AVRUPA bankalarına yapılan stres testi, bana 2000 yılı başındaki bankacılık sisteminde yaptığımız reformu hatırlattı. Ama her şeyden önce söylemeliyim ki; stres testinin sonucunda küresel piyasaların, kendi kendini kandıracak kadar işleri kötü gördüğü ortaya çıktı.
Stres testi 20 ülkede 91 bankaya uygulandı ve bunlardan sadece 7 bankanın testi geçemediği açıklandı. Ama öyle bir test ki; testi yapan, kuralları koyan ve uygulayan piyasanın kendisi. Test sonucu sınıfta kalan 5’i İspanyol 7 banka ise küçük, yani battığı zaman sistemi etkilemeyecek ölçekte seçilmiş bankalar. Bu bankaların toplam kaynak ihtiyacı da komik; sadece 3.5 milyar Euro imiş... Stres testinin detayları ise belli değil, kamuoyuna açıklanmıyor... Piyasalar bu testten önce tahmin yapıyorlar ve tahminlerini sonuç kendilerini etkileyeceği için iyimser tutuyorlardı. Yapılan iyimser tahminlerde bile kaynak ihtiyacı, stres testi sonuçlarından en az 10 kat fazla görünüyordu. AB, hatta IMF yetkileri bile test sonuçlarını olumlu gördüklerini açıkladılar. Özetle; herkesin içinde olduğu bir oyun sahneye kondu ve piyasalar bu oyunu kendi kendine oynadılar, protokol seyircileri de bildikleri bu oyunu alkışladılar. Peki, piyasaların çoğunluğu buna ne diyecek? Benim gibi düşünen yani bu stres testini “kalıcı istikrar adına kaçırılmış bir fırsat” olarak gören çok sayıda piyasa oyuncusu olduğu açık. Bu oyuncuların, bir bölümü görüşlerini açıkca dile getiriyorlar ama çoğunluğu böyle düşünmesine rağmen, bunu açıkça söylememeyi tercih ediyorlar. Sanki söylemedikleri zaman, gerçekler ilelebet saklanabilecekmiş gibi... Piyasanın asıl tavrını ise bugün, piyasaların açılmasıyla birlikte görmeye başlayacağız. Aslında belli olacak, Avrupa bankacılık sisteminin sağlamlığı olmayacak elbette. Bu testin sonuçları sistemin sağlam olmadığını, hatta işlerin “saklanacak kadar kötü” olduğunu, bence zaten ortaya koydu. Piyasaların tavrı, “piyasaların bu oyunu sürdürmeye ne kadar hevesli olduğu”nu ortaya koyacak... Stres testinde sadece 7 banka başarısız görünse de bugün piyasalar açıldığında yatırımcıların, testi kıl payı geçen 17 bankaya odaklanacağı söyleniyor ama bence odaklanması gerekilen asıl yer “stres testi”nin kendisi... BİZİM OPERASYON DERS GİBİ Stres testi sonuçları açıklandığında bizim yaptığımız bankacılık operasyonu sir kaç açıdan aklıma geldi. Her şeyden önce çok daha şeffaf ve güvenilirdi... Operasyon sırasında “Milli bankalarımız batıyor, bu kadar batmayabilirdi” diyenler de oldu, “Daha fazla batması gerekirdi” diyenler de? Bir aşamaya gelindiğinde, banka varlıklarını saptarken, bazı değerlerin yüksek gösterilmesine razı olup bir anlamda stres testinden fazla zayiat çıkmasını da engelledik. Ama bizde yapılan Avrupa’ya bakıldığında, devede kulak gibiydi. Yapılanları gördüğümde, bizim operasyonun başarısını bir kez daha anlıyorum. Eğer o dönemde biz böylesine gerçekçi olmayan bir yola girseydik, şimdi bu operasyonu alkışlayan IMF, AB gibi kurumlar ne derdi diye düşündüm, bir de... O dönemki baskıları biliyorum da; hiç şüpheniz olmasın; “Gerçekçi olmayan yollara gidip kendini kandırıyorsunuz, bunun sonucu daha da ağır olur, istikrar sağlayamazsınız” diye, kesin karşı çıkarlardı. Bence IMF şimdi değil o zaman doğruyu söylüyordu. Yani bizim yaptığımız doğruydu. Bunun doğru olduğunu söyleyenin kim olduğu gerçeği değiştirmez. Bizim bankacılık yapımız belli, o operasyon sonucu mevcut bankacılık sistemi bu hale getirilmesiydi, şimdi Türkiye ekonomisi yerlerde sürünüyordu... Avrupa bankacılık sisteminin bu yanlışının sonucunu ise daha sonra göreceğiz...