TARIM ve Köyişleri Bakanlığı bazı firmaların baskısı ile halkın ve çocukların en temel besin maddelerinden olan çiğ süt ve yoğurttaki yağsız kuru madde şartını kaldırdı. Diğer taraftan, yoğurttaki süt proteini oranını ise %4’den %3’e indirdi.
Süt Tebliğindeki Değişiklik; 14.2.2000 tarih ve 23964 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’nde çiğ sütün bileşiminde yağsız kuru madde zorunluluğu bulunmaktaydı. Ancak, 22.8.2006 tarih ve 26267 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan mevcut Tebliğdeki değişiklik ile çiğ sütteki yağsız kuru madde zorunluluğu kaldırılmıştır.
Yoğurt Tebliğindeki Değişiklik; 3.9.2001 tarihli 24512 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Fermente Sütler Tebliği’nde yoğurt bileşimindeki süt proteini için ağırlıkça en az %4, yağsız kuru madde için ağırlıkça en az %12 olması zorunluluğu getirilmişti. Ancak, 16 Şubat 2009 tarihli 27143 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ilgili Tebliğ değişikliğinde, yoğurtta bulunması zorunlu olan süt proteini oranı ağırlıkça %4’den %3’e düşürüldü. Yoğurdun bileşiminde ağırlıkça en az %12 olması gereken yağsız kuru madde zorunluluğu ise kaldırılmıştır.
Konuyla ilgili bilim insanları ve uzmanların görüşlerine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili tebliğlerde yapmış olduğu değişikliklerle çiğ sütün sulandırılmasının ve doğal yoğurtta kullanımı yasak olan katkıların kullanılmasının yolu açılarak, firmalara hile yapma ve daha çok kar yapma olanağı sağlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Tarım Örgütü’nün belirlediği standardın altına düşerek çiğ sütte ve yoğurtta yağsız kuru madde zorunluluğunu kaldıran, yoğurttaki süt proteini oranının düşüren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sütün ve yoğurdun besin değerinin ve kalitesinin düşmesine, sağlık açısından risk ve tehlike oluşturabilecek katkı maddelerinin kullanılmasına neden olmuştur.
Bu uygulama ile ülkemize özgü olan geleneksel yoğurt, yani ’Türk Tipi Yoğurt’ ortadan kaldırılarak toplum ve tüketiciler firmaların daha çok kar elde edebilecekleri yoğurt tipine yönlendirilmek istenmektedir.
Bu uygulamayla tüketiciler kullandıkları hazır yoğurtta %25 daha az protein alacaklardır. Yoğurdun besleyicilik değeri düşecektir. Diğer taraftan, sütlerin bileşiminde yağ dışında bileşimle ilgili hiçbir kriterin Tebliğde olmaması her türlü hileye yol açacağından proteinsiz sütün üretilmesine de neden olunacaktır. Tüketiciler aldatılacak, sağlıkları olumsuz yönde etkilenecektir. Toplumun beslenmesine büyük bir darbe vurulacaktır.
Bu uygulama kalitesiz süt tozu ve çeşitli katkı maddelerinin ithalatını ya da çeşitli yollardan ülkeye girişini arttıracağından süt hayvancılığına ve ülke ekonomisine büyük bir darbe vurulacaktır. Çiftçi, tüketici ve ülkemiz çok büyük zarar görecektir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu uygulaması tam bir skandaldır.Bakanlık ivedi olarak bu yanlış uygulamayı durdurmalıdır.
Tüketicilerin ne yediğini ve içtiğini bilme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, tüketicilere şunu öneriyoruz:
Etiketinde; protein oranının en az %3.2-3.4, kuru madde oranının en az %10 olduğunu yazmayan ambalajlı sütü almayın. Aynı şekilde, etiketinde; protein oranının en az %4, kuru madde oranının en az %12 olduğunu yazmayan ambalajlı yoğurdu almayın.
Turhan ÇAKAR-Tüketici Hakları
Derneği Başkanı
www.tuketicihaklari.org.tr
Parkta haksız işgal
ETLİK Halil Sezai Erkut Caddesi ile Akşemseddin Caddesi’nin kesiştiği köşedeki parkta geçen yıl bir büfe açıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin izni ile açıldığını, tabelasından anladığımız büfe, zaman içerisinde ilk alanının 3 katı büyüklüğe ulaştı. Önce kapalı bir eklenti yapıldı. Daha sonra belediyenin oturmak için koyduğu banklar kaldırılıp, yapay çimle döşeli ve büfeye eklenmiş hale getirildi. Etrafı da çevrildi. Tüm bunlar ile parkı kullanan kişilerin spor alanı daraltıldı. Zaten sınırlı olan oto park imkanı iyice azaldı.
Merak ettiğim konu; Büyükşehir Belediyesi izni ile faaliyet gösteren bir büfe, hangi gerekçe ile bu denli geniş bir alanı işgal eder ve bu işlem kira bedeli arttırılarak mı yapmıştır?