Paylaş
Yıllardır Namık Kemal dizeleri eşliğinde “Yüksel ki, yerin bu yer değildir, Dünyaya gelmek hüner değildir” der dururduk. Salonu hıncahınç dolduran taraftarını mutlu etme olanağı ayağına gelmişti Fenerbahçe’nin. Son 10 yılda 8 kez Dörtlü Final’e katılıp 3’ünde final oynayan sarı lacivertliler, en büyük favorilerden Rus ekibi Ekaterinburg’un turnuvadan ihraç edilmesiyle ellerine gelen kısmeti teptiler. Avrupa’nın en iyi savunmacısı, top hırsızı Gabby Williams ve 2.08’lik devleri Bernadett Hatar’ın potamız altında bireysel üstünlük kurması rakibin artısı olurken, bizim eksimiz koçumuz Viktor Lapena oldu.
TÜM DOĞRULARI UNUTMUŞTU
Yarı finaldeki bütün doğruları unutmuş koç. Anlaşılmaz şekilde yarı finalin yıldızları harika kadın Amanda Zahui ve LeBron James’in tweet’lerle methiyeler düzdüğü skorer Kayla McBride’sız 5’le oynayınca, Avrupa’nın en iyi savunmacısı Sopron ile hücumcusu kadınlarımız arasındaki final maçında; heyecan ve beklenti yoğunluğundan 7.5 dakika sayı bulamadan 12-0 geriye düştük. 16-6 yenik bitirdiğimiz ilk çeyrekte başlayan Macar kâbusunu maç sonuna kadar yaşadık.
TAKiPTE KALDIK YAKALAYAMADIK
Alina Iagupova kişisel zorlamalarla çembere giderek takımı uyandırıp takip mesafesinde tuttu. Ribaundları onlara kaptırdığımızdan, savunmadan başlatamadık hücumlarımızı. Oyunu ancak %20 başarı oranı bulan dış atışlara endeksleyerek potaya gitmememiz nedeniyle odaya 10 sayı geride gittik. Çakır (calı efe yüreğiyle oynayan) Olcay’ın içeri dalışlarla ortalığı yangın yerine çevirmesiyle Fenerbahçe kimliğini ikinci yarıda buldu ama altın madalyaya ulaşamadan maç elimizden kaydı gitti.
Paylaş