Güncelleme Tarihi:
17 yıl boyunca İngiliz hastanelerinin yoğun bakım servislerinde çalışan kadrolu hemşire Penny Sartori, bu süre zarfında ölümle burun buruna gelen birçok hastaya baktı. Bazıları makineye bağlı, bazıları konuşamayacak durumdaki hastaları ile vakit geçirdikçe ölümle ilgili araştırmalar yapmaya başlayan Sartori, hastalarının gördüğü tuhaf ve yoğun görüntülerin halüsinasyondan ibaret olduğuna neredeyse emindi. Bu nedenle de ölüme yakın deneyimler (ÖYD) konusunda doktora yapmaya başladığında konuya hala alaycı yaklaşıyordu. Ancak 8 yıl süren eğitim süresi ve araştırmalarının sonunda ölüme yakın deneyimlerin gerçek olduğuna kesinlikle ikna olmuştu.
Sartori'nin çalışmaları duyuldukça, ölümden kıl payı kurtulan yüzlerce kişi ona ulaştı ve hikayelerini anlattı. Deneyimli hemşireye göre anlatılanların hepsi benzer öğelere sahipti. Bu deneyimlerin hepsi 'Hastanede Yatan Yoğun Bakım Hastalarının Ölüme Yakın Deneyimleri: Beş Yıllık Bir Klinik Çalışma' isimli monografide yer aldı. "8 yıl boyunca ölüme yakın deneyimler üzerinde çalıştım ve sayısız insanın öldüğünü gördüm." diyen hemşire ölümün düşünüldüğü kadar korkunç bir şey olmadığını ve ölüme yakın deneyimler yaşayan hastalarının yaşadıklarını İngiliz medyasına anlattı.
ÖLÜMDEN DÖNEN HASTA HER ŞEYİ AYRINTISIYLA DOĞRU BİLDİ
Yoğun bakımda baktığı hastalardan biri olan Tom Kennard'ın hikayesini anlatan hemşire Penny, 60 yaşındaki hastanın bir gün aniden fenalaştığını ve kendisi dahil büyük bir ekibin onu hayata döndürebilmek için dakikalarca uğraştığını anlattı. Hasta hayata döndükten sonra yaşadığı sıra dışı deneyimi ona şöyle aktarmıştı;
"İlk hatırladığım şey odanın tepsine doğru süzüldüğümdü. Aşağıya baktığımda yatakta bedenimi görebiliyordum. Çok güzeldi, çok huzurluydu ve hiç acı yoktu. Sonra bir anda hastane koğuşu yok oldu kendimi içinde babamın olduğu bir odada buldum. Babamla konuştum ancak tam o sırada bana bir elin dokunması ile kendimi yeniden hastane odasında buldum. Sonra birden aşağı doğru süzülmeye başladım ve bedenime döndüm. Eğer ölüm gerçekten buysa, bu harika bir şey"
Hemşire Penny için anlatılanlar sarsıcıydı. Çünkü müdahale ettikleri hasta gözleri kapalıyken ona yapılan işlemleri, kullandıkları aletleri ve perde arkasındaki sağlık çalışanlarının isimlerini bile doğru anlatmıştı.
Ölüme yakın bir tecrübe yaşayan başka bir hasta olan Fred Williams, ölümcül kalp sorununun son aşamalarındaydı. Bir gece hastanede bilincini kaybetti ancak daha sonra kendine geldi.
Ertesi sabah yoğun bakım hemşiresi Penny ile konuşan 70 yaşındaki adam, bilincinin yerinde olmadığı süreçte garip bir şeyler gördüğünü anlattı. Ölmüş annesi ve büyükannesinin kendine ziyarete geldiğini anlatan adam, 'kız kardeşim de oradaydı onun neden orada olduğunu anlamadım' dedi. Ancak Fred'in bilmediği şey, kız kardeşinin aslında bir hafta önce ölmüş olduğuydu. Ailesi acı haberin onun iyileşmesini tehlikeye atabileceğini düşündüğü için ona bunu söylememişti.
