Paylaş
Şimdi isterseniz teknolojik çözümlere geçmeden önce moda sektörüne ait bazı sayısal verilere göz atalım.
Global Fashion Agenda, giyim tüketiminin 2030 yılına kadar %63 artacağını tahmin ediyor. Ellen MacArthur Foundation raporu ise giysilerimizi 10 yıl öncesine göre %40 daha az giydiğimizi ve Birleşik Krallık'taki giysilerin %26'sının, sahibi artık istemediği için elden çıkarıldığını gösteriyor.
Fast Fashion olarak tanımlanan Hızlı Moda iş modeli, aşırı tüketimi teşvik ediyor ve çoğunluğu tek lifli malzemelerden yapılmayan ve geri dönüştürülemeyen aşırı atık üretimine yol açıyor. Ellen MacArthur Vakfı'na göre, giysilerin yetersiz kullanımı ve geri dönüşüm eksikliği nedeniyle her yıl 500 milyar dolardan fazla değer kaybediliyor.
BBC Earth'e göre, dünya çapında binlerce farklı kimyasal kullanılarak 100 milyar giysi üretiliyor ve 5 parçadan 3'ü sadece 1 yıl içinde çöplüklere gidiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde, tekstil çöplük atığı 2008'de 11 milyon tonun üzerindeydi. Tüm bu olumsuzlukların yanında olumlu gelişme ise tüketicilerin artan farkındalıkları ve moda ürünleri için daha sürdürülebilir ve etik özelliklere yönelik talepteki artış.
Örneğin Pulse of the Fashion Industry raporu, katılımcıların üçte birinin sorumlu uygulamaları nedeniyle giyim markalarını değiştirdiğini gösteriyor. McKinsey'e göre, tüketicilerin %60'ından fazlası, satın alırken çevresel etkiyi önemli bir faktör olarak görürken, Neilsen'e göre %66'sı sürdürülebilir şekilde üretilmiş ürünler için daha fazla ödemeye istekli.
Modada Sürdürülebilirlik ve Döngüsel Ekonomi
Sürdürülebilir moda, giysi, aksesuar ve makyaj malzemelerinin çevreye duyarlı bir şekilde üretilmesini, müşterilere ulaştırılmasını ifade ediyor. Bu yaklaşımın temel hedefi ekosistemi korumak, kirliliği önemli ölçüde azaltmak, geri dönüşüm uygulamalarını teşvik etmek, yeniden kullanım ve daha az tüketim ile doğal kaynakların sorumlu kullanımını sağlamaktır.
Modada sürdürülebilir uygulamalarına örnek olarak biyolojik olarak parçalanabilen kumaşların, geri dönüştürülmüş malzemelerin, ikinci el satın almanın veya eko ambalajların kullanılması verilebilir. Bir diğer önemli nokta ise sürdürülebilirlik için, bu uygulamaların tasarımdan üretime, paketlemeden ve dağıtıma kadar üretimin tüm aşamalarına dahil edilmesini gerektirir. Gelişen teknoloji bu uygulamaları hayata geçirmede moda sektörüne en büyük desteği vermekte.
Döngüsel ekonomi yaklaşımı da modada teknolojinin desteği ile uygulanabilir. Döngüsel ekonomi konsepti, malzeme ve ürünleri mümkün olduğunca uzun süre kullanımda tutarak ürün ve üretim sisteminden atık tasarlamayı amaçlar. Bu uygulama yenilenebilir malzemeleri dahil ederek ve eski kıyafetleri yenileriyle geri dönüştürerek gerçekleştirilir.
Zaten bir süredir tüketiciler ve perakendeciler, moda endüstrisi tarafından üretilen muazzam miktardaki atığın daha fazla farkına vardıkça, israfı önlemek için yeni çabalar sarf ediliyor. Hatta Burberry, Gap, H&M, Nike ve Stella McCartney gibi büyük markalar Make Fashion Circular girişimini oluşturarak sürdürülebilir modayı desteklemek için güçlerini birleştirdi.
Teknoloji Sürdürülebilir Modayı Nasıl Destekliyor?
