Paylaş
Galatasaray gibi oyun planı ön alan baskısına dayalı bir takım, sahadaki 11’inin iştahı kadar güçlüdür. Sarı kırmızılılar, Pendik karşısında ne kadar bezgin bir görüntü verdiyse Adana Demir karşısında bunun 180 derece tersi bir istekle sahadaydı. Bu değişimin bir kısmını, önceki maçlardan alınan derslere bağlayabiliriz ancak ben, oyuncu seçiminin de öğrenim kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Ekim ayından beri santra düdüğünde sahada olmayan Kerem Demirbay, sol beke geçmiş Barış Alper ve maç önü dizilişinde sol önde olan ancak asla oraya bağlı kalmayan Kerem Aktürkoğlu’yla, pas becerisi yüksek olan Adana temsilcisi karşısında mutlak bir üstünlük kurmayı başardı Okan Buruk’un öğrencileri.
BURUK'UN PRENSİPLERİ NET
İlk 23 dakikada rakibine hiç şut şansı vermediler. Merkeze devrilmeleriyle sahne alan Aktürkoğlu, önce Boey’e asist yaptı. Sonra ise takımdaki en sevdiği bağlantı oyuncusu Icardi’nin asistiyle ağları havalandırdı. Bir cuma akşamı, Kopenhag maçı öncesi tribünlerin neredeyse dolu olmasının da temel nedeni, G.Saray’ın bireysel beceri ile baskın oyunu birleştirme yeteneği sanırım. Okan Buruk, oyun prensipleri net bir teknik adam. Rakip kaleye çabuk gitmeyi öncelik kabul ederken -ki sarı kırmızılılar topu kazandıkları anda pası düşünüyor- bir yandan topa sahip olma prensibinden de ödün vermiyor.
DEVLER LİGİ'Nİ DÜŞÜNÜNCE
Aslında hem taraftar hem de oyuncular yavaş yavaş Kopenhag maçını düşünmeye başlar gibi gözükürken, Nelsson’un son anda dirseğini çıkarmasıyla Niang farkı bire indirerek ikinci yarı öncesi kafalara soru işareti düşürdü. Bu mesaj, bir anlamda Okan Buruk’un soyunma odası konuşması anlamına da geliyordu. 2. yarıya aynı istek ve tempo ile başlayan sarı kırmızılılar, aynı baskın oyuna geri dönmeyi başardılar. Tek bir farkla. Zamanla açılan oyuncular arasındaki mesafe. Bu alan, Adana Demirspor’un da aslında geçiş oyunlarında aradığı geniş boşlukları zaman zaman kullanmasına olanak verdi.
SON KISMI ENDİŞELİ GEÇİRDİ
Son dakikalardaki Icardi penaltısı galibiyeti getirmiş olsa da Okan Buruk için Kopenhag maçı öncesi en büyük endişe üstteki satırlar olsa gerek.. G.Saray, oyunun geneline bu kadar hükmettiği bir maçta bile bir bölümü endişeli ve gergin geçirdi. Bunda, kaçırılan fırsatlar kadar maç başı ve maç sonunun aynı yoğunlukta oynanmaması da bir neden. Ve aslında benzer süreçler, Şampiyonlar Ligi’nin ilk haftasından beri mevcut. Salı günü, G.saray’ın ne bulduğunu kaçıracak ne de konsantrasyonunu bir dakika kaybedecek lüksü var...
Paylaş