Beşiktaşlının transfer endişesi

F.Bahçe ve G.Saray 5’er transfer yaparken, ‘Come to Beşiktaş’ sloganıyla son sezonların transfer şampiyonu Beşiktaş’ta yaprak kımıldamıyor. Bu da taraftarda endişe yaratıyor.

TÜRKİYE’de uzun vadeli planlama sorunu var. Sadece başarıya endeksli ‘iyi gün planı’ yapılır. Futbolda da bunun çok örneği var. Geçen sezon ‘değişim’ sloganıyla gençlik operasyonu yapan Fenerbahçe, bu sezon 38’lik Emre Belözoğlu’nu geri getirmek zorunda kaldı. Muhtemelen, Volkan Demirel de ‘ağabey kontenjanı’nın ikincisi olarak takımda tutulacak. Kısa vadeli plansızlığın daha çarpıcı örneği Beşiktaş...

Üst üste iki şampiyonluk yaşayan Beşiktaş, UEFA ile yapılan anlaşmanın da zorlamasıyla transferde büyük oranda başarılı bir dönem geçirdi. Başarıya bağlı olarak ‘dünya markası’ söylemi tedavüle sokuldu ve hedef olarak da Uzakdoğu pazarı gösterildi. Ancak Türkiye’nin ekonomik koşulları gözetilmeden yapılan planlar çok çabuk çöktü. Dünün jetlerle-metlerle getirilen isimlerinin şimdi takımdan gitmesi için çaba gösteriliyor.

Mayısta yeniden seçilen Fikret Orman yönetimi, ‘A takımı’nda değişime gitmedi. Buna mukabil Şenol Güneş’in yerine takımın başına Abdullah Avcı’yı getirdi. Bu seçim, yurt içinden yapılabilecek en iyi hamlelerden biriydi.

Ne var ki; 8 Temmuz’da başlayacak kampa götürmek üzere Avcı’ya henüz yeni bir oyuncu sunulmuş değil. Mali krizin yanı sıra yönetim içerisinde de yekvücut bir durum olmadığı aşikâr...

SADECE LAJIC’iN TAPUSU ALINDI

SON iki sezonda Şampiyonlar Ligi ekseni dışında kalınınca makyaj dökülmeye başladı. Dün itibarıyla ezeli rakipler 5’er transfer yaparken, Beşiktaş henüz bir imza attırabilmiş değil. Dünya çapında ses getiren ‘Come to Beşiktaş’ (Beşiktaş’a gel) sloganıyla transfer şampiyonu olan Beşiktaş’ta bu yaz henüz gelen yok. Sadece Ljajic’in bonservisi alındı ki ona da mecburdu. Larin de Zulte Waregem’e kiralandı. Gelen olması için, önce gidenin olması gerekiyor. Mali sıkıntıdaki kulüp prensipte anlaştığı oyunculara bile imza attıramıyor. Bütçeyi 35-40 milyon Euro aralığında tutma hedefi de transferde hareket kabiliyetini düşürüyor.

SATIŞ OLMADAN ALIŞ ÇOK ZOR

TEKLİF gelirse hemen satılacak Quaresma, Medel, Lens ve Vida gibi oyuncular, sahip oldukları iyi kontratlardan ötürü gönülsüz davranıyor. Ve bu oyunculardan ‘kurtulma arzusu’nun dışa vurulmuş olması, esasen kulübün pazarlıkta elini de zayıflatıyor. Kulüpteki mali sıkıntı öyle büyük ki erkek voleybol takımının faaliyetleri bir yıl donduruldu. Borç yapılandırılması anlaşmasının bugün yarın açıklanması bekleniyor ama bu anlaşma da para harcamayı değil, bilakis harcamamayı daha çok şart koşuyor. Vodafone ile forma göğüs sponsorluğu anlaşması da sonuçlandırılmış değil. Geride kalan dönemde yıllık 5 milyon dolar alınıyordu. Bu rakamın liraya çevrilmesi ve yüzde 50’den fazla da düşürülmesi söz konusu.

YÖNETiMDE KAVGA VAR!

BEŞİKTAŞ’ın transferde yaşadığı açmazın arkasında mali sorunlar kadar, yönetim problemleri de var. Mayısta kongre yapıldı ama yönetim kurulunda nasıl bir görev dağılımı yapıldı bilmiyoruz. Resmi sitede başkan Orman hariç, tüm isimlerin altında ‘yönetim kurulu üyesi’ ibaresi var. Eskiden ‘asbaşkan’, ‘icra kurulu’ üyesi, ‘transfer komitesi başkanı’ gibi titrler olurdu.

Transfer kimin uhedisinde? Orman’ın mı, Serdal Adalı’nın mı, yoksa Umut Güner’in mi? Kamuoyuna yansıya haberlere göre Güner, transfer politikasından ötürü istifasını verdi ama dün yola devam kararı çıktı. Kulüp, yeniden futbol direktörlüğü modeline geçti ve bu birimin başına Ali Naibi’yi getirdi. Naibi’ye transferde yetki verilmesi, bazı yöneticilerde rahatsızlık yarattığı iddia ediliyor.

YILDIZ TRANSFER PROJESi ÇÖKTÜ

BAŞARI gelince ‘dünyaya açılma’ strtejisi ortaya koyan ve ‘yıldız transfer’ politikasını bir araç olarak gören Beşiktaş, bugünse ‘içe dönük ve ihtiyaca göre’ transfer politikasına geçmiş durumda. Kulüp illa ki transfer yapacaktır. Ancak şu gün itibarıyla Beşiktaşlı endişeli bir bekleyiş içinde.

Fenerbahçe, Kruse gibi bir yıldızla, Galatasaray da Beşiktaş ile çok güzel günler geçiren Babel’i alarak, taraftarını mutlu etmiş görünüyor. Elbet mühim olan yıldızların sahada nasıl durduğu. Ama artık Beşiktaş dahil, kulüplerin uzun vadeli planlara ve o planlara da sadık olmaları şartı.