Galatasaray'ın kaliteyi artırması gerek!
Sarı kırmızılıların özellikle ileri üçlü için genç ve yetenekli oyunculara ihtiyacı var. Galatasaray, Terim döneminde maçlara genelde iyi başlıyor; zaten geçen sezon da ilk devrelerde ligin en çok gol atan takımı konumundaydılar. Ancak maçları aynı seviyede bitiremiyorlar ve transferde de sanırım bu fiziksel zafiyeti gidermeye çalışıyor Terim.
Kadroya yeni katılan Van Aanholt, Boey, Berkan gibi isimlerin saha içi dinamizmi artıracağı kesin. Ancak kaliteyi yükseltecek takviyeye de hâlâ ihtiyaç var. Hagi’lerden, Selçuk’lardan, Sneijder’lerdan sonra duran topların bugün Aytaç, Berkan, Ömer tarafından kullanılıyor olması düşündürücü. Bundan sonraki transferler kalite odaklı olmalı.
Galatasaray için geçen sezonunun özeti bir ikilemdi: terim önce Feghouli, Belhanda, Arda, Babel, Falcao gibi deneyimlilerle yola çıkmayı denedi. Ama o oyuncu grubunun ömrü 45 dakikaydı. Sonra rotayı Mohamed, Kerem, Halil gibi gençlere çevirdi; onların da deneyim eksikliğini dengeleyecek doğru karışımı bir türlü bulamadı. Bu sezon Galatasaray doğal olarak bir dönüşüm içinde: Boey, Berkan, Barış, Nelsson gibi gençlerin yanı sıra Aytaç, Alpaslan, Cicaldau, Van Aanholt gibi müsabaka tecrübesi yüksek olan isimler takviye edildi takıma.
Gözden Kaçmasın
Hürriyet.com.trYeni sezonda daha dinamik bir Galatasaray izleyeceğiz
Bu transfer metodolojisi bana Galatasaray’ın geçen yılki kadar fiziksel zafiyet yaşamayacağını, sahada daha dinamik bir 11 göreceğimizi söylüyor. Bence Van Aanholt bu sezon Süper Lig’e gelen en iyi oyunculardan biri. Genç Boey rüya gibi bir başlangıç yaptı ve enerjik bir görüntü sergiledi. Berkan, Alanya orta sahasının da dinamosuydu, Galatasaray’da da iyi başladı. Bence aytaç biraz ağır. Alpaslan’ı da stoper alternatifi olarak düşünmek lazım. Gedson’un takıma tekrar kazandırılmaya çalışılması doğal. Ancak Galatasaray’ın saha içi dinamizmi artırmaya yönelik bu transferlerden sonra yapması gereken hamle, bence doğrudan kalite odaklı olmalı.
Mohamed ve Cicaldau’ların sayısını çoğaltmak şart
Galatasaray’da bu sezon saha içinde kalitesiyle ön plana çıkacağını beklediğiniz bir Mustafa Mohamed var. Belki Alexandru Cicaldau da beceri vaat ediyor. Oysa Galatasaray seviyesindeki bir takımın 11’inde daha fazla yetenekli isim olmalı. Sofiane Feghouli, Radamel Falcao, Ryan Babel isim olarak belki o klasmandalar, ama artık futbol onları bırakmış. Sarı kırmızılı takımın özellikle ileri üçlü için kaliteyi artıracak derinliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ben.
FLORYA’DA ‘FOOTBONAUT’ CiHAZI KULLANILIYOR MU?
St.Johnstone maçından sonra şunu sorguladım: Acaba Florya’da bir ‘footbonaut’ cihazı var mıdır? Ekstra idmanlarla bazı oyuncuların pas kalitesi artırılamaz mıydı?
Galatasaray’ın geçen sezon ligde hiç kafa golü yememesi tabii ki önemli bir başarı. Bunda da Marcao-Luyindama ikilisinin hava hakimiyetinin önemli rolü var. Ancak bu sezonun başlangıcıyla beraber bu ikilinin, tabii ki başta Luyindama’nın bazı zafiyetleri ön plana çıktı: Ayağa oynama, oyun kurma, pas isabeti konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı Galatasaray... Yarın oynayacakları St.Johnstone maçı, hem kulüp hem de ülke futbolu açısından hayati önem taşıyor. Galatasaray yarın kazanırsa bu yıl Avrupa’da gruplarda mücadele etmeyi garantileyecek. İki kulübün kadro değerleri arasında 1’e 10 gibi fantastik bir fark var. Sarı kırmızılıların normalde 10’da 1’i değerindeki İskoç rakibini dünyanın her yerinde mağlup edebilmesi gerek.
ALTINORDU’DA VAR
Ancak gerek PSV, gerekse ilk St.Johnstone maçlarında benzer problemler ön plana çıktı: Birincisi, Muslera’nın bireysel hataları söz konusu. Acaba elde sadece Fatih, İsmail, Berk gibi alternatifler varken Okan’ın kiralanması doğru karar mıydı?
