Güncelleme Tarihi:
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, A Milli Takım'ın Samsun'da Galler'i mağlup ettiği maçın öncesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Büyükekşi, pozitif sonuçlara karşın milli takımın saha içi performansı nedeniyle tartışılan teknik adam Stefan Kuntz hakkındaki soruyu da cevapladı.
Gazetecilerin gündemle ilgili sorularına net yanıtlar veren Büyükekşi'nin sözleri şöyle;
Bildiğiniz gibi İtalya ve Azerbaycan'da Avrupa Şampiyonası'nda sonuç umduğumuz gibi olmadı. Bizim hedefimiz Avrupa Şampiyonası'na katılmak değil, katıldıktan sonra orada başarılı olmak. Letonya maçında öldük öldük dirildik. Çok şükür golü attık da sevindik. Onun için bugün maçı almak yetmiyor. 2002 ve 2008'den sonra bir başarımız yok. İnşallah 4 yıllık yeni bir görev süremiz olacak. Daha büyük başarılara gitmek istiyoruz. Bu maç da bunun ilk adımı. Galler'in Ermenistan'a yenilmesi bize büyük bir avantaj getirdi. Cumhurbaşkanımız da aradı, futbolculara selamlarını iletti ve tebrik etti. 2008 yılında gerek İsviçre gerek Avusturya'da bütün maçlarda rahmetli Hasan Doğan'la beraberdik. O zaman da son dakika golleriyle atıyorduk. Tekrar böyle bir başarı yakalamak için çalışmamız lazım. Başarıların da bir seferlik değil, sürdürülebilir olması lazım.
ADAYLIK TARTIŞMALARI
2 aday olsun, 3 aday olsun, demokrasi olsun denildi. Dünya futbolunda 2 seçim yapıldı. Birinde FIFA Başkanı'nı seçtik, karşısında aday yoktu. Portekiz'de UEFA Başkanı'nı seçtik ve tek aday olarak katıldı, seçildi. Buralarda demokrasi yok mu? Biz iyi niyetle, koltuktan güç almadan, koltuğa güç vererek hareket etmek istiyoruz. Son 1 yılda 15 yılda yapılmayan birçok şeye parmak bastık. Başkanlık yapan herkes dostumuz. Ama maalesef Türk futbolunda gördüğümüz şey şu, varsa yoksa hakem hatası. Hakem hatasını konuşmakla Türk futbolu geriye gider. Kimseye faydası yok. Bütün yapılan işler sadece kamuoyunun algısını yönetmek için yapılıyor. Bu da Türk futboluna zarar veriyor. İşin en önemli konusu sürdürülebilir şeyler yapabilmek.
UEFA'ya üye 55 ülke var, 52'si stratejik plan yapmış, biz yapmamışız. Şimdi yapıyoruz, inşallah kasım ya da aralık ayında bitireceğiz. Statik değil dinamik bir proje olacak. Özellikle kısa dönemde, orta vadede ve uzun vadede Türk futbolunda neler yapılması gerektiğini planlayacağız. Futbolun tüm paydaşları buna dahil olacak. Taraftar dernekleri başkanlarını dahi toplantılara çağırdık. Yabancı kuralından tutun her türlü konuya değinecek bir planlama olacak.
Burada en önemli konulardan birisi Türk futbolunun marka değerini artırmak. Kulüplerimizin en üstünden en altına kadar bütün kulüpler ekonomik sıkıntılar çekiyor. Anadolu kulüplerinin 100 milyonla 1 milyar arası borçları var. Bursaspor örneği var. Bu borçların sürdürülebilmesi mümkün değil.
YABANCI KURALI
Bir diğer konu yabancı kuralı. Kulüpler istiyor ki komple serbest olsun. Ama diğer taraftan bakıyoruz, bu kural ne zamandan beri var diye sordum. 2015'ten beri var dediler. Bu zamandan itibaren kulüpler bazında gösterilen bir başarı yok. Süper Lig kulüplerinin son 3 yılda yabancı oyuncu transferine harcadığı para 1 milyar dolar. Avrupa'da ziyaretlerde bulunduk. Ziyaretin amacı akademiler. Hep altyapıları ziyaret ettik. Ajax'ı, Alkmaar'ı ziyaret ettik. Ajax'ta yönetici "Her yıl 2 oyuncuyu A takıma vermem lazım." diyor. AZ Alkmaar yöneticisi "Biz zengin bir kulüp değiliz, bizim 20 milyon avroluk oyuncu satmamız lazım." diyor. Süper Lig'de genç oyuncu oynatma süresi 4 dakika. Avrupa'nın en yaşlı ligi Türkiye'de, en yaşlı takımı Türkiye'de. Ama Avrupa'nın en genç milli takımı da Türkiye'de.
