Veri sihirbazı Türk futbolunu değiştirecek mi?

Raskolnikov, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sında yanlış olduğunu bildiği bir eylemi roman boyunca haklı çıkarmaya çalışır. St. Petersburg’da bir tefeciyi öldüren Raskolnikov, dünyanın bencil ve kötü bir tefeci var olmadan da daha iyi bir yer olabileceğini ve onun servetiyle daha iyi işler yapılabileceğini söyleyerek savunur kendini. Ama yaptıklarından sonra onu sürekli rahatsız eden vicdanını hiç hesaplamamıştır. Raskolnikov, en az romanın yazarı Dostoyevski kadar tanınan bir kahramandır. Bugün size başka bir yazardan ve yazdığı kitabın önüne geçen bir kahramandan söz edeceğim. Hayatı yazdığı kitapla değişen, futbolu ve başarı kavramını değiştiren Rasmus Ankersen’den.

ESKİ BİR FUTBOLCU VE PERFORMANS USTASI

Ankersen eski bir futbolcu ve performans ustası. Raskolnikov ile tek benzerliği hayata, futbola ve başarıya alışılmışın dışında bakabilme yeteneği. Ankersen, günün birinde, kendi kendine sorar:

· Neden orta mesafe koşucuları Etiyopya’dan çıkıyor?

· Niye en iyi kadın golfçüler Kore’den?

· Ve neden Jamaikalı sprinterler bu kadar hızlı? Bu sorunun yanıtını bulmak için 6 ay boyunca seyahate çıkarak dünyanın en yetenekli sporcuları ile bir araya gelir. Bu deneyimlerini de “The Gold Mine Effect” (Altın madeni) isimli kitabı yazarak paylaşır.

MIDTJYLLAND'I BAŞTAN YARATTI

Matthew Benham, Oxford mezunu başarılı bir iş adamı. Başarısının temelinde de futbolda bahis oynayanlara sunduğu veriler. Çocukluğundan bu yana Londra’daki FC Brentford takımının da taraftarı. Tüm hayali FC Brentford’u, Premier Lig’de görmek.. Kulübü satın alır ve tam da bu dönemde, Ankersen’in, “The Gold Mine Effect” isimli kitabıyla tanışır. Çok para harcamadan, yeteneklere yatırım yaparak, “Başka türlüsü de mümkün” diyen iki ismin destansı hikayesi Londra’da yedikleri bir yemekle başlar. Matthew Benham, ilk olarak Ankersen’in önerisiyle FC Midtjylland takımını 6.2 milyon Pound ödeyerek satın alır ve başına da Rasmus Ankersen’ı getirir.

HEM KUPALAR HEM DE PARA KAZANDIRDI

Sonrası mı... Sonrası bir peri masalı.

Ankersen’in yönetimine geçmesinin ardından müzesinde hiç kupası bulunmayan Midtjylland 3 kez Danimarka Ligi (2014-15, 2017-18, 2019-20) şampiyonu olur, 2 kez de Danimarka Kupası’nı (2018-19, 2021-22) kazanır. Kulübün yükselişi sadece sportif başarıyla sınırlı değildir. Ankersen’in kurduğu sistem kulübü bir futbolcu fabrikasına dönüştürür. Kulüp 7 sezonda futbolcu satışından 65 milyon Euro gelir ederken, transfere sadece 28 milyon Euro harcar. Bu fabrikanın en tanıdık ismi ise Alexander Sörloth olur. 2017-2018 sezonu başında Groningen’den 450 bin Euro’ya alınan Sörloth, bir sezon sonra Crystal Palace’a 9 milyon Euro’ya satılır.

BRENTFORD'U PREMIER LİG'E TAŞIDI

Danimarka sınırlarını aşan bu başarının ardından Benham, Ankersen’i İngiltere’ye çağırır. Brentford’un sportif direktörü olan Rasmus Ankersen, hikayenin tek bölümlük olmadığını burada da gösterir. 2015 yılından itibaren 6 yılda transferden toplam 192 milyon Euro’luk bir gelir sağlayan Brentford, 73 milyon Euro’luk bir transfer harcaması yapar. Mali yapıda başarıyı sağlayan İngiliz kulübü, bu süreç sonunda 74 yıllık Premier Lig hasretini de sonlandırır. Rasmus Ankersen’in kurduğu sürdürülebilir sistem Londra’nın 4. Lig’deki küçük bir takımını İngiltere’nin en üst ligine taşır. Arada da 18 bin kapasiteli yeni bir stat yapılmasını da sağlar. 2021’de Brentford’tan ayrılan Rasmus Ankersen, Danimarkalı iş adamı Henrik Kraft ve Sırp medya kralı Dragan Solak’la kurdukları Sport Republic’le Ocak 2022’de Southampton’ın yüzde 80’ini satın alır.

