"Yaptığınız işin tehlikeli olması gözünüzü korkutmuyor mu?" sorusuna "Tehlikeli diye sevdiğim şeyden vazgeçmem" cevabını veriyor.
Cevaplar kısa, net.
28 yaşında, eşi binici ve iyi para kazanıyor.
"Ne kadar kazanıyorsunuz?" sorusuna ise "yeterince fazla" diyor.
Araba yarışı dışında hobileri kayak, buz hokeyi, jet ski filan.
Yani hep süratle ilintili şeyler.
Zaten en anlamlı cümlesi de şu oluyor:
"Galiba tehlikenin sınırında yaşamayı seviyorum."
Schumacher’e sormuş olduğum aynı soruyu bu kez ona yöneltiyorum:
"Çocuklarınızın araba yarışçısı olmasını ister miydiniz?"
"Hayatta istediklerini yapabilirler. Pilot olmak istiyorlarsa olsunlar."
İyi hatırlıyorum.
Schumacher’in bu soruya verdiği cevap şu olmuştu:
"Çocuklarımı golfçü ya da tenisçi olarak görmeyi tercih ederim."
Haksızlık olmasın.
Schumacher iki çocuk babası, Kimi Raikkonen henüz baba değil.
Baba olduğunda eski meslektaşıyla aynı görüşü paylaşabilir.
Şimdilik babalık konusunda pek "cool".Kimi Raikkonen’i daha yakından tanıyan Shell’ciler "Terlediğini dahi görmedik" diyor.
"Terlemek" ne kelime... Kimi Raikkonen karşımda "sinirleri alınmış" gibi duruyor. Şeytan diyor ki, onu Ferrari’siyle şu "dakika bir, kaza bir" TEM yoluna salıversek. Alınmış sinirleri yüzde 100 topyekün geri gelirdi.