PaylaÅŸ
Süper Lig’de yeni bir çağ yaşıyoruz aslında. Son 3 sezonda hiçbir takım 2,05 puan ortalamasını geçemiyor. Önce Galatasaray, sonra Başakşehir 69’ar puanla şampiyon oldular.
Ki bu sayı, 18 takımlı dönemin en düşüğüydü. Geçen sezon da Beşiktaş’a 2,05 puan ortalaması şampiyonluk için yetti. Bir kıyas yapmak gerekirse, Lucescu’nun yüzüncü yılda puan ortalaması 2,50 idi. Süper Lig’in bu ‘herkesin herkesi yenebildiği’ yeni düzeni de, sanırım Beşiktaş’a bu sezon iki cephede güçlü mücadele etme imkanı tanır.
Geçen yıl PAOK ve Rio Ave süreci bir kabustu, transferler tamamlanmamıştı ve Beşiktaş çok acı bir şekilde veda etmişti Avrupa’ya. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’ne bir oyun hafızasıyla giriyorlar, üstelik transfer dönemi de bitmiş olacağı için bu kez siyah beyazlıların yolculuğu şüphesiz ki farklı olacak.
Alex Teixeira, Sergen Yalçın’ın tam aradığı futbolcuÂ
Rachid Ghezzal ve Alex Teixeira’nın katılımıyla ben çok daha renkli ve yaratıcı bir Beşiktaş izleyeceğimizi düşünüyorum. Teixeira, Shakhtar Donetsk’le her Şampiyonlar Ligi sezonuna 3-4 gol sığdırmıştı. Real Madrid, Juventus, Chelsea gibi devleri dahi boş geçmemişti. Ondan önemli gol ve asist katkısı bekliyorum Şampiyonlar Ligi’nde.
Beşiktaş’ın geçen yılki kadrosunun birkaç temel eksiği vardı: Birincisi, Sergen Yalçın, Atiba-Josef ikilisinin yanına üçüncü orta saha oyuncusunu bir türlü bulamamasıydı. Adem Ljajic’i denedi, olmadı. Oğuzhan Özyakup’u zorladı, olmadı.
Dorukhan Toköz, Necip Uysal, Bernard Mensah, hiçbiri tam olarak oturmadı oraya.
Sergen Hoca ligin sonunda Gökhan Töre’yi dahi kullandı orada. Alex Teixeira, tam da Sergen Hoca’nın aradığı isim. 2016’da Shakhtar’dan Çin’e gitmeseydi rotası kesinlikle Premier Lig olacaktı Alex’in.
DOUGLAS NEDEN KAZANILAMADI?
Geçen sezonun bir başka eksiği kulübede Valentin rosier’nin alternatifinin olmamasıydı. rosier çok yürekli ve güvenilir bir isim. Ancak bir şanssızlıkta o bölgenin alternatifinin Necip Uysal olması düşündürücü.
Sergen Hoca, Douglas’ı kadroda düşünmediğine göre muhakkak ki çalışmasında bir eksiklik görmüştür ama şunu kendi kendime sormadan da edemiyorum: Sivasspor’da o kadar istikrarlı ve disiplinli oynayan Douglas’ı Beşiktaş neden bir türlü kazanamadı?
Â
ABOUBAKAR’SIZ TAÇ ATIÅžLARI BÄ°LE DEĞİŞECEKÂ
Beşiktaş, geçen sezon şampiyonluk yarışçıları içinde taç atışlarını en verimli kullanan takımdı. Bekler birçok tacı havaya değil, yere-ayağa atabildiler çünkü Aboubakar hep oradaydı.
Beşiktaş’ın geçen sezonun son bir ayına nispeten rahat girip, şampiyonluğu averaja bırakmasındaki 1 numaralı sebebin Vincent Aboubakar olduğunu düşünüyorum ben. Zira Aboubakar sadece bir bitirici değil, aynı zamanda takımın oyun akışkanlığını da etkileyen çok önemli bir etmendi. Futbolda taç atışlarının neticeye sanılanın üzerinde bir etkisi var, Beşiktaş da geçen sezonun şampiyonluk yarışçıları içinde taç atışlarını en verimli kullanan takımdı. Bekler birçok tacı havaya (yüzde elli elliye) değil, yere-ayağa atabildiler çünkü Aboubakar hep oradaydı. Ayrıca Beşiktaş geçen sezon Süper Lig’de attığı şutların %20,6’sını gole çevirdi ki bu alanda da liderler. Bu sezon Beşiktaş’ın alacağı santrforun da Aboubakar gibi güçlü ve takımdaş olması lazım, aynı oyunu sürdürebilmek için.