MEHMET SEPİL 3 YILDA 80 MİLYON DOLAR HARCADI

Ayrıntılara gelmeden önce, Mehmet Sepil kulüp yönetimini niye bir yabancıya bıraktı sorusunun yanıtını verelim.

1- Aslında bu satış bir özeleştiri. Yönetici ve başkanlar için, “Biz böyle başaramayız, en iyisi bu” eleştirisi.

2- Bu model Türk futbolu için bir çıkış yolu olabilir mi, başka yatırımcılar da ülkeye gelir mi düşüncesi..

3- Futbolun 3 önemli bileşeni, seyirci, ekonomik güç ve yayıncı üçgeninden ikisine örnek olma kaygısı. Mehmet Sepil şahsi servetinden, 3 sezonda yaklaşık 80 milyon dolar harcadı. Ama takım küme düştü. Bu 3 yılın verdiği sonuç net: FUTBOLU BİLENLER YÖNETMELİ...

ÖNCELİK HEDEFLERİN TUTTURULMASI

Şimdi Göztepe, futbolu, başarıyı en iyi yorumlayan bir veri sihirbazının elinde. Onun için sporda veriyi en başarılı şekilde uygulayan isim diyorlar. Rasmus Ankersen’in önceliği şampiyonluklar kazanılması ya da kupa kaldırılması değil sadece. Onun önceliği hedeflerin tutturulması. Bunun için Mehmet Sepil, Rasmus Ankersen ile bir araya geldi. Öncelikle şart, bir futbol akademisinin kurulması. Bu akademi ile alt yapıdan oyuncu yetiştirilmesi ve sürdürebilir bir başarı ve ekonomi yaratılması. Bu anlaşma sadece Göztepe’nin değil, Türk futbolunun da kaderini değiştireceğe benziyor.

FELSEFESİ: BAZEN ŞAMPİYONLUK DEĞİL, 3.'LÜK DAHA MUTLU EDEBİLİR

Başarısızlığın nedeni başarının merkezindedir. Başarılıyken bu başarı nasıl elde edildi diye sormamız gerekir. Başarısız olunca neden başarısız olduk sorusu yerine. Futbol tesadüfe çok dayalı bir spordur. Teknik direktörlere çok fazla pay veriliyor. Oysa futbolda bunun dışında pek çok neden var. Şampiyon olduğumuzda mutlu olmayabiliriz. Çünkü elde ettiğimiz verilerden memnun olmayabiliriz. Oysa 3. olduğumuzda daha mutlu olabiliriz. İyi teknik direktör olmak için illaki iyi futbolcu olmak gerekmiyor. Yetenek bugün ne yapabildiğine değil, yarın ne yapabileceğine bakmaktır. 10 bin saat kuralına inanıyor. “10 bin işi yaparsanız, bu işin uzmanı olursunuz” diyor

TRANSFER POLİTİKASI

İstatistiki verilerin çok daha dışında bir bakış açısı var. Futbolcunun eşi, arkadaşları, özel yaşamı, takıma, ülkeye ve kente uyumu en çok dikkat ettiği unsur. Bir futbolcunun özel yaşamını didik didik ediyor.

GÖZTEPE'NİN YÜZDE 70'İ ANKERSEN'DE

Tüm bu hikayeyi biz niye okuduk diye sormayın. Yanıtına geliyorum. Ankersen artık Türkiye’de. Türk futboluna adım atan ve yatırım yapan ilk yabancı oldu. Ve Göztepe Kulübü için Mehmet Sepil ile anlaşma sağladı. Kulübün yüzde 70 hissesinin yönetimi artık bu futbol ve başarı sihirbazında. Mehmet Sepil, yüzde 30’luk hisseyi diğer spor branşları için kendi yönetiminde bıraktı. Ama futbol artık Ankersen’de.