Paylaş
Kimin kararının doğru, kiminkinin yanlış olduğunu zaman gösterecek, zaten bu makalenin konusu da bu değil. Ancak şu aşamada ikinci bir soru kümesi var önümüzde: 12 Haziran’da lig başladığında bir veya birkaç oyuncu oynamak istemezse ne olacak? Elbette dilemiyoruz ama işler düşündüğümüz gibi gitmez de lig mesela 29’uncu haftada tekrar yarım kalırsa, olduğu haliyle mi tescil edilecek?
DÜNYA 5'TEN KÜÇÜK
Ya da mesela 15 takım maçlarını normal olarak oynarken, üçü çok sayıdaki hasta futbolcusu nedeniyle lige devam edemezse onların kaderi nasıl belirlenecek? Sakın bunu felaket tellallığı olarak algılamayın, Ertuğrul Abi’nin (Özkök’ün) harika özetiyle, “Anladık ki, dünya 5’ten küçükmüş (Çünkü toplam ağırlığı 5 gram olan bir virüs çetesiyle baş edemedi dünya)”. Dolayısıyla bu bir ‘mücbir sebepler sezonu’. Ve yukarıda saydığım durumlarda nasıl yol alınacağını TFF bugünden belirlerse, ileride yaşanabilecek daha büyük kavgaların önünü kesmiş olur
AMIENS ÖRNEĞİ...
Fransa'da yaşananları duymuşsunuzdur: Ligue 1’de küme düşen Amiens kulübü, federasyonu dava etmeye hazırlanıyor. Çünkü normalde Ligue 1’in bitimine 10 hafta vardı ve Amiens’ın da her kulüp gibi pekalâ son iki ayda performansını artırıp küme düşme hattından çıkması mümkündü. Türkiye, Fransa’dan farklı olarak tüm profesyonel ligleri oynatarak bitirme niyetinde. Ancak olur da İngilizler’in deyimiyle bir ‘act of god’, hukuk tabiriyle fors majör yani bir mücbir sebep daha oluşursa ne yapılacak? Mesela 29’uncu haftada salgın, ligi tekrar başlayamayacak şekilde durdurursa ne karar alınacak? Bence TFF, böyle bir durumda ne yapılacağını şimdiden açıklamalı.
1- Şimdiden kuralı açıklayabilir, bir aksilik olur da ligi tamamlayamazsak “Şampiyon yok, küme düşme yok” diyebilir.
2- Yine şimdiden kuralı koymak kaydıyla, “Lig yarım kalırsa o günkü haliyle tescil edeceğiz” de diyebilir elbette. Ama tekrar ediyorum, TFF ne yapacağını bence o gün değil, şimdiden açıklamalı.
BİR VEYA BİRKAÇ TAKIMIN MAÇI EKSİKSE...
Tabii ki dilemiyoruz, ama bir aksilik yaşanır da, lig zamansız şekilde yarım kalırsa tüm ihtimalleri şimdiden masaya yatırmak gerek. Mesela Premier Lig yönetimi de sezonu yarım kaldığı haliyle tescil etme ihtimalini konuştuğunda bir maçı eksik olan Aston Villa kulübü haklı olarak itiraz etmişti, “Bizi bu şekilde küme düşüremezsiniz” diye. Hatta Aston Villa’nın o eksik maçını şimdiye kadarki puan ortalamasıyla tamamlamayı da masaya yatırdılar, ancak o da âdil bir çözüm değildi.
YA ENFEKTE OLURLARSA?
Bild’den Matthias Brügelmann da şu güzel soruyu sormuş: Sezon tamamlanır, ama mesela futbolcularının yarısından çoğu enfekte olmuş bir takım müsabakalarının birkaçını oynayamazsa ne olacak? O takımın eksik maçlarını müsabaka başına puan ortalamasıyla tamamlamayı düşünebilirsiniz. Ama o takımın oynayamadığı maçlar şampiyonluk yarışını veya küme düşme hattını ilgilendiriyorsa, bu da mükemmel bir çözüm olmayabilir. TFF, bu ihtimal için de sezonu tekrar başlatmadan önce bir yol haritası çizmeli bence.
ALT LİGLER TAMAMLANMAZSA...
Dedim ya, bu sezon bir ‘mücbir sebepler sezonu’... O yüzden de ne karar alırsanız alın tonla aksilik, tonla yan etki barındırabiliyor. Mesela Premier Lig’de son sırada bulunan Norwich City kulübünün de enteresan bir çıkışı var: “Eğer biz maçlarımızı oynayarak küme düşersek, yerimize Championship’ten müsabakalarını tamamlamamış bir ekibin gelmesini kabul etmiyoruz. Madem biz sahada kaybediyoruz, onlar da sahada kazanmalı.” TFF de, alt liglerle ilgili raconu şimdiden kesmeli: Olur da alt liglerden biri tamamlanamazsa, sezon olduğu haliyle mi tescil edecek? Küme düşmeyi mi kaldıracaklar? Bir sonraki sezonu ekstra takımla mı oynatacaklar? Bunların kaideleri de 12 Haziran’dan önce konulmalı.
FUTBOLCUNUN OYNAMAMA HAKKI
Bir başka önemli konu da bu: Eğer bir ya da birkaç futbolcu, tamamen psikolojik sebeplerle oynamak istemezlerse ne olacak? Yani sadece kaygıları olduğu için sahaya çıkmak istemeyen sporcularla ilgili nasıl bir tavır alınacak? Ben, sporculara bu sezona özgü olarak böyle bir duygusal hak verilmesi taraftarıyım doğrusu. Çünkü bu, özel bir sezon. Tottenham’lı Danny Rose da, Manchester City’li Aguero da açıkça dile getirdiler endişelerini. Eğer onlar da oynamak istemezlerse, Süper Lig’de de benzer düşünceye sahip sporcular olursa onlara saygı duymak ve hatta spor kamuoyuna karşı korumak gerek. Bence hepimiz şu sıralar bir insan hakları sınavı veriyoruz küresel toplum olarak. Ve ancak insanları anlayarak, onlarla empati kurarak ve farklılıklarımızı kabullenerek geçebiliriz bu sınavı...
Paylaş