Talihsiz adam yaşadığı bu tecrübeden bir hafta sonra hayatını kaybetti ve gerçeği asla öğrenemedi.
Peki 'ölüme yakın deneyim' tam olarak nedir? ÖYD'ler en basit haliyle, insanlar ölüme yakın olduklarında ortaya çıkan net ve akılda kalıcı bir görüntüdür. Hemşire Penny'e göre sadece küçük bir yüzdemiz bu deneyimi yaşıyor.
Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalara göre, ölüme yakın deneyim yaşayan insanlar çoğunlukla parlak bir ışıktan ya da bir tünelden bahsediyor. Bazıları bu sırada garip sesler duyduklarını söylerken, çoğu yemyeşil çimenleri ve canlı renklerde çiçekleri olan güzel bir bahçeden bahseder.
Bu tür tecrübeleri yaşayan insanların çoğunun kendisi ile dalga geçilmesinden ya da akıl sağlığının sorgulanmasından endişe ettiği için konuşmayı tercih etmediğini anlatan Sartori, ölüme yakın tecrübelerin aslında tarih boyunca görüldüğünü öne sürüyor.
Son yıllarda bilim insanlarının bu konuda ciddi anlamda çalışmalar yürüttüğünü anlatan hemşire, bu duruma neyin neden olduğunun hala çözülemediğini söyledi.
ÖYD'lerle ilgili şimdiye kadar ortaya atılan en yaygın teori, beynin oksijensiz kalması nedeni ile yaşanan tuhaflıklardı ancak bu Sartori'ye göre doğru bir teori değil:
"Kandaki oksijen seviyesi azaldıkça beyin giderek yönünü şaşırır, kafası karışır ve düzensizleşir. Buna birçok kez şahit oldum. Ve sizi temin ederim ki çoğu hasta bilinci yerine geldiğinde genellikle sersemlemiş ve şaşkındır. Bu durum ÖYD yaşamış olanlarla tam bir tezat oluşturuyor. Eğer ölüme yakın deneyimler oksijen eksikliğinden kaynaklanıyorsa, o zaman kalp krizi geçiren tüm hastaların yaşaması gerekir. Benim çalışmamda kalp krizinden kurtulanların sadece yüzde 17,9'u böyle bir tecrübe yaşamıştır"
AĞRI KESİCİ VE SAKİNLEŞTİRİCİ İLAÇLAR ÖYD İHTİMALİNİ AZALTIYOR
Bu tür tecrübelerin hastaların aldığı ağrı kesicilerin bir yan etkisi olduğu teorisine de karşı çıkan hemşire, ÖYD yaşayan hastalarının yüzde 20'sinin hiç ilaç almadığını hatta yüksek derecede ağrı kesici, sakinleştirici ve benzeri ilaçların ÖYD yaşama olasılığını azalttığını öne sürdü:
"Başka bir deyişle, ölmek üzere olan hastaları sakinleştirmeye çalışan iyi niyetli doktorlar, onları doğal ve rahatlatıcı bir deneyimden mahrum bırakıyor olabilir."
"KOL SAATLERİ VE ELEKTRİKLE İLGİLİ SORUNLAR YAŞIYORLAR"
Penny Sartori'ye göre, ölüme yakın bir deneyim yaşayan hastalarda görülen iki garip durum elektriğe karşı gelişen hassasiyet ve kol saatleriyle ilgili yaşanan sorunlar:
"ÖYD yaşamış bir meslektaşım bana kendi deneyiminden sonra saat takmayı bıraktığını çünkü saatinin artık doğru çalışmadığını söyledi. Bunu diğer hastalarıma sorduğumda onlar da benzer şeylerden bahsetti, mesela birisi sürekli evdeki ampullerinin patladığını diğeri elektrikli ev aletlerini kullanırken sürekli çarpıldığını söylüyor"
Hemşire Penny Sartori'nin İngiliz Dailymail gazetesinde yayınlanan açıklamaları bugün hem İngiliz basını hem de sosyal medyada dikkat çekti.