ALTYAPI KONUSU
Altyapı konusunda nisan ayında eğitimlere başladık. Her Süper Lig takımından 10 tane altyapı hocası ve 1 altyapı direktörü eğiteceğiz. Her eğitilecek kişi aynı eğitimi almayacak. Avrupa'da 6 yaşında başlatıyorlar. Yeteneklerin bulunması için aşağıdan başlaması lazım. 20 takım için 220 hocayı eğitime tabi tutuyoruz. Bizim milli takım altyapı hocalarını da eğitiyoruz. Çok yüklü bir maliyeti var ama biz TFF olarak karşılıyoruz. Eğitim bitip göreve başladıklarında bu hocaların da 6 ay boyunca net maaşlarını TFF olarak biz karşılayacağız. Kulüplere altyapılar için 3 saha ve 1 bina yapılması için gerekli görüşmeleri yaptık. 2024 sonuna kadar bunun bitirilmesini istedik. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un oyunculara ödediği maaşlar 25 ile 45 milyon avro arası. Anadolu takımlarının da ödemesi İstanbulspor hariç 10 milyon avro civarı. Bunun yüzde 20 stopajı var. Bununla ilgili görüşmeleri yaptık ve kanun çıktı. Kulüpler artık stopajı ödedikten sonra geri alıyorlar ama bu parayı da transferde kullanamıyorlar. Bu parayı altyapıya yapacakları saha, bina ve çalışanlara harcayacaklar. 2-3 yıl sonra Türkiye'de en az 40 akademi olacak. Bunlar kolay işler değil. Belki benim görev süremde tamamlanmaz ama önemli olan kalıcı olabilmesi. 85 milyonluk ülkede tesadüfen oyuncu çıkmaması lazım, fabrika gibi üretmemiz lazım.
Mesela Belçika'da bir data oluşturulmuş. 19 tane sol ayaklı oyuncu yazılmış datada. Birisinin boyu uzun, diğeri dripling özelliğine sahip. Hepsi veriye dayalı. Ama bizde her şey subjektif, veriye dayalı değil. Bunu ortadan kaldırmamız lazım.
Biliyorsunuz bazı kulüplerimiz motokuryeyle oyuncu sözleşmesini yetiştirdi, kimisi yetiştiremedi. Şimdi bunu kaldırıyoruz. Her kulübe şifre vereceğiz. Oyuncuyla sözleşmesini yapacak, şifresini girip transferi tamamlayacak. İsterse oyuncuyla İngiltere'de, Fransa'da anlaşsın, oradan şifresini girip işlemi tamamlasın.
"SUMUDICA GİBİ BİRİSİYLE ÇALIŞTIM"
Ben 2 yıl Gaziantep FK'nin başkanlığını yaptım. 2 yılda da başarılı olduk. Futbolcu transferini, futbolcu zihniyetini iyi biliriz. Sumudica gibi birisiyle çalıştım, her hafta soyunma odasına indim. Eğer ben bu yöneticiliği bilmeseydim, Süper Lig'e çıktıktan sonra kulübü düşürürdüm. Berna başkan Kayserispor'un başına geçtiğinde "Ofsaytı biliyor musun?" diye sordular, "Bilmeme gerek yok, ben oynamıyorum." dedi. Biz önemli yöneticilerle çalışıyoruz.
"HOCAYI BEN GETİRMEDİM"
Biliyorsunuz bu hocayı ben getirmedim. Ben 1 yıllık göreve gelmiştim, şimdi bundan sonra daha farklı şeyler yapabilirim. Göreve geldikten sonra federasyonda 65 yaş üstündeki kişilerle yolları ayırdık, hiçbir iş yapmayan kişileri gönderdik. Ben istikrardan yanayım. Başarı istikrarla gelir. Büyük bir problem yoksa istikrarlı olmak lazım. Türk Hava Yolları'ndayken Manchester United'a sponsor olduk, gittik Alex Ferguson'la yemek yedik. Adam orada 26 yıl görev yaptı. Bazı konularda biraz sabretmek lazım. Kuntz konusunda da, işler istediğimiz gibi olursa devam ederiz. Bir kurumda kariyer planı olmazsa, orada verim olur mu?