Sevgili Güzin Abla; ben bir aya kadar evlenecek olan 30 yaşında bir maliyeciyim. Derdime gelince size mesaj gönderen kadınlar yüzünden; evleneceğim kız da dahil bütün kadınlardan kuşku duymaya başladım. Utanmadan eşlerine ihanet ettiklerini söyleyip, sonra da kendilerini affettirmek için türlü yollar arıyorlar. Yoksa her kadının içinde eşini aldatma eğilimi var mıdır? Ben Bektaşi felsefesiyle büyüdüm; siz de bilirsiniz ki Alevilik, "Eline, beline, diline sahip ol" der... Bugüne kadar bunu başardım, bundan sonra da başaracağımdan eminim. Ama bu olayları okudukça delireceğim sanıyorum. Hangi ahlaka sığıyor bu yaptıkları?.. Utanmadan bir de af diliyorlar... Hadi kocaları neyse ama ya çocuklarına ne derler acaba?
Nişanlım da ya beni aldatırsa, diye hep endişeleniyorum. Benim de böyle birkaç hanım karşıma çıktı. Ama ben onların bulunduğu ortamı hemen terk ettim... Belki de bana inanmayacaksınız ama ciddi olarak bunu yaşadım. Acaba nasıl bir ruh hali bir kadını kocasını aldatmaya yöneltir? Ciddi olarak evliliğim açısından endişeleniyorum. Lütfen bana cevap yazın; aklımı kaçıracağım.
RUMUZ: KARARSIZ
Oğlum beni ya da köşeme yazanları neden suçluyorsun? Benim köşem, toplumun bir aynası durumunda; burada gördüğün her şey aslında toplumda yaşananların yansıması... Ne ekersen onu biçersin. Bağışla ama, erkeklerimiz o kadar çok aldattılar ki, hanım sanatçılarımız da erkeklerin aldatmasını o kadar normal gösterdiler ki, her iki taraf için de ihanet neredeyse doğal karşılanır oldu.
Kadın, eşinin kendisini aldattığını görünce, kendisine de neredeyse bu hakkı tanır oldu.
Oysa hep yazıyorum. Erkek bir kadınla birlikte olur, kapıyı çekip gider. Kadının adını da unutur, hayalini de... Ama kadın için öyle mi? Kadın, naiftir, ince ve kırılgandır. Kadın bedenini o adama teslim ederken, duygularını da teslim eder. Kadın sevgi ve şefkat bekler. Kullanılırsa, kırılır, yıpranır, ezilir. Kadın ruhu bu daldan dala konmayı kaldıramaz. Hayatına ve yatağına katılan her erkek ondan bir şeyler alıp götürür. Sonunda, kendini kirlenmiş, parçalanmış, eskimiş hisseder...
Bunlar tabii ki iyi yetişmiş, normal bir aile içinde büyümüş, derli toplu kadınlar için düşündüğümüz konular. Tabii ki senin sözünü ettiğin tipte kadınlar da var. Ama siz erkekler, onları görür görmez tanırsınız. Tıpkı bu tür erkekler gibi, onlar da birlikte oldukları erkeklerin sayısını bile unutmuşlardır. Ama bu yaşadıkları, yüzlerine, gözlerine, tavırlarına yansır. İşte bu nedenle, hemen anlaşılır...
Elbette kadın aldatmak için yaratılmamıştır. Ancak evlilikte her şey karşılıklı sevgi, saygı ve uyuma bağlıdır. Bir de tabii çok önemli olan güven duygusu. Unutma: Eşini asla ihmal etmemelisin. Bunu cinsellik anlamında da söylüyorum tabii ama asıl şefkat ve ilgi göstermeyi, iltifat etmeyi unutmamalısın. Ona arada bir çiçek ya da küçük bir hediye almak, eve gittiğinde onu öpmek, gün içinde telefonla hatırını sormak, yıl dönümlerini unutmamak, kadının sevildiğini hissetmesine neden olacak davranışlardır. Kadın sevildiğini, arzulandığını, beğenildiğini hissetmek ister. Hiçbir kadın durup dururken sevdiği erkeği aldatmaz. Evleneceğin hanımı elbette uzun süredir tanıyorsun... Bakışları, hareketleri, konuşma tarzı ve sana yakınlığı elbette onun kişiliğini anlamana yarayacak işaretlerdir. Bu nedenle ondan kuşkulanman anlamsız. Sana hayırlı, mutlu bir evlilik, huzurlu bir yuva dilerim.
