Sol ve sağda birleşme yeter mi?

İŞLER rayına giriyor. Evet ben iyimserliğimi yine elden bırakmıyorum.

Seçimlere kadar var olan bazı pürüzlerin de giderileceği, ayak oyunları ile toplumda var olan yenilenme iradesinin değiştirilemeyeceği artık görülüyor.

Tersini iddia edenler olsa da Türkiye, bu kez tepeden inme değil, toplumsal dinamiğin harekete geçmesiyle biçimleniyor.

Yıllardan beri beklediğimiz "birleşme" çalışmaları sonuç vermeye başladı. Bu, siyasetin yeniden yapılandığı bir süreç olabilir.

Çünkü şimdi sıra birleşen partilerin söyleyeceklerine geldi.

Merkez sağda ANAP ve DYP’nin, solda CHP-DSP ve umarım diğer partilerin bir araya gelmeleri ile bütün sıkıntılar aşılacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi, halk iradesini çeşitliliği, renkleri ve farklılıklarıyla yansıtabilecek mi?

Bu daha ilk adım. Sağ ve sol artık muğlak kavramlar, bu referanslar insanları seferber etmek için yeterli değil.

Türkiye’nin sorunlarına nasıl çare bulacaklar?

Neleri sorun olarak gördüklerini açıklayacaklar?

Bağımsızlık ya da milliyetçilik gibi bugün insanları sokaklara döken sloganların, yönetime talip bir partinin seçmeni arkasına takmak için yeterli olacağını düşünmek saflık.

Slogan dönemi bugün itibarıyla kapandı. Seçmen, net yanıtlar bekliyor.

"Siz ne diyorsunuz?"

* * *

NASIL bir Türkiye vizyonu ile karşımıza geliyorsunuz?

Avrupa Birliği politikanız ne olacak? Terör sorununu nasıl çözeceksiniz? Kürt meselesini nasıl ele alacaksınız?

Son dönemlerde herkesi kaygılandıran dindar, laik, Hıristiyan, Müslüman, Sünni, Alevi, Türk, Kürt, ulusalcı, Avrupacı gibi daha da sayabileceğim bölünmelere karşı toplumsal barışı güçlendirecek önerileriniz var mı?

Gençliğe ne vaat ediyorsunuz? Yaşlılar için ne düşünüyorsunuz?

Çevre? Kültür politikaları programınızın neresinde?

Sadece demokrasi ana başlığı altında cafcalı sözleri tekrarlamak yetmeyecek artık.

Fakirlik propagandası, mağduriyet edebiyatı, siyasete uzak duranları, kararlarını verip sandık başına döndüremeyecek.

Bir araya gelen partiler bütün umutlarını seçmenin, "AKP olmasın da kim olursa olsun!" demesine bağlamamalı. Çünkü denmeyecek.

O çok değerli, temsil hakkını devretmeden önce sorulacak:

"Siz ne diyorsunuz?"

* * *

KADINLARI
ise hiç unutmayın.

Kadınların siyasette temsili, durumunun güçlendirilmesi için neler yapılacağı mutlaka sorulacak.

Son mitinglerde farklılıkları birlikte harekete geçiren o sihirli buluşma noktasının temel gücü olan kadınlara nasıl ulaşacağını her partinin, zaman geçirmeden belirlemesi gerekiyor.

Kota mutlaka gündeme gelmeli. Yasal zorunluluk yok ama yine de isteyen parti kadın kotasını uygulayabilir.

Kadınlarla ilgili çalışan sivil toplum örgütleri, şimdiden listelerini oluşturup partilere götürerek bu sürece katkıda bulunabilirler.

Çünkü kadınlar da soracak, "Birleştiniz çok iyi ama kadınların sorunlarını nasıl çözeceksiniz?

Ne diyorsunuz?
Yazarın Tüm Yazıları