Sizden rüşvet mi istendi, arayın Şeffaflık Derneği’ni

YAKLAŞIK yedi bin kamu personeli uyulması gereken etik kurallarla ilgili eğitim görüyor. Yedi bin, iyi sayı.

Haberin Devamı

Ama, şurada ve burada, hâlâ yolsuzluk iddiaları devam ediyor.
İki ay önce denetim elemanlarını uyacakları mesleki etik davranış ilkeleri ile ilgili yönetmelik yürürlüğe giriyor.
Geçtiğimiz şubat ayında hükümet Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi oluşturuyor. Bunun uygulanması için beş bakan ile bazı sivil toplum kuruluşları biraraya geliyor, bir yönetim kurulu oluşuyor.
O yönetim kurulu sözüm ona, yolsuzlukla mücadele için eylem planı hazırlıyor. Bunlardan haberiniz var mı? Kimsenin yok, çünkü, bilgi verilmiyor.
ŞAKA GİBİ
Belki şaka gelecek, ama şu duruma bakın.
Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler yolsuzluğa karşı ortak mücadele için bir gurup kuruyor. Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu. Burada Türkiye de var.
Grup yolsuzlukla mücadele bazı önerilerde bulunuyor. Şaka gibi durum burada.
Türkiye 21 öneriden 15’ini yerine getiriyor. Yani, belli bir yol alıyor.
Buna rağmen, gazetelerde ve TV’lerde her gün bir yeni yolsuzluk iddiası. Muhalefet milletvekilleri kendi yöreleriyle ilgili hafta bir, iki yolsuzluk iddiası içeren basın toplantıları düzenliyor. Bu iddialar basında tek tük yer buluyor, genellikle es geçiliyor.
Yönetim kurulu, ilkeler, yerine getirilen 15 öneri filan çok şey ifade etmiyor. Yolsuzluk iddiaları devam ediyor.
İHALE YASASI
Neden? Çünkü, AB’nin de her fırsatta dile getirdiği temel bir eksiklik var.
AB, yolsuzlukların anası olarak kamu ihale yasasını görüyor. Yasanın değiştirilmesini istiyor. Hükümet ise, yasayı bir türlü değiştirmiyor.
Yolsuzlukla mücadele için yedi bin kamu personeli eğitimden geçiyor, buna karşılık, bu gibi fenalıkların anası, kamu ihale yasası Meclisten bir türlü geçmiyor.
Bunları ben söylemiyorum. Önemli bölümünü AB İlerleme Raporu söylüyor. O rapor başka bir şey daha söylüyor.
Milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılması ve siyasetin finansmanının şeffaf hale gelmesi.
Türkçe’si, siyasal faaliyetler için harcanan parayla ilgili, parayı harcayan ister partiler olsun, ister milletvekilleri, halka hesap verilmesi.
Türkiye’de bu işlerle uğraşan Şeffaflık Derneği var.
Sizden rüşvet mi isteniyor, görevi kötüye kullanma ile karşı karşıya mı kalıyorsunuz, size destek verecek işte bu kurum.
Çevirin telefon numaralarını, 08000 211 12 12 ya da 0212 219 26 14 Şeffaflık Derneği size yardıma hazır.

Haberin Devamı

Elin oğlu farklı görüyor

Haberin Devamı

BİZİMKİLER siyasi tavırla, elbette olumlu göstermeye çalışacak ama elin oğlu öyle düşünmüyor.
AB İlerleme Raporu ile ilgili olarak en önemli tepkilerden biri, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten’den geliyor. Açıklama hem nalına, hem mıhına.
-  Gazetelere ve gazetecilere dava açılması çoğulcu bir toplumda kabul edilemez.
-  Ergenekon davasındaki gibi, tutukluluk sürelerinin uzunluğu yargılamada tarafsızlıkla ilgili endişeleri arttırıyor.
Bunlar kamu oyunun dikkatine sık sık geliyor. Raportör üç ayrı sosyal sorunu daha vurguluyor:
-  Kadınların işgücüne katılım oranı çok düşük.
-  Namus cinayetleri hızla artıyor.
-  Güneydoğu’da 200 bin çocuk hâlâ okula gidemiyor.
Raportör buna karşı, oğlu, ordu üzerinde sivil otorite sağlanmasını, işkence ile mücadeleyi olumlu adımlar olarak görüyor.

Haberin Devamı

Bardakoğlu’nu çok ararız

TÜRBANI çözmek için Başbakan Erdoğan’ın “Diyanete soralım” sözünü yorumlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu:
“Türbanı bize bırakmayın, siyasetçiler çözsün.”
Yine türban dayatmasının yoğunlaştığı bir dönemde Bardakoğlu:
“Türban Müslümanlığın bir şartı değildir, insanın kendi tercihidir.”
Kadınların eli sıkılır mı, sıkılmaz mı, zırvalığına abuk sabuk sözlere katılan dincilere ve siyasetçilere Bardakoğlu:
“Erkeklerle kadınların tokalaşmasının haram olduğunu bildiren dini bir metin yoktur.”
O kadar ki, bir konuda Diyanet’in görüşü nedir, sorularına bile, hem de Diyanet İşleri Başkanı olarak Bardakoğlu:
“Diyanetin görüşü nedir, diye sormak laikliğe aykırıdır.”
Görevinden alınan ve artık kendisi de o koltukta oturmak istemeyen Bardakoğlu, görevde olduğu süre içinde Diyanet’in, hükümetin diyaneti olmasından rahatsızlık duyuyor ve bu kurumun bağımsız olmasını savunuyor. İmamların da devlet memuru olmalarından dolayı, cemaat ve tarikatlarla ilişkide bulunmasına muhtemelen itiraz ediyor.
Siz şimdi bir AKP iktidarına bakın, bir de bu kadar gün görmüş, hoşgörülü, gerçek bir bilim adamı olan Ali Bardakoğlu’na. İki zıt kutup.
Yedi buçuk yıl iyi dayanmış. Görevinden ayrılırken herkese nasip olmayan bir iz bırakıyor.

Yazarın Tüm Yazıları