BATSHUAYi DAHA Ä°YÄ° BÄ°R SEÇENEKÂ
Dünkü gazetelerde Diego Costa ve Batshuayi isimlerini okudum. Santrfor tipolojisi olarak tabii ki Diego Costa, Aboubakar tarzı işleri yapmaya daha yatkın. Ama Batshuayi de daha genç ve bu oyuncunun son sahibi siz olmayabilirsiniz, bir süre sonra markette değerlendirebilirsiniz. Euro 2020’de Belçika kadrosunda yer alan 28 yaşında bir oyuncuyu getirmek, orta vadede daha mantıklı bir hamle gibi duruyor.
CORNELÄ°US TRABZON İÇİN DOÄžRU Ä°SÄ°MÂ
Bordo mavililerin yeni transferinin ciddi bir Serie A tecrübesi var, Danimarka’nın EURO 2020’deki yarı final yolculuğunda payı vardı. Trabzonspor geçen sezon çok az kafa golü atmıştı. 1.94’lük Cornelius’un takıma katılmasıyla beraber kenar orta sayısı ve verimliliği de yükselecektir.
Trabzonspor bu sezon transferde ‘kısa vadeli çözüm’ stratejisi izledi. Takımın zaten ana iskeletinin yaş ortalaması çok yüksek değil. Beklere, orta sahaya, sağ kanada ve santrfora deneyimli isimler alıp, son yıllarda kronikleşen ‘sonunu getirememe’ sorununu çözmek istiyorlar. Hamsik, Gervinho ve Bruno peres, bu doğrultuda yapılan transferler.
Djaniny çok yürekli bir oyuncu. Ama çok yönlü olduğu dikkate alınırsa pekalâ ikinci santrfor olarak da, kanatta da değerlendirilebilir. Transferi yapılan Cornelius da Trabzon’un oyununda eksik olan parçayı tamamlayabilecek bir isim.
Ciddi bir Serie A tecrübesi var, Danimarka’nın EURO 2020’deki yarı final yolculuğunda payı vardı. Bordo mavililer geçen sezon çok az kafa golü atmışlardı, Cornelius’la kenar ortası sayısı da, verimliliği de yükselecektir şüphesiz. Ancak tabii ki kadroya 1,94’lük dev bir santrfor katıyorsanız, beklerinizin hücum katkısını da artırmanız lazım.
Pereira-Novak ayrıldıktan sonra Trabzonspor’un o bölgeye direkt oynayacak takviyeler yapma gerekliliği ortadaydı. peres takviyesi yerinde. Kadroya o kalibrede bir bek daha katılması isabetli olacaktır.
HER MAÇ HAYATIMIZDAN 44 DAKÄ°KA ÇALIYORÂ
Geçen sezon Süper Lig’de topun oyun dışı süresi ortalama 44 dakika. Bu süre Bundesliga’da 38, Serie A’da 39, Premier Lig’de 40 dakika...
Ben yıllardır Süper Lig’de oyunun çok fazla durduğunu ve topun çok az oynandığını iddia ederim; hep de buna karşı argüman olarak topun oyunda kalma süresinin büyük liglere çok yakın olduğunu getirirler. Evet gerçekten de topun oyunda kalma süresi ortalamalarına bakıldığında Süper Lig, beş büyük ligden çok farklı değil.
Geçen sezon top her maçta ortalama 54 dakika 57 saniye oyunda kalmış. Ancak bu karşı argüman sahipleri basit bir detayı gözden kaçırıyorlar: Süper Lig’de maçlar çok fazla uzuyor. Geçen sene her maç ortalama 9 dakika uzamış. Bu da topun oyunda kalma istatistiğini şişiren bir detay.
Geçen sezon Süper Lig’de topun oyun dışı süresi ortalama yaklaşık 44 dakika. Bu süre Şampiyonlar Ligi’nde 36, Bundesliga’da 38, Serie A’da 39, Premier Lig’de 40 dakika seviyesinde. Zaten esas mesele de bu: Bir Süper Lig maçını izlediğinizde hayatınızdan ortalama 44 dakika çalınıyor. Ekrana yaklaşık 100 dakika bakıyorsunuz, ama bunun 44’ünde top oynanmıyor. Basbayağı hırsızlık bu. Siz o kaybettiğiniz sürede iki bölüm komedi dizisi izleyebilirsiniz halbuki!
Süper Lig’le ilgili bir başka korkutucu veri de, her maçın ortalama 99,9 kere durması. Bu sayı, Şampiyonlar Ligi ve Premier Lig’de 91 seviyesinde.
Hemen Misli.com'a gel, 7 farklı oyun seçeneğiyle sanal bahis oyna...
PaylaÅŸ