Şu Fırat'ın suyu akar derindir...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Kadınlar ağladılar...

Fırat onları ağlattı...

Derler ki; Fırat'ın kırk dalgasından otuz dokuzu bereket, biri zulümdür...

Ve kırkıncı dalga geldiğinde, Fırat kenarında hep çocuklar-gelinler-kadınlar ağlaşır...

Bizler hep kırkıncı dalganın öykülerini okuyup, ağıt türkülerini dinledik...

Bu kez baktım; anam, bacılarım ağlıyor...

*

Güzel köyümüz Tülmen'in çevresindeki dağlara çıktığımızda, Fırat'ın o dağların arkasından aktığını bilirdik... Sümüklü burnumuzu çeke çeke, sineklerimizi kova kova, küçük ellerimizi gözlerimize siper yapar, kuzenlerim o iki Mahmut ile öyle bakardık...

Biz Fırat'a hiç gidemedik...

Bir gün Fırat bize geldi...

Önüne çekilen barajla kabardı, büyüdü, devleşti... Köyümüzün yakınlarına kadar sokuldu...

O iki Mahmut sık sık Fırat'a koştular...

Geçen hafta demek ki kırkıncı dalga geldi... Bir gece vakti haber verdiler:

‘‘İki Mahmut, Fırat'ta boğuldular...''

Fırat kıyısında, İkisini birbirlerine sarılmış bulmuşlar...

Fırat da onlara sarılmış...

*

Birkaç gündür oralardaydım...

Fırat'ın önüne set çekilmesinden bu yana, suda boğulanların sayısının bine yaklaştığını söylediler... Fırat bir yandan dalga dalga bereket getirirken, bir yandan da gençleri, çocukları, delikanlıları, kızları, gelinleri alıp alıp götürüyor...

Bin kişi...

Su ile susuzluğun tanışmasının diyeti mi?..

Fırat'ı adam yerine koymayıp, meydan okumanın bedeli mi?..

Kırkıncı dalgalar mı?..

*

Kadınlar ağladılar...

Dizlerine vurup, bir yeni Fırat öyküsünü anlattılar...

Fırat'ın kırkıncı dalgası, o küçük dağlar arasındaki güzel köyüme denk geldi...

Türkülerini, ağıtlarını, uzaktan uzaktan dinlediğimiz bir Fırat öyküsünün orta yerindeydik...

Baktım; bu kez ağlayan annem, bacılarım...

Fırat onları ağlattı...

Yazarın Tüm Yazıları