Paylaş
EMRE Mor; Galatasaray’ın yeşil zemine sürebildiği sayıları 2-3’ü geçmeyen ender yerli (Türk) oyuncularından birisi. Ama gelin görün ki, arkadaşımız sahada ‘yerli’, mikrofon başında ‘yabancı’! Tercümana ve tercümeye muhtaç. Bahsettiğimiz çocuk da Türk oğlu Türk. Sonradan olanlardan değil, doğumdan. Hadi Danimarka’da doğdun büyüdün, 2016’dan bu yana giydiğin ay yıldızlı forma uğruna o ay yıldızın ‘diline’ de değer versen ya!
Fatih hocanın İtalyancası kadar Emre’nin Türkçesinin olmaması açıkçası insanın içini acıtıyor. Hadi İstiklal Marşımız’ı ezberleyemedin. Hadi marşımız söylenirken heyecanını yenmek için sakız çiğnedin; peki be çocuk, belli ki öğrenmeye de gayretin olmadığı o marşımız söylenirken bari playback yapabilsen... Ona da mı ‘cık’!..
Bugüne dek 15 kez Türk Milli Takımı formasını giymiş, ekmeğini Türkiye’de kazanan ve Türk kimliğinin nimetlerinden faydalanan bu çocuğun, bizim lisanımız yerine başka lisanlar tercih etmesi düşündürücüdür. Kaldı ki, bugün 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nu 11. Maddesi’nde yer alan vatandaşlık için aranan şartlarından birinin “Yeteri kadar Türkçe konuşabilmek” olduğu yerde ‘doğuştan’ Türk vatandaşı olan Emre Mor’un Türkçe ‘merhabadan’ öteye gidememesi düşündürücü olduğu kadar kanunun ana felsefesine de terstir.
EMRE BELÖZOĞLU’NUN BiBER SÜRÜLESi DUDAKLARI!
BUNDAN 9 hafta öncesiydi; F.Bahçe-Gazişehir karşılaşması sonrası maçın ekstra gündemi Emre Belözoğlu’nun ekranlara yansıyan küfürü oldu. Emre’nin, rakibi Tetteh’e yönelik söylemleri hakem ve TFF tarafından işleme tâbi tutulmadı. Aradan 9 hafta geçti, bu defa Kayseri maçı sonrası sahnede yine Emre’nin rakibi Abdennour’a yönelik küfür içerikli sözleri var. Enteresan olan; iki maçın da hakemi Arda Kardeşler. Bıraktım sokaktakini, medyadaki bazı arkadaşlarımız bile talimatlardan bihaber Emre’yi çoktan PFDK’ya göndermişler bile. O gün söyledim, tekrar söylüyorum; talimat VAR sisteminin uygulandığı maçlarda sözlü ihlallerle ilgili görüntüden sevke izin vermiyor. (Bkz. Futbol Disiplin Talimatı, Madde 76). Tabii böyle olması da haliyle insanın içini acıtıyor. Açıkçası bu konu talimatta ivedilikle bir revize istiyor sayın federasyon yetkilileri...
TERiM’iN KARTI VE HAKEME DOKUNUŞU!
YİNE sahadaki ve VAR’daki hakemlerin ‘hatalarıyla’ damga vurduğu haftada, neyse ki, genç hakemimiz Abdülkadir Bitigen gösterdiği performansla alkış topladı. Ders niteliğinde bir yönetime imza attı. Zaten FIFA olacaklar listesinde ilk sıradaki olması da bundan. O Bitigen’in G.Saray maçında 4. hakeminin uyarısıyla gösterdiği sarı kart çok tartışıldı. Nedeni de Fatih hocanın bunun gerekçesini “Çizgiye basmışım” diyerek açıklamasıydı. Elbette bunu buraya indirgemesi milletin de komiğine gitti. Ama işin aslı öyle değildi. Yine o pozisyonla ilgili tartışılan bir konu da Terim’in gördüğü sarı kart sonrası eliyle ve diliyle gösterdiği tepkinin kartsız geçilmesiydi. Orta hakemi sarı kart için çağıran 4. hakem Cihan Aydın, arkasını dönmüş giden ve yaşananları görmeyen Bitigen’e “Hocam geri dön” diyemedi. Cesaret edemedi.
Hocanın gördüğü kartın gerekçesi, bu kadar basit olmamalıydı, Nitekim anlatıldığı gibi de değildi Bunun sebebi, 4. hakemin de eliyle işaret ettiği gibi Andone’nin pozisyonuyla ilgili Terim’in kenardan şiddetli bir şekilde kart istemesiydi. Çizgi mizgi değildi, yani...
Sonrasında hocanın el kol
hareketi, alkışlayarak gösterdiği tepki Bitigen’in değil 4. hakemin sorumluluğundaydı. Ve bu pozisyonla ilgili dikkat çekici bir başka durum da Terim’in atılma gerekçesini izah eden 4. hakemi, sözü bittiğinde “Hadi ya” dercesine sağ eliyle sırtından hafiften de olsa ittirmesiydi. Ve bunun hakem tarafından karşılıksız bırakılmasıydı.
Tabii konu hassastı... Çünkü benzer sayılabilecek bu durum, koskoca Suat Aslanboğa’nın hakemliğini bitirmişti. MHK gözünün yaşına bakmadı çünkü onlar için hakemliğin onuru söz konusuydu! Sonuçta Aslanboğa’nın sözleşmesi fesh edildi. Tabii burada Terim’in 4. hakemi ne şiddetle ittirdiği net değil. Şimdi soru şu: Diyelim Fatih hoca ciddi ciddi hakemi itekleyiverdi. 4. hakem de bunu kartsız bıraktı. Peki o zaman Arslanboğa’nın profesyonel sözleşmesini fesh eden o MHK, o TFF profesyonel sözleşmesi olmayan bu 4. hakemin neyini fesh edecek? Bugün Süper Lig’deki 43 hakemin hemen hemen yarısının profesyonel sözleşmesi yok. Peki Aslanboğa’nın başına gelen vaka, bu profesyonel sözleşmesi olmayan hakemlerden birinin başına gelse ne yapacağız? Akbil’lerini mi fesh edeceğiz?
Paylaş