Modada sürdürülebilirliğin ölçeklenmesi, büyük ölçüde teknolojik ve iş modeli yeniliklerine bağlı. Sektörün dönüşüme yatırım yapması gerekiyor. Bu büyük ölçüde liderliğe, eko-amaca, endüstri iş birliğine, yasal düzenleyicilere ve tüketicilere bağlıdır. Global Fashion Agenda’ya göre yeni teknolojilerin ve süreç iyileştirmelerinin uygulanması, kârlılığın yanı sıra çevresel ve sosyal performansı da artıracak.
Yine Pulse of the Fashion Industry raporunda, dijitalleşmedeki fırsatların benimsenmesinin sürdürülebilir uygulamalara geçiş çabalarını hızlandırmanın anahtarı olduğuna yer veriliyor. Bu sebeple şirketler, ilerlemeyi engelleyen teknolojik ve ekonomik sınırlamaların üstesinden gelmek için daha odaklı ve koordineli çabalar gösterebilmeli. Şimdi gelin teknolojinin sürdürülebilir modayı nasıl desteklediğine bakalım.
3 Boyutlu Sanal Numuneler
Geçmişte ürün numunelerinin tasarım ve alım satım yaşam döngüsünde fiziksel olarak varolması bir zorunluluktu. Bu numuneler hem tasarımcılara hem de perakende satın alma ekiplerine ürünün doğru bir temsilini sağlarken, üretim öncesi son haline karar verilene kadar 20 veya daha fazla numune gerektirebilirdi. Bununla birlikte, 3D teknolojisinin gelişimiyle, sanal numuneler hem tasarım hem de ürün geliştirme aşamalarındaki malzeme ve zaman israfını azaltan dijital bir yöntem oldu.
Alternatif tekstillerin kullanımı
Tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılan malzemelerin üretiminde son derece yüksek miktarda su kullanılıyor. Öyle ki bir pamuklu gömleğin yaratılması, bir kişinin 2,5 yılda içtiği kadar su gerektirebiliyor. Naylon ve polyester gibi sentetik malzemelerin üretimi sırasında ise daha az su kullanılsa da bu seferde tehlikeli sera gazları söz konusu olabiliyor. Burada da moda ve tekstiller için geri dönüştürülebilir, yenilenebilir, yeniden kullanılabilir ve sorumlu bir şekilde tedarik edilen sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesi alternatifler sunmakta. Bazı çevre dostu tekstil alternatifleri, geri dönüştürülmüş lifler ve tarımsal atık ürünlerden elde edilen lifleri içerir. Bu yeni tekstil ürünleri, üretim sırasında daha az atık üreten, uzun süre dayanan ve biyolojik olarak parçalanabilen seçenekler sunabiliyor.
Stella McCartney gibi tasarımcılar, biyo bazlı kürk gibi yenilikçi malzemeler kullanarak kapalı döngü ve sürdürülebilir iş modellerine öncülük ettiler. Bu %37 oranında bitki bazlı kumaş, geleneksel sentetiklere göre %30'a kadar daha az enerji ve %63'e kadar daha az sera gazı üretiyor. Ayrıca, Ananas Anam şirketinin ananas yaprağı lifinden ve mantarlardan yapılan bitkisel deri olan yenilikçi çevre dostu alternatifi de bahsetmeye değer. Yine alternatif malzeme kullanımına diğer bir örnekte Anke Domaske adlı Alman mikrobiyoloji öğrencisinin Üniversitede 'Kendi Giysilerini Yetiştir' projesinde süt, çay ve kahve çekirdekleri kullanması olmuştu.
Yüksek Teknoloji Malzemeler ve Vegan Deri
Teknolojinin modayı sürdürülebilir hale getirmesinin diğer yollarından biri de hayvanların hayatlarını kurtarmaktır. Danışmanlık firması Grand View Research (GVR), hayvansız ürünleri tercih eden tüketici sayısındaki artış ve hayvansız ürünler üretmenin düşük maliyeti nedeniyle küresel suni deri pazarının 2025 yılına kadar 85 milyar dolara ulaşacağını tahmin etmektedir.
Örneğin, Modern Meadow, Modern Meadow, sürdürülebilir malzemeler oluşturmak için biyofabrikasyonu kullanan bir Amerikan biyoteknoloji şirketidir. Bira yapımına benzer yöntemlerle fermente edilen maya hücrelerinden deri üretiyor.
