Paylaş
Birinci yazı: Stefan Kuntz’a da iyi bir ders oldu. Eski bir arkadaşa yaptığı şakanın ardından neye uğradığını şaşırmış olmalı. Böylece artık buranın o kadar neşeli bir yer olmadığını görmüştür. Yeni Türkiye’ye hoş geldiniz Herr Kuntz. Lütfen biraz ciddi olur musunuz?
İkinci yazı: Sergen Yalçın burada yalnızca gizli özne. Gerçek özne ise biziz; buralı olma hâlimiz. Her ânımız gergin, asık suratlı, öfkeli ve tetikte geçiyor. Hiçbir şeyin tadını çıkaramıyoruz. Birinin kahkahası bile sinirimizi bozmaya yetiyor. Çünkü biz gülemiyoruz.
Yukarıdaki satırları sosyal medyadan aldım. Sevgili Onur Özgen, Beşiktaş-Adana Demirspor maçından hemen sonra paylaştı. Ve çok takdir ettiğim hatta hayranı olduğum Sergen Yalçın adına üzüldüm.
TEK CÜMLE İLE ESPRİLİ BİR YANIT VEREBİLİRDİ
Ne yaptı Balotelli! Golü attı ve Sergen Yalçın’a dönerek “Benim beynim var” işareti. Bunun futbol sahalarında alışılmadık bir hareket olduğunu biliyorum. Ama İtalyan oyuncunun ahlak kurallarını hiçe sayıp terbiyesiz bir hareket yaptığını da düşünmüyorum.
Tam aksine... Sergen Yalçın gibi akıllı, zeki ve sempatik bir futbol figürünün bu nefis pası gole dönüştüremediğini düşünüyorum. Tek bir cümle ile Balotelli’ye esprili bir yanıt verebilir, Türkiye’nin ezberini bozup, hâlâ neşeli bir ülke olduğumuzu gösterebilirdi.
HEPİMİZ KAHKAHALARLA GÜLÜYOR OLABİLİRDİK
“Nasıl bir espri yapabilirdi ki?” diye sormayın. O, Sergen Yalçın gibi kıvrak zekalı futbol adamlarının işi.
Eğer bunu yapabilseydi:
-Hepimiz bugün bu yanıtı konuşuyor olurduk.
-Hepimiz kahkahalarla gülü yorduk.
-Sergen Yalçın ve Balotelli’nin yeniden karşılaşması için gün sayıyor olurduk.
Bir krizle değil, keyif aldığımız çok güzel bir tartışmayla baş başa kalmış olurduk.
ŞİMDİ TÜM BEŞİKTAŞLILAR RÖVANŞ BEKLİYOR!
Ama olmadı. Bunun yerine Sergen Yalçın hemen herkesin gösterebileceği bir tepki gösterdi.
‘Sergen Yalçın zekası’nı ve farkını ortaya koymadı.
Böylelikle 3-0’dan puan kaybetmenin öfkesine Balotelli hareketi eklendi.
Şimdi tüm Beşiktaşlılar intikamın alınacağı ‘rövanş’ı beklemeye başladı. Gülümseyerek izleyeceğimiz rövanş bir intikam karşılaşmasına dönüştü.
“Kolaysa sen yap” demeyin. Tabii ki kolay değil. Bunu yapabilmek için bile önce Sergen Yalçın olmak gerek.
O HAREKET KİMYASINI BOZMAMALIYDI
Açık yazayım, isim vereyim; Fatih Terim gibi egosu yüksek bir teknik adamdan böyle bir talebim olmazdı.
Ama Sergen Yalçın’dan olur.
Çünkü o farklı. Egosu aklının, sabrının ve hırsının önüne geçen bir figür değil. Tam aksine krizleri fırsata çevirmeyi bilen farklı bir karakter.
Ama görüyorum ki, -özellikle Balotelli olayında- maç stresi onu bu öngörüden yoksun bırakıyor.
Balotelli’nin davranışı, Sergen Yalçın’ın kimyasını bozmamalı.
BARİ SEN ASIK SURATLI OLMA SERGEN HOCAM
Bu sözlerim belki Beşiktaşlıları kızdırabilir. Hatta Sergen Yalçın’ı da kızdırabilir. Yalçın attığı gollerle, futboluyla, espileriyle ve teknik adamlığı ile hep güldürdü.
Ben bunun devam etmesini ve ‘asık suratlı teknik direktörler’ furyasına son vermesini istiyorum. Bir harekete ya da söze takılıp kalmasını istemiyorum. Asık suratlı futbol izleyen ve kahkahaya bile tahammül edemeyen futbol izleyicisine ders vermesini istiyorum.
KUNTZ YALAN MI SÖYLEDİ?
Aynı şeyleri Stefan Kuntz’un sözleri için de söyleyebilirim. Kuntz, futbolculuğu döneminde hepimizin bildiği bir Sergen Yalçın profili çizdi. Yani geride kalanı anlattı, geçmişi. Yalan mı?
Sergen Yalçın o olağanüstü yeteneğine, disiplini ekleyemeyen bir futbolcuydu. Eklese, kendisinin de dediği gibi Bayern Münih’te oynardı. Onun Beşiktaş Teknik Direktörlüğü gibi bir kurumsal bir duruşu koruma kaygısını anlıyorum. Hak da veriyorum. Ben bunu kendi kimyasını bozmayarak ve gülerek, güldürerek yapması gerektiğini düşünüyorum.
SARRI'NIN ÖNÜNDE EĞİLDİĞİ FATİH TERİM'E BİRAZ SAYGI LÜTFEN
Fatih Terim için çok ağır eleştiriler yaptım. Galatasaray’ın oynadığı futbola bakarsak, daha da çok eleştireceğim gibi. ·
Evet, Galatasaray kötü.
Evet, Galatasaray umut bile vermiyor.
Evet, Fatih Terim’in tercihleri de hatalı.
Bunların hepsini dile getiriyoruz. Siz bunlara transfer yanlışlarını da ekleyebilirsiniz.
Ben bir adım daha ileri gidip, “Terim, Özhan Canaydın’lı dönemde yaşadığı krizi yaşıyor" diyorum.
ANLAŞILMAZ BİR ÖFKE
Sanıyorum buraya kadar anlaştık.
Amaaaa. Sosyal medyaya bakıyorum, bir Terim öfkesidir almış başını gidiyor.
“İstifa” diyenler, yönetimi göreve çağıranlar. Futbolcuların en küçük hatasında tribünleri ıslığa boğanlar. Arkadaşlar, 8 kez şampiyon olmuş bir hocadan bahsediyoruz. Türk futbol tarihinin rekoru bu. Tek başına bir takım olsaydı Fatih Terim’in neredeyse 2 yıldızı vardı.
O GİDİNCE HER ŞEYİN DÜZELECEĞİNİ SANIYORLAR
Fatih Terim’in de formsuz olmaya ve hatta başarısız olmaya hakkı var. “Futbolda dün yoktur efendi, sen ne diyorsun” diyenlere de yanıtım var. Bugün henüz daha bitmedi. Sezonun 6. haftasında Terim’in görevi bırakmasını isteyenler, o gidince her şeyin düzeleceğini mi sanıyorlar.
Kimsede o sihirli değnek yok. Lütfen biraz saygı... Sarri’nin önünde eğildiği Fatih Terim bu saygıyı hak ediyor.
Paylaş