Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Karadeniz'de Yunan görevliler

Türkiye,PKK belasını henüz def edememişken, yeni bir oyun tezgâhlanmaya başlandı.

Bu oyunun sahneye konulacağı bölge Karadeniz...

PKK'nın bir süredir Karadeniz'i eylem alanı olarak seçmesi belki de bu oyunun bir parçası, ama asıl amaç bölgede PKK'yı güçlendirmek değil...

İstenen, Türkiye'nin etnik yapısıyla yeni bir boyutta oynamak ve Karadeniz'in karışık etnik yapısını ve tarihini kullanarak Türkiye'nin başına dertler yaratmak.

Bu oyunun kastingini hazırlayanlar oyuncuları bulmuşlar bile.

Laz, Rum, Abaz ve Gürcü kökenliler.

Aynı kimlik altında uzun süredir bir arada yaşayan bu insanları şimdi bölme çalışmaları var.

Ve tahmin edeceğiniz gibi bu oyunun arkasında da dış güçler var...

Son derece güvenilir istihbarat kaynakları, geçtiğimiz aylar içerisinde, Yunanistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nde görevli birtakım kişilerin Karadeniz'in dağ köylerinde görüldüğünü söylüyorlar...

Bunlardan bazılarının bu köylere zaman zaman ziyaretlerde bulunduklarını, hatta düğünlerine katıldıklarını Türk istihbaratı tespit etmiş durumda.

En az Doğu ve Güneydoğu kadar geri kalmış bu yörelerde bu faaliyet son derece dikkat çekici.

PKK'nın Yunanistan'la bağı göz önüne alındığında, örgütün eylemlerini buraya doğru kaydırmasının bu oyunun önemli bir parçası olduğunu gösteriyor.

Rus-Yunan ilişkilerinin son dönemdeki boyutu da, bu oyunun emprezaryoluğunu kimin yapabileceği konusunda bir fikir veriyor.

Karadeniz'in, gelecek dönem Dünya ekonomisinde oynayacağı rol, Rusya'nın bölgedeki etkinliğini arttırma çabasıyla ortak düşünülünce, bu fikrin alt yapısı da güçleniyor.

Gürcistan'la Türkiye'nin tarihi ilişkilerine bakıldığında, bu ülkeyle bugün iyi giden ilişkilerin yarını konusunda tahmin yapmak da zor. Rusya faktörünün devreye girmesiyle, bu ilişkilerin sıkıntılı olması pek de uzak bir ihtimal olarak görünmüyor.

Ortadoğu'nun bunalımlı ekseni ve Türkiye'nin buna bağlı olarak güneyinde yaşadığı sorunlar, şimdi Kafkaslar'a ve Türkiye'nin kuzeyine kayıyor.

Bu nedenle de Karadeniz'deki PKK faaliyetini ‘‘Topu topu 50 çapulcu. Mesele değil’’ diye ele almak, Özal'ın 80'li yıllarda ilk PKK faaliyetlerine baktığı açı ile aynıdır.

Bunca acı tecrübeden sonra, o üç-beş çapulcuyu, büyük oyunun parçası olarak görüp, ona göre tedbir almak gerekir...

İman yoksa, para var

REFAH'ı değil, ama Refah'ın çalışma yöntemlerini her zaman takdir etmişimdir.

Aslında din ve imanla pek bağdaşmayan bir tavır içindeki bu partinin İslam'ın yalnızca bir sözünden etkilendiğini hep farkediyorum:

‘‘Hiç ölmeyecemiş gibi Dünya, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.’’

Refah'ın bu sözden etkilenmesi şöyle olmuş bence:

‘‘Hiç iktidar olmayacakmışcasına muhalefet yap, yarın seçim olacakmışcasına seçim için çalış.’’

Bunun uygulamaya yansıması şöyle oluyor:

Refah, hiçbir zaman yapamacağı şeyler söyleyerek oy topluyor. Ve oy toplama faaliyetini başlatmak için de seçim dönemlerini beklemiyor.

Sürekli çalışıyor.

Son ele geçen, Refah'ın seçime hazırlık el kitapçığı ise ilginç.

Her yolu öneriyor.

Ancak en vahim iki öneri, etnik ve dini unsurların kullanılması ve rüşvet verilmesi...

Bunlardan ilki Türkiye'yi karıştırmaya yönelik.

İkincisi ise geçerli bir yol.

Ve belki de Refah'ın en çok kullandığı yol.

Ve bu yolun önerilmesi şunu gösteriyor:

Refah'ın para kaynakları kurutulmazsa, bu parti durdurulamaz.

Ve hep söylediğim gibi, Refah'ın kaynaklarına ÖDP sahip olsa, tek başına iktidar olur.

Refah'ın para kaynaklarının neler olabileceğine ise, başka bir gün birlikte tekrar göz atarız...

Mide bulantısı

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in tavırları iyiden iyiye midemi bulandırıyor artık...

29 Ekim kutlamaları nedeniyle, Çankaya Belediyesi ve Ankara Valiliği'nden yediği şamarlardan sonraki tavırları, tam mahallenin arsız çocuğuna yakışacak türden.

Gece yarıları zabıtalarını seferber edip, sokaklarda adamları itiştiriyor.

Külhanbey gibi edalarla yapılanları yıktırmaya, bozdurmaya çalışıyor.

Mide bulandırıyor...

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentini bu adama bırakanlara lanet ediyorum.

Yazıklar olsun...

Yazıklar olsun...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Bayramlarda, gazilerimizi sokaklarda koşturmak yerine, şeref tribününde oturttuğumuz zaman...

M.Ö.

Yazarın Tüm Yazıları