Giyim markası Musto ise, sıcaklık, konfor veya esneklikten ödün vermeden kuş tüylerine sürdürülebilir ve hafif bir alternatif sunan Primaloft® Black Eco kullanan Land Rover ile ortaklaşa ABOVE AND BEYOND adlı bir giyim serisi yaratmıştı.
Otomasyon ile talep üzerine üretim
Hızlı moda yaklaşımı ile giysi üretip sonra satmak yerine, ürünler sipariş edilir ve üretilir. Günümüzde tek ve küçük seri üretimin maliyeti üretimdeki otomasyon ve inovasyon ile azalıyor artık. Talep üzerine üretim ile azalan iadeler ve garantili satışlar sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Yine 3D yani 3 boyutlu baskı, teknolojinin modayı sürdürülebilir hale getirmesinin bir başka yoludur. Bu tür baskıları, Iris Van Herpen yenilikçi tasarımcılar sayesinde Paris, Londra ve Milano podyumlarında çoktan yerini aldı.
3D baskı sektörde çok yaygın olan kumaş israfını önlemesi, 3D baskıdan yapılan kıyafetlerin hazırlanması uzun sürmediğinden sipariş üzerine üretilebilmesi nedeniyle çevre dostu olarak kabul edilmekte.
Mobil Vücut Taraması
Tasarımcılar ve üreticiler, müşterilerin vücut şekillerini “ortalamak” için tasarlanmış son derece sınırlı bilgilere dayanarak giysilerin boyutlarına karar verirler. Ücretsiz gönderim avantajı ile edeni uygun olmayan ürünleri iade etmek amacıyla birden fazla bedende giysi satın alımı ise maalesef ki hem müşteriye ulaşımı hem de iade dönüş yolu boyunca dev bir karbon ayak izi birikmesine, ürünlerin bu süreçte hasar görüp kullanılamaz hale gelmesine neden oluyor. Tüketiciler, mobil vücut tarama ürünlerinden yararlandıkça, perakendeciler vücut şeklini daha iyi anlamak ve daha iyi oturan giysiler oluşturmak için ek veriler toplayabilir ve AR giysi deneme çözümleri sayesinde ürün iade oranlarını düşürebilir. Önümüzdeki beş yıl içinde artırılmış, sanal ve karma gerçeklik gibi teknolojiler yaygınlaştıkça, sanal giyinme deneyimleri sanal alışverişin geleceğine büyük oranda katma değer sağlayacak.
Vücut taraması veya sensörlü beden ölçü yöntemleri ile üretici ve tasarımcılar bir skalaya bağlı kalmak yerine farklı vücut tiplerine uyacak giysiler oluşturabilir. Sonuç, daha az iade, daha yüksek dönüşüm oranı ve perakendenin çevresel ayak izini azaltmaya yardımcı olabilecek gelişmiş doğruluk ve verimlilik sağlayan vücuda daha iyi oturan giysiler ve memnun müşteriler olacaktır.
Laboratuvarda Yetiştirilen Mücevherler
Teknoloji, aksesuar tasarımı alanında da modanın sürdürülebilirliğine laboratuvarda yetiştirilen elmaslar ve değerli taşlar ile katkı sağlıyor.
Önde gelen şirketlerden biri, Kimyasal Buhar Biriktirme (CVD) adı verilen bir işlem kullanarak laboratuvarda yetiştirilen yüksek kaliteli elmasları yaratan Lark ve Berry. Burada, bir elmas tohumu, metan ve hidrojenden oluşan bir plazma ile yüksek basınçlı bir odaya yerleştirilir ve daha sonra 2200 derece Fahrenheit'e kadar ısıtılıyor.
Laboratuarda yetiştirilen elmaslar, doğal bir elmastan çok daha az enerji gerektirir. Bu miktar elmas madenciliği için gereken enerjinin yaklaşık üçte biri veya daha azdır ve daha az yakıt ve kirlilik anlamına gelir. Diğer yandan bu yöntemle bitkilerin ve hayvan yaşam alanlarının yok edilmesinin de önüne geçiliyor.
Tüm bu uygulamalara ilaveten sürdürülebilir moda için yapılabilecek hala çok şey var. Moda markaları, mevcut ve olası problemleri tespit ederek, dijital dönüşümü ve yeni teknolojileri uygulayarak tedarik zincirindeki herkese ve tüketicilere fayda sağlayacak çözümler üretmeye devam etmeliler.
Paylaş