Eşimin hayal kırıklığına uğratmasından korkuyorum
Köşenizdeki sorunlarla alakalı bütün yazıları okuyorum ve kendimde hepsinden bir parça buluyorum. Bundan 6 ay önce kaçarak evlendim. Çok büyük sorunlar yaşadım... Ne var ki eşimle bir kez olsun evimizin kapısından birlikte dışarı çıkmadık. Pişmanım demek istemiyorum, çünkü onu çok seviyorum; her geçen gün daha çok bağlanıyorum. Aslında beni çok üzüyor; bazen sesimi yükseltiyorum ama sonra susuyorum. İş arıyorum; kafama göre iş bulamıyorum. Şimdiye kadar, güvendiğim herkes beni bir şekilde hayal kırıklığına uğrattı. Hayatımda hep kötülükler etkili oldu. Şimdi de eşimin beni hayal kırıklığına uğratmasından çok korkuyorum. Benimle ilgilenmesini bekliyorum.
RUMUZ: PİŞMAN DEĞİLİM
Her kadın eşinden bunu bekler kızım, bak yukarıdaki yazıda yazdığım gibi... Her kadın eşi tarafından sevildiğini, beğenildiğini hissetmek ister, bu onun hakkıdır. Kaçıp eşine geldiğin için şimdi tüm dünyan o olmuştur. Onun da bunu görüp, sana dört elle sarılması gerekir. Her şey bir yana, ama şu evden birlikte çıkmadık, sözüne takıldım. Birlikte kaçtığınız için korkuyor da, ondan mı dışarı çıkmıyorsunuz? Yoksa bana bu durum çok yanlış gibi geldi.
Tahsil farkının mutsuzluk yaratacağına inanmıyorum
Ablacığım; yıllardır sürekli olmamakla beraber arada bir yazılarınızı okuyorum; bazen bir şey dikkatimi çekiyor. Genellikle okuyucularınıza fikir beyan ederken tahsil ile ilgili tavsiyelerde de bulunuyorsunuz. Elbette gerçekleri aktarıyorsunuz. Ama ben şahsen iki kişinin sadece aralarında tahsil farkı var diye mutsuz olacakları gibi bir düşünceyi kabul edemiyorum.
Eğitim elbette çok önemli ama bir o kadar da insanın kendini yetiştirmesi önemli.
Kendimden örnek verirsem, benim eşim 2 üniversite mezunu; ben orta okul terkim. Allah’a şükür 5 yıllık mutlu bir evliliğimiz var. Hem yapılan araştırmalarda eşlerine veya kız arkadaşlarına kötü muamele edenlerin çoğunun okumuş, tahsilli insanlar olduğunu belirtiliyor. Yine de ben şu an dışardan okuyorum... Lütfen yanlış anlamayın. Bu yazdıklarım sadece sizinle paylaşmak istediğim kendi fikirlerimdi.
RUMUZ: F.H.
Fikirlerine saygı duyarım oğlum... Ancak senin mutlu bir evliliğin olması, bazı gerçekleri değiştirmez. Sen belki eşinin tahsil açısından senden üstün olmasından rahatsızlık duymayacak kadar olgun bir insansın... Ama ne yazık ki herkes böyle olmuyor. Eşine karşı duyduğu aşağılık duygusu nedeniyle onu ezmeye çalışabiliyor.