Paylaş
İlk yarım saatin tartışmasız yıldızı Uğurcan Çakır. Soldan Golovin, merkezden Ben Yedder ve Embolo ile Fransız temsilcisi bu bölümde sıklıkla kalemizi yokladı. Marek Hamsik-Gbamin ikilisinin en büyük handikapı tempolu oyunda arkalarına adam kaçırabilme riskleriydi ki zaman zaman bu risk tehlikeye dönüştü. Monaco yakaladığı her fırsatta karşısında Uğurcan’ı buldu ve maçın içinde kaldık.
OYUNA GEÇ ISINDIK
Sonrasında oyuna ısındık. Oyunu genişletmeyi, tempoyu artırmayı başardık. Zaman zaman Bakasetas’a merkezden top aldırarak, Hamsik’i sol kenara atarak alanı iyi yönettik. İlk 20 dakikayı tek şutla geçtikten sonra ilk yarının kalan bölümünde 8 şut çektik. O ana dek geçit vermeyen kaleci Nübel’in büyük hatasıyla son dakikada öne geçtik.
HUGO KULE GİBİ ÇIKIP VURDU
Kolay değil. Avrupa’nın eylül ayı başından beri en formda birkaç takımından bir tanesi karşınızda. Bu dönemde ligde 5’te 5, Avrupa Ligi’nde 3’te 2 yapmışlar. Kalelerinde bir maçta en fazla tek gol görmüşler. İkinci 45 dakika hiç kolay geçecek gibi gözükmüyordu. Soyunma odasından dönerken sahaya adım atan Vitor Hugo’nun ise kimseden korkacağı yoktu. Daha ikinci devre yeni başlamıştı ki Bakasetas’ın ortasına kule gibi çıkıp skoru 2-0 yaptı. Bu dakikadan sonra da ne o ne de bordo mavililer arkasına baktı. Artık hem taraftarın hem takımın hem de Abdullah Avcı’nın referans alabileceği bir 60 dakika var Trabzonspor’un elinde. Bunun üzerine bir oyun ve performans inşa edilebilirse mutlu günler yakın. Türkiye’nin Avrupa’daki gurur gecesinde bordo mavililer yıllar boyunca unutulmayacak bir galibiyet aldı.
Paylaş