Yıldızlar gündüz de parlar

Son 7 maça Gümüşhane'nin ardında kalarak giren Altay, bir cumartesi maçında Atatürk Stadı'nın çimlerine çıkarken, rakip matematiksel olarak henüz garantilemiş olmasa da 3. lig yolunda önemli yol kat etmiş Silivrispor'du. O Silivrispor ki, ilk devre İstanbul'da oynanan maça da sonuncu sırada çıkmış, oynadığı vasat ama istekli oyunla Altay'dan beraberliği koparmayı başarmış ve kaçan 2 puan Altay'ın liderliği devralmasına mani olmuştu.

Haberin Devamı

Mustafa Murat'ı dinlendirerek Necdet'i uzun bir süre sonra yeniden sağ beke yerleştiren İsmet Hoca, Atakan'ın ulusal görevi sebebiyle yokluğunda, orta sahayı Ferhat-Fatih Gül-Furkan-Ozan Sol dörtlüsüyle kurmuştu. İleride ise Muharrem Ozan'dan vaz geçmezken Murat Uluç'u da yanında ikinci santrafor olarak sahaya sürdü Silivri karşısında. Son haftaların durgunu Maksut ve etkisiz elemanı Doğan'ı kulübeye çekmesi kimseyi şaşırtmasa da, İbrahim Akın'ı ilk 11'de sahaya sürmeyip yanında bekletmesi hepimizin zihnini kurcaladı.

Henüz ilk dakikada hızlı koşuyla göbekten gelen Ozan Sol, Uluç'un gönderdiği nefis pasla buluşup onsekiz içinde kaleciyle karşı karşıya kaldığında topu iyi aşırtabilse, farklı bir skor ve bambaşka bir hikaye yazılacaktı belki de Atatürk'te. Ama Ozan bizi şaşırtmadı, umutla beklenen gol gelmedi ve böylesi maçlarda olan biten hikaye tekrarlandı. 0-0 geçen her dakika zayıf rakibin direncini arttırdı, yerde yatarak geçirilen süreyi uzattı, Altay'da gerginliği tırmandırdı, tırmanan gerginlik ayaklardaki prangaları ağırlaştırdı ve zaman zaman takım öndeyken geride az adamla yakalanılan kontralarda tehlikeli anlar yaşattı. Nitekim ilk 15 dakikada Silivri ekibinin yarattığı 3 pozisyon altıpas içinde ve kale çizgisi üzerinde savunma tarafından yapılan son an müdaheleleri ile savuşturulduğunda, kolay görünen maçın zora dönmeye yüz tuttuğu ortaya çıkmıştı. İsmet Hoca'nın kapanan rakibi çizgiye inen kanat organizasyonları ile açarak değil de göbekten delerek geçme ısrarı da, bu artan direnç ve bir türlü bulunamayan golde etkiliydi.  Çizgide çok daha etkili oynadığını düşündüğüm Furkan'ı, Uluç-Muharrem Ozan ikilisinin arkasında ve çizgiden uzak oynatması da bu ısrarın bir göstergesi olsa gerek. Bu tercihe saygı duyulabilir elbet, ama böyle bir organizasyonda orta alanda hücuma dönük pas dağıtımı konusunda İbrahim Akın gibi bir kozu kullanmamak, İsmet Hoca'nın kendi tercihiyle çeliştiğini düşündürdü bana.

Haberin Devamı

Mustafa Murat'ın kulübede oluşu ve Serkan'ın da sol kanatta geride kalışı da, ilk devrede bu tercihin altı çizilmesi gereken yansımaları olarak göze çarptı.

