Paylaş
Bugün o maçları izlediğinde inanamıyor insan, futbolun böyle oynanabildiğine. Arsenal-Fulham maçında genç Guendouzi, barajın arkasına geçip yatma benzeri bir pozisyon alınca hissettiklerim de buna benzerdi doğrusu.
Yeni nesil hatırlayamayacak, ancak internetten 80’li yıllara ait futbol maçlarını izlediklerinde görecek ve şaşıracaklar. Bir dönem (Euro’92’ye kadar) kaleciye geri pas yasak değildi ve vakit geçirmek isteyen takımlar çok absürt sahnelere imza atabiliyorlardı bu yolla. Bugün o 92 öncesi çağa ait maçları ve kaleciye geri pasla kaybedilen zamanları izlediğinde inanamıyor insan, futbolun bir zamanlar böyle bir kaide olmadan oynanabildiğine.
Geçtiğimiz akşam Arsenal-Fulham maçında genç Guendouzi, barajın arkasına geçip yatma benzeri bir pozisyon alınca hissettiklerim de buna benzerdi doğrusu. Belki de 2030’larda geriye dönüp bu maçları izleyenler inanamayacaklar, bir dönem futbolda “barajın arkasına yatma” gibi çirkin bir metodun popüler olduğuna. Evet kurala uygun olmayan bir durum yok, ama kesinlikle nahoş bir görüntü bu. İki sebeple nahoş üstelik:
1-) Görüntü olarak çirkin. Kale direğine tırmanmak, arkadaşının sırtına çıkıp kafa atmak gibi, mert oyun teamüllerini zorlayan bir şey. Guendouzi bugün 19 yaşında o görüntüyü vermeye razı. Ama bundan 5 yıl sonra Arsenal’in ve Fransa Milli Takımı’nın değişmezi olduğunda ne hissedecek acaba genç adam?
2-) Hücum oyuncusu orta yapacakken kollarını arkadan bağlayan savunmacılar çok yaygın bu sıralar. Bence bu da son derece saçma. Kolunuz doğal konumdaysa onu sırtınızın arkasına saklamanıza gerek yok. Kendi hareketlerinizi kısıtlıyor, küçülüyorsunuz yok yere. Ancak orta yapılırken kollar bağlanan, yani penaltıdan ölesiye çekinilen bir çağda, barajın arkasına uzanan/genleşen/yatan adam koymak çok çelişkili değil mi? Top bir yerlerden sekip o uzanan adamın koluna gelirse ne olacak? Doğal mı sayacaksınız onun kolunun pozisyonunu?
Oyuncularının bu şekle girmesine müsaade eden antrenörlere şunu sormak isterdim: Siz şu an halen futbol oynuyor olsaydınız, kendinize yakıştırır mıydınız böyle bir rolü?
Bir başka utanç da ‘destek kolu’
IFAB, Kasım’daki toplantısında “elle oynama” kuralını revize edeceğini duyurdu. Henüz detaylar net değil. Ancak umudum, şu yerde müdahalelerle ilgili de bir revizyon olması yönünde.
Hücum oyuncusu orta yapacak, savunmacı onun önüne kayarak boylu boyunca uzanıyor. Top, savunmacının destek koluna geliyor. Ancak kural, kolun doğal konumda olmasını gerekçe göstererek devam ettiriyor oyunu.
Siz ciddi misiniz sahi? Yerde müdahaleye sözüm yok, futbolun bir parçası. Ama savunmacı tamamen (1 metrenin altındaki yerden top oynanan uzayda) alan genişletme maksatlı yere uzanıyor, top koluna geliyor ve o kol doğal konumda, öyle mi? Futbol “tabiatında” ayakta ve ayakla oynanan bir oyun. Yere bilinçli yatmışsanız ve o top kolunuza gelmişse, bence o vücut doğal konumda değildir.
Bence futbolun bir başka utanç görüntüsü de bu. Kural kitabı, oynamak isteyenin yanında olur, oynatmama maksatlı olanın değil. Ayakta yetenek gösterenin yanında olur, yerde alan genişletip topun destek koluna çarpmasını umanın değil.
Haftanın sorusu
AVAR’ın (yani asistan video hakemin) görev tanımı nedir? Galatasaray-Konyaspor maçında Hüseyin Göçek’le Halis Özkahya ortaklaşa büyük bir hataya imza atarken, AVAR konumundaki Ali Şansalan’ın söz hakkı yok muydu? Ofsayt çizgisini de bilgisayar çizdiğine göre, AVAR’ın tam görev alanı nedir sahi?
Haftanın rakamı
Yine bir transfer dönemi ve yine medyada Porto’nun kullanmadığı oyuncuların ismi dönüp duruyor. Porto 2013 ve 2014’te Süper Lig’e beşer, 2015’te 6, 2017’de tam 7 oyuncu gönderiyor. Ba, Fabiano, Reyes, Sinan Bolat, Josue, Janko, Hyun-Suk’tan ders almadık ki, şimdi de Mbemba’nın ismi geçiyor.
Paylaş