Paylaş
Derbide Lemina-Gustavo penaltı şüphesi olan pozisyon 53:02’de yaşandı. VAR, orta hakemi tam 180 saniye sonra izlemeye çağırdı. Hakemin de 130 saniyelik izlemesiyle 53’le 58:10 arası yok oldu, oynanmadı. Bir futbol maçı sırasıyla 15 dakika devre arası, 8 dakika oyun, ardından 5 dakika 10 saniyelik adeta ikinci bir devre arası yaşıyorsa ölmesini de garipsememeliyiz.
GEÇ Mİ GELİYOR
Galatasaray-Fenerbahçe maçının ikinci yarısında futbol oynanmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz. Bu konuda doğal olarak teknik adamları suçladık, futbolcuları suçladık. Derbideki gerilimin ön hazırlayıcıları yöneticileri ve medyayı suçladık. Ancak meselenin bir başka önemli sorumlusunu konuşmadan pas geçtik sanki: Bir VAR incelemesinin 310 saniye sürmesi doğal mı? Lemina-Gustavo pozisyonunda VAR masası 180 saniye boyunca neden karar veremedi? Ve en sonunda hakemi neden monitöre davet etti? Ben MHK’nın, hatta Türk futbolunun değerini korumakla mükellef TFF’nin yerinde olsam bu konuyu 3 boyutlu olarak incelerdim:
1 - Acaba, VAR incelemeleriyle ilgili bir teknik altyapı sorunumuz mu var?
VAR masasına ilgili görüntüler geç mi geliyor? Öyle ya, İngiltere’de bir pozisyon toplam 30 saniyede çözülebilirken, burada VAR masası 180 saniye inceleme yapıyorsa, bu ihtimal geliyor akla.
2- VAR masamızın hâlâ eğitim konusunda sıkıntıları olabilir mi?
180 saniyelik inceleme sonunda orta hakemi izlemeye davet ediyorsan, pozisyonun penaltı olduğundan emin olmalısın. Uzaydan görülebilecek kadar net bir hata olmalı. Net ve bariz bir penaltı görmüş olmalısın. Koray Gençerler ve ekibi o pozisyonda ne gördüler de, 3 dakika incelemenin sonunda Çakır’ı monitöre davet ettiler.
3- Bence tüm bunlardan daha önemlisi şu: Bir pozisyonu 30 saniye inceliyor ve çözemiyorsan, zaten orada ‘net ve bariz’ bir hata yok demektir. Hadi bu 30 saniyeyi Türkiye koşullarına adapte edelim, 60 saniye diyelim. Koca 60 saniye! Bir futbol maçının 90’da biri... VAR protokolünün işaret ettiği ‘net ve bariz hata’, bu kadar sürede görülebilen hatadır zira.
40 SANTİMDEN KISA OFSAYTLAR ŞAİBELİ
Hafta içinde Daily Mail'de gördüğüm bir basit analiz, ofsayt kararının ne kadar keskin olabileceğini (ya da olamayacağını) anlatıyordu: Sprint atan bir futbolcu, 36 km/sa hıza ulaşabiliyor. Yani 1 saniyede 10 metre koşabiliyor. Yayıncı kuruluşun kameraları ise, 1 saniyede 50 frame (kare) çekebiliyor. Yani ofsaytı tespit etmek amacıyla durdurduğunuz bir kare ile diğer kare arasında bir futbolcu 20 santim hareket etmiş oluyor. Hatta hücumcu ile savunmacı ters yönde koşuyorlarsa, 1 ‘frame’de bu mesafe 40 santime kadar değişebilir. Yani ofsayt operatörünün topun ayağa değdiği iki kareden birini seçmesiyle diğerini seçmesi arasında 20, hatta bazen 40 santim fark oluşuyor. Şimdi bu durumda ben, “40 santimden kısa mesafeyle düşülmüş hemen hemen tüm ofsaytlar operatörün inisiyatifine kalmıştır, hatta şaibelidir” dersem yanılmış olur muyum?
VAR SONRASI ŞAŞKINLIĞI
Futbolda meşhur bir deyim vardır: “Gol sonrası birkaç dakika tehlikelidir” diye. Şimdi o deyimi modernize etme zamanı geldi sanırım: “VAR sonrası birkaç dakika tehlikelidir” diye. Önceki hafta Chelsea’li Azpilicueta’nın VAR’la iptal edilen golünden saniyeler sonra diğer kalede Firmino’nun sayısı geldi. Benzer bir kaderi HeungMin Son’un gol iptalinin ardından Tottenham yaşadı. Artık futbolcular, VAR sonrası da konsantrasyon kaybı yaşıyorlar belli ki.
HAFTANIN MERAKI
Bugün, üç Avrupa Ligi temsilcimiz de iç sahada oynuyorlar. Hatta iki İstanbul takımımız aynı kentte, aynı saatte yapıyorlar maçlarını. uEFA, önceleri bu konuda hassas davranır, aynı kentte aynı gün iki ayrı maç oynatmazdı. Bunlar aynı kentte, aynı saatte üstelik. Enteresan değil mi?
Haftanın detayı
Mehmet Güngören’den şöyle bir bilgi geldi: Bein USA, G.Saray- F.Bahçe derbisini Atletico-Real ile çakıştığı için ana kanaldan yayınlamamış. Meslektaşım Ali Konaviç de şöyle bir detay ekledi: Sırp yayıncısı Sport Klub de bu hafta Süper Lig’den tek bir maç veriyor. Önceleri bu sayı 2-3’müş.
Paylaş