Paylaş
Televizyon kanallarını fethetmiş Türk dizilerinin etikisi var mıdır bilinmez ama Sırplar, milliyetçi olsalar da Türklere karşı çok sıcakkanlılar. Kanuni Sultan Süleyman dizilerden çok önce, 1521’de fethetmiş şehri. Belgrad’da, hatta ülkede o kadar çok iz var ki Osmanlılar’dan kalan, yabancılık çekmeyeceğiniz kesin. Pekçok sözcük Türkçeden evrilmiş. Size çok tanıdık gelecek isimler göreceksiniz sık sık.
Haydi gelin gezmeye başlayalım şehri. Kent merkezinden Knez Mihailova adlı cadde boyunca yürüyelim, kocaman parkı ve şahane manzarası ile Kalemegdan’a gidelim. Kale şehrin tam merkezinde ve haftanın her günü ziyarete açık, üstelik de ücretsiz. Kaleyi çevreleyen parkın adı Kale Megdan, yani Kale Meydanı. Osmanlı hakimiyeti döneminden kalmış. İstanbul Kapısı ve Saat Kule gibi bu meydanın da Türkçe ismini aynen muhafaza etmiş Sırplar.
Müthiş manzara
Parkın içindeki geniş teras, Sava ve Tuna nehirleri ile şehrin muhteşem manzarasını sizlere hediye ediyor. Romantizmin izleri havasında da var, manzarasında da. Yok eğer önce tarih diyorsanız o zaman III. Ahmet döneminde sadrazamlık yapmış Mora Fatihi’nin, Damat Ali Paşa’nın türbesine gidelim. Bir türbe daha var kentte Osmanlılardan kalan. Kalenin aşağısındaki Şeyh Mustafa Türbesi.
Osmanlı’ya 14 yıl hizmet etmiş Sırp asıllı sadrazam Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi’ni de görmeden geçmemeli. Çeşme olduğu gibi duruyor tek kusuru; artık suyu yok. Bir de Belgrad Zafer Anıtı var kalede adına Pobednik dedikleri. Sırpların I. Balkan Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kazandıkları zaferin anısına dikilmiş.
Şehrin göbeği
Knez Mihailova Caddesi Belgrad’ın en önemli bölgelerinden. Trafiğe kapalı ve hep çok kalabalık. Çok sayıda kafe, restoran ve mağaza var.
Bistrolarda ayaküstü atıştırmak Belgrad’ da çok popüler. Herkesin dışarıda yemek yediği, bir şeyler içtiği, sokak müzisyenlerinin dolu olduğu, çok renkli ve keyifli bu cadde ise bunun için en uygun yer olmuş. Belki de dünyanın eğlenmeyi ve dans etmeyi en seven milletlerinden biri de Sırplar.
Caddenin diğer ucu Cumhuriyet Meydanı. Kral Mihailo, Belgrad’ı Osmanlı’dan alan kişi. Onun heykelini dikmiş Sırplar. Heykelin hemen yanıbaşında Opera ve Milli Müze var. Meydan Belgrad’ın merkezi sayılıyor. Belgrad sakinleri için çok önemli çünkü kentlilerin buluşma noktası. Sadece romantik buluşmalar gelmesin aklınıza, aynı zamanda birçok protesto gösterisine de sahne oluyor meydan.
Buranın komşusu bir başka meydan daha var Belgrad’da, adına Terazije diyorlar. Şehrin en ihtişamlı yapısı Parlamento Binası’na, Belgrad Belediyesi’ne ve Cumhurbaşkanı Köşkü’ne ulaşmak için buradan geçmeniz gerekiyor. Adı Türkçeden gelen meydanda bulunan Moskva Hotel şehrin simgelerinden birisi. 1906 yılında yapılmış.
