Paylaş
Dünya Kupası arası öncesi Fenerbahçe’nin Giresunspor mağlubiyeti, ligin dinamiğini biraz değiştirdi. Sarı lacivertliler, o güne kadar hocasıyla, taraftarıyla, oyunuyla, enerjisiyle ligin favorisi gibi gözüküyordu. Ancak bu mağlubiyet ile dönüşte alınacak olası bir Trabzonspor yenilgisi, bir anda ligin yeniden başlaması anlamına gelebilirdi. Trabzonspor, ritmini bulamadığı ilk 13 maçın ardından bir aylık hazırlık ve Visca’nın iyileşmesiyle, bu karşılaşma özelinde olası bir galibiyetin kendilerini tekrar yarışın içerisine sokacağının bilincindeydi. Mağlubiyet ise zaten kendini bulamamış bordo mavilileri bir kaosun içerisine sürükleyebilirdi.
BOL FAULLÜ iLK 45 DAKiKA
İki takım da bu hisler içerisinde, ilk etapta yenilgi seçeneğini ortadan kaldırmak için başladı maça. Çok fiziksel, 18 faullü temponun düşük olduğu bir 45 dakika izledik. Ferdi’nin etkili oyunu, Joshua King’in direkten dönen şutu ve Abdullah Avcı’nın Trezeguet üzerinden hızlı hücum planı devrenin akılda kalan noktaları olsa da oyun anlamında keyif veren bir futbol görmedik.
Maç 60-70’lere kadar böyle gider, kulübe de skoru belirler derken Fenerbahçe için saha içi düzen tepetaklak oldu. Önce Trezeguet’nin deliciliği ile Visca’nın ayağından gelen net gol fırsatı, Crespo’nun kırmızı kartı ve son olarak Maxi Gomez’in golü. Sarı lacivertlilerin temaslı, agresif oyun ile kart dengesini iyi kurması gerektiği artık net olarak gözüküyor (son üç maç üç kırmızı kart).
Trabzonspor ise fiziksel olarak daha diri, Visca ile daha verimli, Trezeguet’nin formu ile de daha tehlikeli olmuş gibi gözüküyor. Mısırlı oyuncu, iyi oyununu son dakika golüyle taçlandırarak skoru belirleyen isim oldu. Kırmızı kart maçın gidişatında belirleyici olsa da bordo mavililerin bu maçtaki kazanımları üç puandan daha fazlası.
Paylaş