Paylaş
L eo Messi, 6 yaşında Newell’s Old Boys altyapısına girmek istemiş ama çok ufak olduğu için reddedilmişti. Kısaydı, çelimsizdi ve altyapı hocaları onun diğer çocuklar tarafından ezileceğini düşünüyorlardı. Messi’nin hayatta belki de en çok sevdiği kişi olan anneannesi onu büyük uğraşlarla soktu Newell’s altyapısına. Ve öyle başlayabildi futbol tarihini değiştiren hikâye.
Messi hâlâ ufak, Messi hâlâ içedönük, Messi hâlâ utangaç. Sanırım neredeyse bütün Dünya’nın onun bir kupa kazanmasını bu kadar istemesinde bu çocukta herkesin kendinden bir şey bulmasının rolü var.
JORDAN, M. ALi, MARADONA
Arjantin’in çeyrek finalde Hollanda’yla karşılaştığı sırada İngiliz pop şarkıcısı Adele canlı bir konserdeymiş. Arjantin’in turu penaltılarla geçtiği haberi konserdeki Adele’e ulaştırıldığında şarkıyı kesiyor ve avazı çıktığı kadar bağırıyor genç kadın: I love you Messi (Seni seviyorum Messi) diye! Bugün dünya üzerinde hangi futbolcunun böyle küresel, böyle kucaklayıcı bir etkisi olabilir bilemiyorum. Tüm spor tarihinde herkesi böyle tek bir duyguda toparlayabilen son adam sanırım Michael Jordan’dı. Messi öncesinde Jordan’da, Muhammed Ali’de ve Maradona’da vardı bence bu sır.
1986’DAN SONRA BiR iLK
Bu final, bugünün Messi’siyle, belki de geleceğin Messi’si Mbappe’yi karşı karşıya getirdi bir bakıma da... Her ikisinin de maçı kazanmak için her şeyi yapmaları ve gidişatın defalarca el değiştirmesi çok sık gördüğümüz bir şey değil. Sonucu çok küçük nüanslar belirledi zaten. Ben böyle iki galaktik yıldızı karşı karşıya getiren son Dünya Kupası finali olarak Fransa’98’i hatırlıyorum. Ona da Ronaldo, hastalığı nedeniyle pek tesir edememişti. Belki de yeryüzünde bu kadar çok konuşulan ve bu denli çok insana dokunan son futbol maçı, 1986’nın çeyrek finalinde Maradona’nın Tanrı’nın elini kullandığı müsabakaydı.
O günden beri böyle bir müsabakaya tanıklık etmemiştik. “Futbol tamamlandı” diye düşünüyorum ben bu müsabakadan sonra... Futbol önceki güne kadar hep bir parça eksikti. Güzel oyun, 18 Aralık’ta o eksik parçasını tamamladı. Belki de o yüzden gelmiş geçmiş en güzel finaldi.
Paylaş