Paylaş
Kadıköy’de öyle bir 45 dakika izledik ki, stadyumda kale olmasaydı, yani maç kalesiz oynansaydı sanırım bir eksiklik hissetmezdik. Farkına bile varmazdık belki de. Uzun zamandır iki takımın birden ileriye gitme arzusu sıfır olan böyle bir devre izlememiştim sanırım. Sanki iki takım Dünya Kupası grup aşamasında son maçını oynuyor, ve 0-0 her ikisini de üst tura çıkarıyor gibi bir hava vardı sahada. Tabii ki misafir Hatayspor’un mütevazı imkânları çerçevesinde, ömer Erdoğan’ın şikayet edeceği bir durum değil bu. Hatta onlar Başakşehir karşısında yüzde 37 olan topla oynama oranlarını Fenerbahçe’ye karşı yüzde 50’ye taşıdılar maçın ilk yarısında. Ancak Fenerbahçe için durumun vahametini izah edebilmek için şöyle bir veri oluştuğunu hatırlatayım ilk 45 dakikada: Sarı lacivertlilerin ileri üçlüsü ilk devrede topa toplam sadece 33 temas yapabildiler (Thiam 12, Ferdi 13, Valencia 8). Misafir Hatayspor’un ileri üçlüsündeyse bu sayı 44’tü (Selim 12, Ribeiro 21, diouf 11)... Fenerbahçe için ilk devrede olumlu sayılabilecek tek şeyin, Caner’in çaresizce öne gitme arzusu olduğunu söyleyebilirim. Onun dışında hemen her şey olumsuzdu sarı-lacivertlilerde.
GUSTAVO-TOLGA ORTA SAHASI YANLIŞ
Böyle bir devrenin ardından hem oyuncu, hem de oyun değişikliği gerekliydi. Erol Bulut 46’da iki hamle yaptı ama oyunu radikal biçimde değiştirebilecek müdahaleler değildi bunlar. Bu maçın sonucu farklı da olsaydı, Fenerbahçe mesela son dakikalarda bir gol atıp 3 puan kazansaydı da kanaatim değişmeyecekti: Erol Bulut’un mevcut mantalitesini değiştirmesi gerek. Legends Cup’ın finalinde Sivas’a karşı 64’te durum 0-0’ken aynı anda sahada Jailson-Tolga-Gustavo vardı. Rize’de 77’ye kadar Tolga-Gustavo merkezini bozmadı. Hatay önünde de gerek Sosa’yı sokarken Ozan’ı çıkarması, gerekse Tolga Ciğerci’yi 68’e kadar oyunda tutması, mantalitesinin değişmesi gerektiğinin işareti. Fenerbahçe iç sahada, rakip kaleye gitme niyeti dahi olmayan Hatay’la oynarken 68 dakika boyunca Gustavo-Tolga orta sahasıyla oynamaz. Bu, bir büyük takım davranışı değil.
ALANYASPOR-FENERBAhçE KIYASI
Ligin ilk iki haftasında Erol Bulut’un eski takımı Alanyaspor’u izleme fırsatınız oldu mu bilmiyorum. Bu hafta Kayserispor’u konuk ettiler, orta sahada Fatih Aksoy-Salih Uçan ve Bakasetas üçlüsüyle oynadılar. Hocası Erol Bulut’u ve birçok önemli futbolcusunu büyüklere kaybeden Alanyaspor, orta sahasına bir net on numara Bakasetas, bir de yetenekli sekiz numara Salih’i koyma cesaretini gösterirken, Fenerbahçe’nin merkezdeki tercihleri çok düşündürücü. Üstelik Çağdaş Atan’ın da elinde Siopis ve Ceyhun gibi klasik altı numaralar varken... Erol Bulut, Fenerbahçe orta sahasının üçüncü bölgeye en iyi dripling yapan adamı Ozan Tufan’ı Rize’de kulübede oturtmuştu. Dün de Sosa’yı sokarken Ozan’ı çıkartmayı tercih etti. Ozan’ın sezonu fiziksel olarak kötü açmadığını Sırbistan maçındaki performansından biliyoruz. Bu tercihler de enteresan gerçekten.
4-2-3-1 OYNAMAK MECBURi Mi?
Dün Fenerbahçe’de bu sezon takıma katılan yedi oyuncu forma giydi. Lemos, Thiam ve Valencia ilk 11’de başladılar. Sosa, Sinan, Novak ve Mert Hakan da sonradan süre aldılar. Erol Bulut, maça Ozan’ın on numara rolü aldığı 4-2-3-1’le başladı, dizilişini değiştirmeden bitirdi müsabakayı. Hücumun kenarlarında Thiam, Ferdi, Sinan, Caner ve Deniz forma giydiler ama herhangi birinin tatmin ettiğini söylemek zor. İnsan ister istemez şunu düşünüyor Fenerbahçe’ye bakarken: 4-2-3-1 oynamak mecburi midir? Karo orta saha kurulamaz mı? Ya da çift santrforla oynanamaz mı? Mauricio Lemos: Fenerbahçe’nin yenileri içinde dünü en iyi puanla bitiren ismin Lemos olduğunu söyleyebiliriz. Sol stoper olarak forma giydi ki Fenerbahçe için bir süredir bu mevkide sıkıntı söz konusuydu. Sezgileri ve kesiciliği iyiydi ancak Lemos-Zanka ikilisinin sayısız hava topunu diouf’a kaptırmaları dikkat çekiciydi. Mame Thiam: Legends Cup’taki Antalyaspor maçında sağ açık olarak gösterdiği müthiş performans sanırım Thiam’ın dezavantajı oldu. Sonraki maçlarda bu pozisyonda oynadı ama arzusu, coşkusu azaldı gibi sanki. Santrfor oynamak istiyor gibi. Jose Sosa: Fenerbahçe orta sahasında olması şart gibi. Gerek pas kalitesi, gerek dikine oynama becerisi, gerekse duran toplarda bir tehdit olması sebebiyle ikinci devredeki hareketlenmenin baş aktörüydü. Eğer Erol Bulut, Fenerbahçe’nin üstündeki bu ölü toprağından kurtulmak istiyorsa işe orta sahadan başlamak zorunda. Gustavo zaten rakiplerinin her hızlı hücumunu süpürüyor. Gustavo’nun çevresinde artık Ozan, Sosa, Mert Hakan gibi yetenekliler olmalı sanki.
Paylaş