Paylaş
Profesör D’Andrea 15 yıldır Pamukkale Hierapolis kazısını yapıyor ve artık bir Türk olmuş. Bari’deki Noel Baba kemiklerinin İtalya’ya kaçırılmasından konu açıldı. Prof. D’Andrea bu konuda yaptığım araştırma ve röportajlarıma yeni bir bilgi ilave etti. Kemikleri kaçıranlar zeytinyağı taşıyan gemi filosunun kaptanları imiş. 11’inci asır civarları bir Antakya-Bari gemi hattı mevcutmuş. Zeytinyağının anavatanı Doğu Akdeniz’den İtalya’ya yağ taşıyan düzenli gemi seferleri.
Ama bu yağın yüzde 95’i ‘Lampant’ yağ. Yani kandil yağı... Bir anlamda zamanın petrol tankerleri hattı. Antakya civarı ise enerji yatağı. Bu rotada Demre şehri var. Bu Doğu Roma şehrinde gemicilerin koruyucusu Aziz Nikola’nın mezarı bulunuyor. Her seferde dualar ediliyor. Kaptanlar bir seferinde kemikleri bir kutuya doldurup İtalya’ya kaçırıyorlar.
Tarih MS. 1087. Ben kemiklerin izini sürdüm. Demre’den başlayıp Bari’ye kemiklerin peşinden gittim ve tüm bu serüveni o zamanlar haftalık bölümler yaptığım CNN Türk’e sundum. İtalya’nın bu Puglia bölgesi asırlık zeytin ağaçları ile ünlü. Her biri tek tek numaralı ve envantere kayıtlı. Budamak bile izne tabi. Bizdeki bilmem ne kooperatif evlerine arsa açmak için bir gecede gene oldubittiye getirilen altı bin zeytin ağacı katliamlarını anıyoruz.
BEN AYHAN, ZEYTİNYAĞININ ANAVATININDAN
Fransa’nın Nice kentinde butik lokanta ‘La Merenda’da şef Dominique Le Stanc ile yemek yapacağız. Sabah sekizde buluşup alışveriş yaptık, yemekleri hazırladık ve fırına verdik. “Gel biraz gezelim” dedi. Eski Nis’te yürüyüşe geçtik. Hamurcu ve makarnacı, fırın, derken “Zeytinyağcıya gidelim” dedi. Büyük bir dükkâna girdik. Dünyanın yüz bir köşesinden bin bir zeytinyağı raflarda. Ortada kocaman bir masa, üzerinde minik kâselerde zeytinyağları ve yanlarındaki plakette geldikleri yöre, cinsleri hakkında bilgiler.
Dükkân sahibi, “Nerelisiniz, Güney Amerikalı mısınız” diye sorunca her zamanki heyecanım ile “Hayır Türk’üm” dedim. Genelde adamın biraz şaşırması gereken yüzü aydınlandı. “Aaaa... Zeytinyağının anavatanı” deyiverdi. Antakya yağlarından bahsettik, “Maalesef bize hiç gelmiyor” dedi... Bir saat kaldık tadımda ve muhabbette. Öğle servisi başlamadan lokantaya dönmek üzere ayrıldık.
HERKESİN KUTSALI
İşte bu topraklarda oturuyoruz sevgili dostlar. Hep söylerim ya, “Ülkemizdeki en önemli yeraltı zenginliğimiz tarihimiz. Petrolümüz yok ama tarihimiz var fakat henüz farkında değiliz. Tarihi eserlerimizi ve güzelim şehirlerimizi başta İstanbul’umuz olmak üzere süratle yok ediyoruz” diye. “Bekçisi olduğumuz topraklarda mevcudiyetinin farkında olmadığımız zenginlikler” yazı dizisine başlamak isterdim. Liste başında ise zeytinyağı geliyor.
Gelelim konumuza: Zeytin, mitolojide adı geçen bir meyve. Tektanrılı üç büyük din için kutsal bir bitki. Arap ülkelerinde hurma ile açılan oruç, Anadolu’muzda zeytin ile açılır. Hz. Muhammed saçlarına ve vücuduna zeytinyağı sürermiş. Hippi gençliğimizde yazları tek bir şort ile tüm günümüzü geçirdiğimiz günlerde, Akdeniz’in yakıcı güneş ve tuzuna karşı vücudumuzu ve uzun saçlarımızı zeytinyağı ile korur idik. Eski Mısır’da otlar ile karıştırıp kozmetik olarak kullanılıyormuş. Helenistik dönemde zeytin ağacı kesmenin cezası insan öldürmek ile bir sayılıyor ve suçlu ölüm cezasına çarptırılıyor imiş... Düşünün...
40 BİN YILLIK BİRLİKTELİK
Zeytin ağaçları 3000 yıl yaşıyormuş. Ben 1500 seneliğine sırtımı dayadım ve uyudum.
Bir tanesinin içine girdim ve konuştum, dinledi, usulca dallarını salladı.
Zeytin ağacındaki çiçeklerin 20’sinden 1’i anca zeytine dönüşüyor. Meyve ilk önce mor, sonra yeşil, sonra da siyah rengi alıyor. A, D, E ve K, vitaminleri içeriyor. Zeytin ağaçları 3000 sene yaşıyormuş. Ben 1500 seneliğine sırtımı dayadım ve uyudum. Bir tanesinin içine girdim ve ağaçla konuştum, sanırım dinledi, usulca dallarını salladı.
Zeytin ağaçları yaşlı ama zeytinyağı insanda yaşlanmayı geciktiriyor. Hücre ve dokuların yaşlanmaya karşı direncini artırıyor. Yüksek miktarda doymamış yağ içerdiği için kötü kolesterolü dengede tutarken iyiyi artırıyor. Kemikleri de güçlendirirken mide dostu oluyor. Yemeklerden önce içildiğinde mide çeperini kaplayıp, gastrit ve ülser gibi hastalıklara yakalanma riskini önlüyor. Zeytinyağı, katı ve sıvı tüm yağlar arasında en kolay hazmedilen yağ. Yeni doğmuş bebeklerin beyin gelişimi için gerekli olan linoleik asit oranı zeytinyağında yüksek seviyede olduğundan, bebek bekleyen ve emzikli annelerin beslenmesi için en uygun yağ.
Türk mutfağı, ‘Zeytinyağlılar’ olarak adlandırılan bir yemek kategorisine sahip dünyadaki tek mutfaktır. HASTASIYIM.
Paylaş