Güncelleme Tarihi:
Uzman Dr. Hakkı Akman, oyunun, çocukların dünyayı kendi deneyimleri ile öğrenmesini sağlayan ve genellikle sonuçları düşünülmeden, eğlenmek için yapılan hareketler olarak tanımlandığını söyledi. Oyuncakların evrensel tanımının ise 14 yaşından küçük çocukların oyunlarında kullanmak amacı ile tasarlanan veya üretilen her türlü oyun, araç ve gereçler olduğunu belirten Akman, "Bu nedenle çocuklarda yaşa uygun oyuncak seçimi, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından önem taşıyor. Gelişigüzel alınan bir oyuncak hayal dünyalarını olumsuz yönde etkileyebiliyorken, bilinçle seçilen oyuncaklar gizli yeteneklerinin ortaya çıkmasına katkı sağlayabiliyor. Ebeveynlerin oyuncak deyip geçmemesi, çocuklarına uygun oyuncakları tercih etmeleri gerekiyor" dedi.
Yaşa uygun oyuncaklar kullanmalıdır
Oyuncakların çocuğun yaratıcılığını, karar verme becerisini, boyut, şekil ve renk gibi kavramları kavramasını desteklediğini ifade eden Hakkı Akman, şunları söyledi: "Oyuncaklar çocuğun düş kurma gücünün gelişmesini ve çeşitli beceriler kazanmasını destekler. İşbirliği yapma, paylaşma, bekleme, sabırlı olma gibi yetenekleri kazanmasına yardım eder. Oyuncak seçerken o yaştaki çocuğun yeteneklerini ve genel ilgi alanlarını dikkate almak gerekir. İnce ve kaba motor beceriler, dil gelişimi ve yaşa uygun toplumsal gelişim de dikkate alınmalıdır. Çocuğun yaşına göre küçük oyuncaklar çocukta ilgi azlığına ve erken sıkılmaya neden olabilirken, yaşından daha ileri yaşlar için tasarlanmış oyuncaklar ise, çocukta başarısızlık ve sonuçta özgüven eksikliğine neden olabilmektedir. Bu nedenle çocuklar sadece yaşına uygun oyuncaklarla oynamalıdır."
Hangi oyuncak, hangi yeteneği destekler?
Seçilen oyuncakların çocuğun farklı yeteneklerini desteklediğini kaydeden Uzman Dr. Akman, "Üç tekerlekli bisiklet, kayma, tırmanma, sallanma oyuncakları ve kaykay gibi oyuncaklar büyük kas gelişimini; kağıt, makas, mum, boya, kalem, lego gibi çeşitli birleştirme oyuncakları ve parçalı bulmacalar ince motor becerilerini; kukla, bez bebekler, çeşitli giysiler, süs eşyaları, meslek setleri, bebek arabaları düş kurma gelişimini; küpler, bloklar, otomobil ve kamyonlar, tahta ve plastik hayvanlar, kum havuzu malzemeleri kurgu yeteneğini; ev eşyaları ve ev setleri sosyalleşmeyi ve paylaşma duygularının gelişmesini, ifade yeteneğinin artmasını ve dışa dönük kişilik gelişimini; tahtadan veya mıknatıslı harfler ve sayılar, harf ve sayıları içeren mühürler, eklemeli bulmacalar, tamamlama oyunları dil yeteneklerini, okuma ve konuşmayı; renkli çubuklar, oyuncak saat ve saati öğretecek küpler, geometrik şekiller matematik yeteneğini; müzik ve ritim araçları dil ve sosyal becerilerin gelişimini; taş, yaprak, deniz kabuğu, kuru bitki ve sebze koleksiyonu gibi oyuncaklar doğa bilincinin gelişmesini destekler" ifadesini kullandı.
Kırmızı, mavi ve sarı tercih edilmeli
Oyuncakların genellikle kırmızı, mavi, sarı gibi ana renklerde tercih edilmesi ve parlak oyuncaklardan kaçınılması gerektiğini belirten Hakkı Akman, şunları kaydetti: "Boyası dökülebilen oyuncaklar alınmamalıdır. Pelüş oyuncaklar tercih edilecek ise kısa tüylü, yıkamaya uygun olanlar tercih edilmelidir. Boya verebilecek kumaş içeren oyuncaklar alınmamalıdır. Sentetik gereçler yerine mutlaka doğal gereçlerden yapılmış oyuncaklar tercih edilmelidir. Üç yaşına kadar olan çocuklar için seçilecek oyuncaklar daha çok yumuşak kumaş ve plastikten yapılmasına karşılık, üç yaşından sonrası için plastik, tahta, karton benzeri her çeşit gereç oyuncak yapımında kullanılabilir. Fakat ince, çabuk kırılır plastikten yapılmış oyuncaklar tercih edilmemelidir. Yumuşak gereçlerle yapılmış oyuncaklardaki göz, burun ve düğme gibi ayrıntıların kopmayacak şekilde dikilmiş ve yapıştırılmış olması önemlidir. Bu tip oyuncaklardaki dikiş yerleri de kontrol edilmelidir. Genel öneri olarak tüm oyuncaklar ile aynı anda oynanmamalı, gerekirse çocuğun ilgisine göre belirli aralıklarla evdeki oyuncaklar saklanıp sıra ile verilmelidir. Fazla oyuncak ile aşırı uyarandan kaçınılmalıdır."
Akman, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2 yaşındaki çocukların ekran başında vakit geçirmemesini ve daha sonraki dönemlerde ise, ekran başında geçirilebilecek toplam sürenin günde en fazla 2 saat olmasının öneriler içerisinde yer aldığını, elektronik oyuncakların, bilgisayar oyunlarının, tablet gibi elektronik cihazların yerine düşünmelerini teşvik eden, öğretici, düş kurma gücünü geliştirici parlak ışık ve ses içermeyen oyuncaklar tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.