Paylaş
Son birkaç haftadır adeta revire dönen Altınordu'da, kaleciler Erce Kardeşler ve Ali Emre Yanar'ın dışında sağ bek Kerim Alıcı ve geçtiğimiz hafta idmanda sakatlanan Ali Mert İstanbul'a giden kafilede yer almamıştı. Yazımın başlangıcında belirttiğim ''şanssızlıklar serisi''ni; sadece son haftalarda alınan skorlar,kaçan ve yenilen inanılası zor gollerden ibaret sanmayın. Belki bir futbol veya başka bir spor dalında mücadele eden bir kulübün toplamda bütün bir sezonda yaşayacağı sakatlıkları, Altınordu son 3-4 haftada yaşadı. Tabi ki bu sebepler ''2 aydır'' 3 puan alamamaya engel değil fakat Altınordu'nun alışagelmiş oyun düzenini bozan sakatlıklardı bunlar...
Altınordu TFF 1.Lig'de son galibiyetini 29 Eylül'de Boluspor deplasmanında 2-1'lik skorla almıştı. ''O'' günden bu güne 2 ay geçti. Peki bu 2 ayda neler değişti? Altınordu, Boluspor karşısında 3 puanı Mirkan Aydın ve Kerim Avcı'nın golleriyle almıştı.
Maç öncesinde istatistikleri incelediğimde önemli bir nokta gözüme çarptı. Altınordu'nun sezon başında çok büyük umutlarla transfer ettiği golcü oyuncu Mirkan Aydın'ın gol attığı son maç ile Altınordu'nun 3 puan kazandığı son maç aynı. O tarihten beri ne Mirkan'ın ne Altınordu'nun yüzü gülüyor. Mirkan'ın bu kadar formsuzluğuna rağmen Hüseyin Eroğlu'nun genç ve oyuna her girdiğinde hareketlilik kazandıran Fatih Aktay'ı tercih etmemesi gerçekten şaşırtıcı.
Maça gelecek olursak, maç öncesinde Altınordu'nun zirvedeki Ümraniyespor'u mağlup edip sezona yeniden başlayacağını düşünüyordum. Beni bu düşünceye iten sebep ise geçtiğimiz sezonlarda Altınordu'nun kötü gidişata, zirvedeki takımlara karşı aldığı galibiyetler ile son vermesiydi. Altınordu'nun maçın ilk yarım saatinde sahaya koyduğu futbol, o düşüncemi daha da güçlendirdi.Maç öncesinde belli ki Hüseyin Eroğlu ve ekibi Ümraniyespor'un savunma hattını iyi çözmüş. Altınordu hücumcuları Ümraniyespor'u kendi yarı alanında hapsetti ve yaptıkları şok presle topu kapıp gole gitmeye çalıştı. Bunda da başarılı oldular fakat son vuruşlardaki beceriksizlik sonuca götüremedi.
İlk 45 dakika ve ikinci yarının ilk 15 dakikasında oynadığı futbolla,mücadeleyle ve istekle Altınordu gerçekten o 3 puanı haketti. O fırsat Altınordu'nun ayağına kadar geldi fakat 50.dakikada Uğur Arslan ve 63.dakikada Barış Alıcı ile bunu değerlendiremediler. İki oyuncu da zor olanı yaptı ve yakın mesafeden topu ağlarla buluşturamadı.
Aslında haftalardır hikaye aynı Altınordu adına...Futbol şanssızlığı olsa gerek; sonuca gidecek pozisyonları buluyorlar fakat artık talihsizlik ya da beceriksizlikten dolayı bunları golle sonuçlandıramıyorlar ve akabinde ''atamayana, atarlar'' klişesi devreye giriyor,kalelerinde golü görüyorlar.
DEVRAN DÖNMEDİ
Bu devran dönmedi ve Ümraniye maçında da sürdü. Ümraniye bu haftaya kadar belki de evinde bu kadar mahkum oyun oynamamıştı. Ancak 59.dakikada sağ kanattan Oğuz'un yaptığı iyi ortaya, defansın herhangi bir engellemesiyle karşılaşmadan yükselen Rangelov topu ağlarla buluşturdu ve Altınordu'nun gardını düşürdü.
Altınordu'nun sadece hücumcuları değil defansı da formsuz. Deplasmanda lidere karşı oynayan bir takım yan toptan bu kadar kolay gol yememeli. Ümraniye forveti Dimitar Rangelov belki de antrenmanda yaptığı çalışmalarda bu kadar rahat kafa vuramıyordur...
Artık klasikleşen yenilen golden sonraki Altınordu düşüşü, bu maçta da bozulmadı ve 65. dakikada İbrahim Akdağ'ın orta sahadan attığı golden sonra Ümraniye oyunu rölantiye aldı. Maç da bu skorla bitti.
Sezona çok iddialı başlayan ve aldığı sonuçlarla takdir toplayan Altınordu'nun ,13.hafta itibariyle küme düşme potasıyla arasında 5 puan fark kaldı. Her takımın birbirini yenebildiği, bir takımın alacağı 4-5 maçlık galibiyet veya mağlubiyet serileriyle şampiyonluk potası veya düşme potasına girebildiği bir ligde; 13.hafta itibariyle sezon sonunu konuşmak güç fakat Altınordu şu an için pek ışık vermiyor..
Yazımı bitirirken son olarak hakem Özgüç Türkalp'e değineceğim. Maçın 44.dakikasında orta sahadan kaptığı topla, rakiplerini birer birer çalımlayan Murat Uçar, rakibinin engellemeleriyle karşılaştı fakat topu kaybetmeyip bomboş pozisyonda gole gidiyordu...Ta ki bir önceki pozisyon için, avantaj kuralını kullanmayıp adeta gollük atağı kesen Özgüç Türkalp'in düdüğüne kadar. Senelerdir sezon başlarında yaptıkları seminerlerle hakemlere gereksiz yere oyunu durdurmamalarını, oynatmayı teşvik etmelerini ve avantaj kurallarını daha çok kullanmaları yönünde direktifler veren Merkez Hakem Kurulu, bu konuda hala bir standarda erişemedi malesef...
Paylaş