Sultanların akmayan makyajı

Podyuma çıkar gibi çıkıyorlar sahaya...
Çin maçında bir bizim kızlara baktım, bir de rakiplerine...
Bizimkilerde kırmızı-mavi ojeler, farlar, rimeller, dudaklarda hafif parlatıcılar...
Çinli oyuncularda ise sıfır makyaj.
Güney Kore maçında da rakip oyuncular en doğal halleriyle sahadaydılar.
Eminim bizim kızlara çok şaşırmışlardır.
Diyeceksiniz ki Çinliler, Güney Koreliler zaten sadeliğe önem verirler.
Peki Brezilyalılar?
Brezilya, dünyanın en çok estetik yapılan ülkelerinden biridir, kadınları güzelliğe ve bakıma düşkündür...
Buna rağmen Brezilyalı kadın voleybolcularda da neredeyse hiç makyaj yoktu.
Sırp rakipte ise bir-iki oyuncuda hafif makyaj gördüm.
İşin ilginci, o kadar performansa, terlemeye, atlayıp uçmaya rağmen bizim kızların makyajı asla bozulmuyor, göz kalemleri akmıyor...
Belli ki özenle, kalıcı makyaj yapıyorlar.
Bizim kızlar dün gece ABD maçından sonra gruptan çıktılar mı bilmiyorum ama olimpiyatların en bakımlı takımı oldukları kesin.
Hangisi daha iyi derseniz?
Diğer takımların doğal halinin yanında ben bizim kızların bakımlı halini tercih ederim...

Kuruçeşme, konser alanı olamayacak kadar kıymetli

Kuruçeşme Arena konser alanı olarak kapanıyor, bakıyorum da herkes yasta...
Oysa orası konser alanı olamayacak kadar kıymetli bir yer.
Oranın konser alanı olmamasına değil, asıl konser alanı olmasına şaşmak gerekiyordu son beş yıldır.
Tamam, dünyanın en güzel konser alanı, orada konser vermek de izlemek de büyük keyif ama ekonomik ve ticari olarak gerçekçi değildi bu...
Şimdi oraya Mandarin Otel kurulacak.
Devasa bir şey olmayacak bu otel.
Arazinin sahibi eski Fenerbahçe Başkanı Tahsin Kaya’yla konuştuğum için biliyorum.
“İnşaat metrekaresi az bir arsa orası. Zaten inşaat metrekaresi fazla olsa hepsini satmazdım” dedi Tahsin Bey...
Kuruçeşme’de son konserlerin tadını çıkarmaktan başka yapacak bir şey yok...

Kayınpederin yaptığı...

Cem Yılmaz-Ahu Yağtu ilişkisinde başından beri kayınpeder Neşet Bey’in tutumunu eleştiriyorum.
Bu kadar mı medyatik olmayı sever insan...
Bu kadar mı rol çalar kızından, damadından...
Bundan dolayı Cem Yılmaz’la da Ahu Yağtu’yla da problem yaşayacağını söyledik.
Öyle de oldu işte...
Ama görünen o ki beyefendi duramıyor, duramayacak...
Yok torunu Kemal’i göstermiyorlarmış, yok bu kadar zulüm Kongo’da bile yokmuş...
İnsanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş ya...
Cem Yılmaz çocuğuyla, ailesiyle bu kadar medyadan uzak durmaya çalışırken...
Medyaya her türlü malzemeyi veren bir kayınpederi oldu.
Allah kolaylık versin...

Yazıklar olsun!

İstanbul’un göbeğinde, Baltalimanı’nda 17 yaşındaki bir genç elektrik akımına kapılarak öldü. Meğer bir elektrik direği ile yol boyunca bulunan çelik bariyer halatları bitişikmiş.
Elektrik direği kaçak yapınca, bariyerlere dokunan genç hayatını kaybediyor. Bu pisi pisine ölümler Türk insanının kaderidir.
Ve bu makus talihimizi değiştirmek için bir yetkili de çıkıp masaya yumruğunu vurmuyor. 17 yaşında gencecik bir can daha gitti işte...
Elektrik kurumu yetkilileri açıklama yapma zahmetine bile katlanmıyor.
Nasıl olsa biliyorlar hiçbir ceza almayacaklarını, işlerinden olmayacaklarını, hayatlarına aynı şekilde devam edeceklerini.
Yazıklar olsun...
Hepimize yazıklar olsun.
Her ne sebeple olursa olsun gencecik yaşta hayata veda eden bu vatan evlatlarının hepsi yakamıza yapışacak...