İkincisi de Galatasaray’ın geriden oyun kurarken yaptığı basit pas hataları. Pasların şiddetinin, kalitesinin yetersizliği. Nelsson takviyesi bu pencereden doğru bir hamle olarak görülüyor. Christensen, Andersen, Vestergaard, Kjaer gibi iyi stoperleri olan Danimarka Milli Takımı’na 21 yaşında seçilmiş potansiyeli yüksek bir isim. Ancak ben geçtiğimiz haftaki St.Johnstone maçından sonra ister istemez şunu sorguladım: Acaba Florya’da bir footbonaut cihazı var mıdır? Ekstra antrenmanlarla özellikle bazı oyuncuların pas kalitesi artırılamaz mıydı? Bu cihazı 2. lig ekibi Altınordu’nun bile kullandığını duydum.
Not: Footbonaut, Dortmund takımıyla özdeşleşen pas kalitesi artırıcı idman cihazı.
SÜPER DURAN TOP LİGİ
Süper Lig’de geçen sezon akan oyunda atılan 768 gole karşılık penaltıdan 140, kornerden 134 direkt frikiklerden 22, taçtan da 6 gol üretilmiş. Tüm gollerin yüzde 20,1’i duran toplardan.
Türk futbolu son dönemde pek de iyi sayılmayacak gelişmeler yaşıyor: Önce 0 puan ve -7 averajla tüm Avrupa şampiyonaları tarihinin en kötü beşinci performansına imza attık. Şu sıralarda da Avrupa kupaları performansımıza göre 18’inci sıraya kadar geriledik. Eğer top 20’nin dışına çıkarsak Avrupa’ya gönderdiğimiz takım sayısının dörde düşmesi söz konusu. Bu gerilemede birçok faktörün rolü var. Dün Süper Lig’de her maçta topun ortalama 44 dakika oyun dışında kaldığına ve bu kategoride 5 büyük ligin çok gerisinde olduğumuza değinmiştim. Bugün de Süper Lig’de oyunun neredeyse yerden çok, havadan oynandığının altını çizmek istedim.
ÇARPICI RAKAMLAR
Geçen sezon Avrupa’nın 5 büyük ligi ve Süper Lig verileri karşılaştırıldığında, duran toptan bulunan gol yüzdesinin en yüksek olduğu turnuva bizimkisi. 2020-21’de Süper Lig’de akan oyunda atılan 768 gole karşılık penaltıdan 140, kornerden 134, direkt frikiklerden 22, taçtan da 6 gol üretilmiş. Tüm gollerin yüzde 20,1’i duran toplardan gelmiş ki bu oran 5 büyük ligin hepsinin üzerinde.
HAVA FUTBOLU
Türkiye’de oyunun havadan oynanmasının bir başka önemli handikabı da şu: Çok fazla hava topu mücadelesi çok fazla faul demek. Elle yüze temas demek, dirsek demek, sakatlık nedenli duraksama ve akışkanlığın bozulması demek. Hava futbolu ve havada fauller bir başka enteresan veriyi de doğuruyor: Bundesliga’da 220 faul başına 1 kırmızı kart çıkarken, Süper Lig’de bu oran 92’de 1.
SİVASSPOR LİGİN GİZLİ FAVORİSİ
Kırmızı beyazlılar zaten çok zor geriye düşen bir takım. Geçen sezon 40 maçın sadece 13’ünde geriye düşmüşlerdi. Bu yıl ön tarafta yarattıkları kadro derinliğiyle de eksik olan parçalarını tamamlamış görünüyorlar.
Sivasspor halen 23 maçlık yenilmezlik serisiyle ülkenin en formda takımı. Rıza Çalımbay geçen sezon ligi beşinci sırada bitiren grubun iskeletini büyük ölçüde korudu, Kayode’nin form tutup ilk 11’in değişmezi olmasıyla da Avrupa kupalarına harika bir başlangıç yaptı. Appindangoye’nin aşil tendonu sakatlığı sonrası Goutas, Caner Osmanpaşa’nın yeni partneri.
OYUNUN LİDERİ FAJR
Geçen sezon rakip sahada yaptığı 1138 pasla ligde ilk 5’te yer alan Fajr, halen oyun lideri. Felix kazanılmaya çalışılıyor, leke James ön tarafa derinlik kattı. Claudemir, Rybalka, Robin’in ayrılıkları sonrası o bölgeye Azubuike takviyesi de olumlu. Max Gradel dinlenip oynamaya hazır hale geldiğinde, Erdoğan ve Pedro Henrique de sakatlıktan döndüklerinde kanat rotasyonunda şu an görülen sıkıntı da halledilmiş olacak.
Sivasspor zaten çok zor geriye düşen bir takım. Geçen sezon 40 maçın sadece 13’ünde geriye düşmüşlerdi. Bu yıl ön tarafta yarattıkları kadro derinliğiyle de eksik olan parçalarını tamamlamış görünüyorlar. Eğer geçen sezonki gibi büyük sağlık sorunları yaşamazlarsa, Süper Lig’in de gizli favorileri arasındalar kesinlikle.
YARIN: FENERBAHÇE VE BAŞAKŞEHİR
Hemen Misli.com'a gel, 7 farklı oyun seçeneğiyle sanal bahis oyna...
