Paylaş
Crypto Climate Accord isimli bir grup, kripto para madenciliğinin olumsuz etkileriyle başa çıkmaya çalışıyor. Bu grup, kripto para endüstrisindeki enerji tüketimini, 2030 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerjiden karşılayacak şekilde düzenlemeye çalışıyor. Grup, sürdürülebilir blok zinciri ve kripto teknolojisi isteyen CoinShares, ConsenSys, Web 3, Ripple ve Birleşmiş Milletler gibi tarafları bir araya getiriyor.
Kâr amacı gütmeyen Energy Web'in CEO'su Walter Kok, blok zincirinin yeşil enerjiyle çalışır hale gelmesini amaçladıklarını söylüyor. Kripto paralar için artan talep ve bireyler arasında blok zinciri tabanlı çözümlerin benimsenmesi kritik bir konuyu gündeme getiriyor: Teknolojinin artan enerji tüketiminin dünyanın iklimi üzerindeki etkisi.
Kripto paraların daha yaygın hale gelmesi, yenilenebilir enerjiye geçişi zorunlu kılıyor. Energy Web pazarlama direktörü Peter Bronski, Bitcoin'in yılda yaklaşık 136 terawatt saat elektrik tükettiğini söylüyor. Küçük bir kıyaslama yapıldığında Çin, tek başına 2 bin 200 terawatt saat yenilenebilir elektrik üretiyor. Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma ise Bitcoin için yıllık elektrik tüketiminin İsveç'in bir yıl içinde ürettiği elektriğe denk olduğunu gösteriyor. Digiconimist verilerine göre ise Ethereum ağı yılda tahmini 33.6 terawatt saat elektrik tüketiyor. Bu tüketim, Danimarka’nın tüketimiyle aynı seviyede.
Crypto Climate Accord, tüm blok zincirleri dahil olmak üzere kripto para endüstrisi ile birlikte çalışarak, 2030 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik enerjisi kullanılmasını hedefliyor. Pek çok kuruluş, faaliyetlerini karbondan arındırmak için tek tek adımlar atarken, Crypto Climate Accord endüstri çapında bir koalisyon ve ölçeklenebilir çözümler sunmak istiyor. Bu çalışmalarda en büyük yenilik ise kripto para endüstrisi tarafından ortaya çıkan emisyonların ölçülmesinde kullanılacak, açık kaynaklı standart oluşturulması olacak. Oluşturulacak standart ve geliştirilecek yazılımla birlikte kripto endüstrisindeki karbon ayak izi doğrudan ölçülebilecek. Bu sayede küçük ölçekli gruplarla yapılan ölçümlerin ötesine geçilecek.
Yıllık bazda karbon ayak izi yönünden baktığımızda Bitcoin tek başına Hong Kong ile Ethereum ise Litvanya ile eş değer karbon ayak izine sahip. Kripto para ekosisteminde tüketimler çok yüksek olsa da yenilenebilir enerjiyle desteklenebilme potansiyeli halen yüksek. CoinShares tarafından 2019'da yapılan araştırma, Bitcoin ağının yaklaşık yüzde 74,1'inin Güneybatı Çin gibi bölgelerdeki hidroelektrik santraller sayesinde yenilenebilir enerji ile güçlendirildiği sonucuna vardı.
Paylaş