16’dan 20’ye; Avrupa’nın kralı biziz…

Hani hep finalde kaybederdik ya, bu çocuklar finalde kazanıyor…
Değişik bir kuşak geliyor…
Altın jenerasyon bunlar…
Biraz takip edin lütfen…
Bu çocuklar bunu hak ediyor…
Esas önemli olan ne yapabileceğimizi gösteriyorlar…
16 yaşından 20 yaşına kadar Avrupa’nın kralı biziz…
• 20 yaş altı milli takımımız Avrupa Şampiyonu oldu.
• 18 yaş altı takımımız Avrupa Şampiyonu oldu…
• 16 yaş altı milli takımımız ise Letonya’da 20 Ağustos’ta sahne alacak…

Gördüğünüz gibi Avrupa’nın en iyi genç basketbolcuları bizim ülkemizde…
Rüya gibi geliyor ama gerçek…
Aslında şaşırmamız gerek!
Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkemizde;
Olması gereken bu(!)
Bir de çocuklarımızı;
----LGS ye mi hazırlansam?
Yoksa antrenmana mı gitsem?”
Çelişkisinden kurtarsak;
İşte o zaman uçacağız…

***
Pekâlâ; Futbol alt yapı takımlarımız nerede?
------Onlar yok…
Alt yapılarda çocuklarımızı yarıştırmadan kimse;
“Şapkadan tavşan çıkmasını beklemesin…”
“A Milli takımımız neden yok? Demesin.”
“Şapkadan tavşan 40 yılda bir çıkar”
“Sonra hep birlikte, 40 yıl o başarı ile övünürüz.”

***
Bu iş bilimsel çalışma ister…
Uzun dönemli planlama ister…
Bu takım kolay oluşmadı…
Uzun yılların emeği var.
Antrenörler için 12 yıldır rotasyon sistemi uygulanıyor…
Takımı Yıldız B Milli takımdan alıyorlar.
20 yaş altı Milli takımdan üst yapıya teslim edip;
Tekrar yeni bir jenerasyonu teslim almak üzere yıldız takıma dönüyorlar…
Şimdi dikkatli okuyun:
Kasım ayında 2001-2002 doğumlu çocukların;
Yaklaşık 4 bin çocuk arasından seçimi yapılacak…
12 yaşında çocuklardan bahsediyorum.
Bu işlerin tamamının başında da Nihat İzic var…
Önce Nihat İzic’i kutlayarak başlayalım…

Kimi zaman A takımına gönderip prestijini sarssak da;
İzic, asli işinde son derece başarılı.
Sistem tıkır tıkır işliyor.
Darısı, diğer Milli takımlarımızın başına…
Öncelikle kız basketbol alt yapı takımlarımızda benzer bir sistemi acil kurmak zorundayız.

***
Takımımız,16 yaş altı Avrupa Şampiyonu unvanı ile sahne aldı…
Ben özellikle ilk maçlarda biraz o havanın fazla estiğini gördüm…
Biraz olmadan olmuş gibi başladılar…
İlk dersi, Bosna verdi…
Biraz kendimize geldik…
Takımızda tek başına parlayan bir yıldız yok…
Sıra kime gelirse korkmadan o ortaya çıkıyor ve maçı alıyor…
Fenerbahçe Ülker oyun kurucusu Berk ve
Karşıyaka oyuncusu Egemen Güven’e ayrı bir parantez açmam gerekiyor…
Berk, çıktığında takım temposunu kaybediyor…
İlk adımı o kadar hızlı ki kimse yakalayamıyor… Çok da güzel bitiriyor… Havaya yükseldiğinde o kadar uzun süre kalıyor ki, tüm sahayı tarıyor… Kim boş ise topu ona veriyor…
Avrupa çapında bir oyun kurucumuz geliyor ancak mutlak şutunu geliştirmeli…
Egemen, Okben, Ege, Furkan, Doğuş, Ayberk, Tolga, Oğulcan, Yiğit, Kadir, Metehan;
Sıra onlara geldiğinde hiç tereddütsüz sahne alıyorlar…
Sanki takımın yıldızıymış gibi korkmadan sorumluluk alıyorlar…
Elbette bu özgüveni onlara veren koçumuz Ömer Uğurata’ yı kutlamak gerekiyor…
Genç yaşında göğsüne ikinci Avrupa Şampiyonluğu apoletini taktı…

***

Şimdi şampiyonuz…
Hep birlikte kutlayalım…
Bu çocukları yetiştiren kulüpler sağ olun!
Bu çocukları geliştiren federasyon siz de sağ olun!
Ben bu çocukları izleyerek çok keyif alıyorum…
Sizde bana eşlik edin, çocuklar da mutlu olsun!
Çok hak ediyorlar…
Hepiniz alınlarınızdan öpüldünüz çocuklar…
Sağ Olun!