Haberin Devamı

İkinci 45 dakikaya çıkarken, İsmet Hoca'nın geçmiş maçlara göre daha erken hamleler yapmayı tercih ettiğini, bu isabetli hamlelerin de oyunun akışına ve skora olumlu yansıdığını söylemek gerek. Göbekte yıpranan Furkan'ı İbrahim Akın ile, dikine hücum oyununda el freni vazifesi yapan Fatih'i de Maksut ile değiştirmek iyi ve geç olmadan yapılmış hamlelerdi. Bunun karşılığı da kısa sürede sahada görüldü. İbrahim'in gayet zor pozisyonda yaklaşık 25 metreden çıkardığı şut üst direkten döndüğünde, yıldızların gündüz de parlayabildiği net olarak görüldü, bu parlama sahada ve tribünde motivasyonda artış yarattı. Artık daha istekli oynayan bir Altay ve daha telaşlı bir Silivri vardı sahada. Buna 65. dakikada yan hakem imzalı bir kırmızı da eklenince, maçın kaderi belli olmuştu. İsmet Hoca bu gidişin getirdiği avantajı da kullanarak Ozan-Hüsamettin değişikliğini de yaptı ve şah-mat! Önce soldan kullanılan taçın ardından Serkan'ın altıpasa doğru berbat sayılabilecek ortası Ferhat'ın eğilmesi ve Muharrem Ozan'ın rakibi perdelemesiyle Uluç'un önüne düştü ve böyle pozisyonların ustası Uluç da laubalice öne çıkan kaleciyi avlayarak herkesi rahatlattı. Golün üzerinden 2 dakika geçmemişti ki, sağdan kornerde İbrahim'in Ferhat'a verdiği pas ortaya, orta da arka direkte altıpas çizgisinde Hüsamettin'in zarif plasesiyle gole dönüşüverdi. Bu sezon son golünü ilk devrede Silivri deplasmanında atan "bizim oğlan Hüsam", sakatlık dönüşü ilk maçında yine Silivri kalesini buldu. Altyapıdan gelen Hüsam büyük bir yetenek, efendi, çalışkan ve görev adamı tanımlarını hak eden örnek bir futbolcu. Ben onun son vuruş beceriksizliğinden yakınır dururum, bu vuruşuyla bana da söylediklerimi yutturdu ya, helal olsun. Bu tür incelikleri, zeka dolu son hamleleri oyununa ekledikçe, onun kariyerine, bizim ise seyir zevkimize bir üst sınır yok bence yakın gelecekte.

Haberin Devamı

2-0'lık skor Altay'ı da, Silivrispor'u da rahatlattığından olsa gerek, maçın kalanında Altay oyunu iyice yavaşlattı ve skorun üstüne yattı. Hakem bile oyunun vasatlığından sıkılmış olacak ki, 1,5 dakikalık uzatmayla maçı tamamladı.

Artık bir günlüğüne de olsa arkamıza yaslanıp, pazar gününün tadını çıkarma, rakiplerin neler yapacağını izleme zamanı. Son 7 maçın ilki her açıdan kayıpsız geçildi ve İsmet Hoca dahi bazı reddedilemeyecek gerçeklere vakıf oldu. Böylesi maçlarda, özellikle 2. lig ortamında yıldızların önemi malum, bazen bir dokunuşun, bir hareketin veya bir küçük hamlenin azımsanmayacak sonuçlar doğurduğuna şahit oluyoruz sıklıkla. Bir örneği de Atatürk Stadı'nda yaşandı işte. Kalede Egemen, savunma göbeğinde İbrahim Öztürk ve Murat Türkkan, forvette Uluç'un varlığı ne kadar hayati ise, ortada İbrahim Akın'ın varlığı da bir o kadar mühim, bir o kadar kritik. Bir kornerde, bir frikikte veya bir kontrada yıldız tozunun topa bulaşıvermesi, çok baskılı, çok etkili ve üretken oynanmayan bir maçı dahi farklı skorla galibiyete çevirebiliyor.

Haberin Devamı

Sırada haftaya pazar çıkılacak Bandırma deplasmanı var engel olarak. Takımdaki bir çok oyuncunun bildiği, tanıdığı bir stad Bandırma 17 Eylül. Nisan ayında İzmir'e 3,5 saat mesafedeki kritik deplasmanda 1000 kişilik bir Altay tribünü de olursa 3 puanla dönmek, KSK maçıyla birlikte 3 maçta 9 puanı alarak kaybedilen tüm krediyi kasamıza geri koymak olası. İşte bir süreliğine ertelediğimiz şarkıları söylemek de, o zaman mümkün olacak.

Yazarın Tüm Yazıları