Gurur kaynağı Tesla
Belgrad’a gelip de Edison ile birlikte elektriğin babası sayılan Nikola Tesla Müzesi’ni ziyaret etmeden dönmek olmaz. Sırp asıllı Nikola Tesla, Belgrad’da hiç yaşamamış aslında. Müzenin olduğu binanın Tesla ile doğrudan ilgisi yok. Tesla Amerika’da ölünce, Sırplar dünyaca ünlü bilim adamına sahip çıkmışlar. Müzede, Tesla’nın geliştirdiği yüksek frekans transformatörü ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor.
Balkanların en büyük Ortodoks kilisesi Aziz Sava. Ama bir türlü bitememiş. Alt katında dini ayinler yapılabiliyor. Duvarlar pek de zarif olmayan devasa varaklı fresklerle bezenmiş ama kilisenin tam olarak bitmesi için bir 100 yıl daha gerekiyor gibi. Dış görünüşü minaresi eksik bir camiye benziyor. Hatta belirgin Ayasofya izleri var mimarisinde. Belgrad’ın en işlek yerlerinden biri olan Slavia Meydanı’nın hemen yanı başında. Ama eğer tarihi ve bitmiş bir kilise görmek istiyorsanız Kralja Aleksandra caddesi üzerindeki, Taş Meydan’ın yanında bulunan Aziz Mark Kilisesi’ne gitmelisiniz. 19. yüzyıldan kalma bu Ortodoks kilisesi adını dört incil yazarından biri olan Aziz Mark’tan alıyor. Baştan söyleyeyim, yeni restorasyondan çıkmış ve içi pek de hayranlık uyandırıcı olmamış.
Bayraklı Camii
Belgrad’da tek bir camii bulunuyor o da Bayraklı Camii. Sırbistan, Osmanlı idaresindeyken Belgrad’da 250’nin üzerinde cami bulunuyormuş. Kalenin yakınında bulunan Bayraklı Camii, gezmeden dönmeyin diyeceğim yerlerden bir diğeri. Skadarlija, Belgrad’ın bohem bölgesi kabul ediliyor. Şehrin pek çok yazar, gazeteci, ressam ve sanatçısının vakit geçirdiği bohem mahallesi, Skadarlija. Günümüzde kafe ve restoranları ile İstanbul Beyoğlu’ndaki Nevizade kıvamında…
Sırp lezzetleri
Sırbistan mutfağı süt ürünleriyle meşhur. Mısır ekmeğinin üzerine sürdükleri yoğurttan yaptıkları kaymak (kajmak) ve prebranac dedikleri fasulye geleneksel başlangıç yemekleri. Çorbaya čorba diyorlar. En ünlüsü jagnjeća čorba, yani yahni çorbası. Bol sebzeli, bol malzemeli.
Restoran tavsiyelerim ise Lorenzo & Kakalamba, Franz, Dvajelena, Mali Vrabac, Amphora, Durmitor, Dva Jelena, Toro ve Saran.
Nerede kalınır?
Belgrad’ın tarihi kısmında kalmanızı tavsiye ederim. Buradaki seçenekler: Metropol Palace, Hilton, Marriott ve Square 9, Saint Ten, Envoy. Yeni Belgrad’daki oteller ise Hyatt Regency, Crowne Plaza, Falkensteiner, Radisson Blue, Holiday Inn. Belgrad ve civarını gezmek için Türkçe bilen iyi bir rehber ve araca ihtiyacınız varsa muhakkak Bojan Petkovic’i arayın. Tel: 0212 291 61 41
Hem vize yok, hem uçakla 1 saat 20 dakika. Türk Havayolları’nın İstanbul’dan her gün iki uçuşu var ve bilet fiatları 129 dolar’dan başlıyor. Üstelik yeme-içme ve konaklama pek çok ülkeye göre daha ucuz.Şehrin tarihi merkezine Stari Grad, yeni yerleşim bölgesine Novi Beograd diyorlar. İstanbul’u iki kıtasını görkemli boğazın ayırması gibi Belgrad’ın iki yakasını da Sava Nehri ayırıyor.
Fotoğraflar: Alamy
Paylaş