydettiğimiz bir aşı çalışmasında bizimle olduğunu söyleyemediği için pişman olsa da katkılarından gurur duyuyor ve ben aşının üretilmesi için uzun saatler boyunca çalışırken o çocuklarla birlikte olabildiği için mutlu.” diyor.
İstanbul doğumlu olan Altaras, ona ilham veren ve bilim sevgisini aşılayan lise kimya öğretmeni Sercin Divanlıoğlu başta olmak üzere İstanbul’daki öğretmenlerine müteşekkir olduğunun da altını çiziyor. Eğitimine Kanada, McGill Üniversitesi'nde kimya mühendisliği okuyarak devam eden Altaras, ardından Wisconsin Üniversitesi'nde kimya mühendisliği alanında doktora yapmış ve Merck'te aşılar üzerine geliştirme ve imalatta 15 yıl çalıştıktan sonra mRNA teknolojisinin geleceğinden etkilenerek 2016 yılında Moderna'daki görevine başlamış.
Paylaş