Paylaş
Eğlence sevenlere Mikanos
Mikonos’un kışın 10 bini bulmayan nüfusu yazın 100 binin üzerine çıkıyor. 85 kilometrekarelik adada mobilet ya da jip kullanarak dolaşmak en akıllıca iş. Adanın gözde plajı Scorpios’a (Tel: 29250) muhakkak uğrayın. Zevk, vizyon ve profesyonellik bir araya gelince çok büyük paralar harcamadan ortaya süper işletmeler çıktığını göreceksiniz. Restoranı da çok başarılı. Süper Paradise plajının akşamüstü partileri çok kalabalık ama gelen kitle daha ortalama. Plajın devamındaki Jackie O muhteşem manzaralı bir tesis. Akşamüstü içkinizi burada alın. Gösteri yapan drag queen’ler eğlenceyi doruğa taşıyorlar. Nammos Plajı (Tel: 22440) Yunanlı ünlülerin mekanı, dolayısıyla etraf paparazzi kaynıyor. Rezervasyonsuz giden kapıda kalabilir.
Spilia Restaurant’a muhakkak uğrayın, yeryüzündeki cennetin adreslerinden biri. Muhteşem bir plaj olan Ftelia’ya da bulunan Alemagou Restaurant’ı ve Kiki’yi gene öğle yemeği için tavsiye ederim. Akşam için Hakkasan’ın açtığı Ling Ling (Tel: 22515) adadaki en gözde yerlerden biri. Yan komşu Interni’de (Tel: 26333) çok şık bir mekânda lezzetli yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz. Remezzo, La Bikina, Astra, Güzel, Moni ve Skandinavian adanın popüler gece mekânları arasında bulunuyor.
Sağlıklı yaşam düşkünlerine SHA/Altea
Sağlıklı yaşam alanında uluslararası bir üne sahip olan SHA Wellness Clinic, şehir hayatının olumsuz etkilerinden arınmak, bedensel ve zihinsel olarak yenilenmek isteyenler için ideal. Bayram tatilinde İspanya’nın en güzel bölgelerinden olan Valencia’ya 1,5 saat mesafedeki Altea’ya gidebilirsiniz. 360 derece kapsamlı sağlıklı yaşam öğretileri sunan merkez, en doğal terapiler yoluyla insanların daha uzun süre iyi ve sağlıklı yaşamasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. SHA Wellness Clinic’de, formülleri merkezin şeflerine ait olan birbirinden lezzetli ve sağlıklı yemeklerle form tutabilir ve doğal terapilerle sonbahara hazırlanabilirsiniz.
SHA Wellness Clinic bedeninizin yanısıra ruhunuzu da dinlendirecek; merkezin bembeyaz ve ferah süitlerinde cennet güzelliğindeki Altea koyunu izleyerek Alicante’nin yıl boyu ılıman havasının tadını çıkarabilir ve merkezin yakınındaki küçük tarihi köy ve kasabaları da ziyaret edebilirsiniz. Ziyaretiniz sırasında merkezin ünlü müdavimleri ile karşılaşmanız da muhtemel; Bruce Willis, Kylie Minogue ve Donna Karan sağlıklı yaşam amacıyla SHA’ı ziyaret eden isimler arasında. Uluslararası alanda birçok ödülü bulunan SHA en son Conde Nast Traveller tarafından “En İyi Spa Oteli” ödülüne layık görüldü. Giderseniz sonsuzluk havuzunda muhteşem dağ manzarasına karşı yüzmeyi, bir sabah yürüyüşünde harika bir parkurda bulunan deniz fenerine uğramayı ihmal etmeyin.
Biraz da yüzelim diyenlere Sicilya/Taormina
Çizmeyi aşıp kuzeye çıkmış olabilirsiniz fakat Sicilya’yı görmeden İtalya resmi tamamlanmaz. Catania’dan bir saat uzaklıktaki Taormina, Avrupa’da en sevdiğim küçük ölçekli yerlerden biri. Etna Yanardağı manzaralı bu güzel kasabada Grand Hotel Timeo’da (www.grandhoteltimeo.com) kalmanızı tavsiye ederim. Aynı manzarayı daha uygun bir fiyata seyretmek isterseniz Hotel Villa Belvedere (www.villabelvedere.it) de çok keyifli ve özel bir tesis.
Taormina’da akşam yemeği için mutlaka portakal ve limon ağaçları altında bulunan A’ Zammara’ya uğrayın. Ristorante Shelter’da çok lezzetli makarna ve pizzaların tadını çıkarın. Maffei’s ise kapalı bir bahçe içinde hoş bir mekân. Bunun dışında çok şık alternatifler olan Casa Grugno ve La Giara’ya gidebilirsiniz. Ayaküstü bir şey atıştırmak için Ristorante Al Paladino da çok keyifli bir yer.
Günübirlik bir Etna Yanardağı turu ve şarap tadımı yapın. Bu civardaki Ortigia Adası bir efsane. Siracusa’ya gitmenizi hararetle öneririm. Rüya gibi bir şehir, etrafında denize girilecek güzel koylar var. Oradan mutlaka Noto kasabasına geçin. Noto, Unesco’nun koruma listesinde bir yer ve Barok mimarinin en hoş örneklerinden biri.
Biraz serin olsun diyenlere Tallinn
Estonya’nın başkenti Tallin adeta kuzeyin Prag’ı gibi. Adı Danimarka kasabası anlamına gelen şehir surlarla çevrili bir Ortaçağ güzeli. Dar sokaklar, göğe yükselen kuleler, Arnavut kaldırımı sokaklar insanı bir anda bir masalın içine sokuyor. Tallinn’de önce Vanalinn olarak geçen tarihi şehrin en yüksek noktasına Parlamento’nun olduğu meydana çıkın, aşağıya Belediye Meydanı’na doğru inerken sadece sokakların değil tarihin yaprakları arasında da kaybolacaksınız. Fat (Tombul) Margaret ve Tall (Sırık) Hermann Kuleleri, Alexander Nevsky ve St. Mary’s katedralleri, Uzun Bacak (Pikk Jalg) Sokağı, St. Nicholas Kilisesi,124 metrelik kulesi olan St. Olaf’s Kilisesi ve Belediye Binası eski şehirdeki sürprizlerden bazıları. Viru Kapısı ise tarihi şehre aşağıdan girdiğinizde karşınıza çıkan kapı.
Tallinn’in tarihi bölümü UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesinde. Surların arasında 26 savunma kulesi var. En tepedeki pembe bina 13 ve 14. yüzyıllarda inşa edilmiş olan Toompea Kalesi bugün parlamento binası olarak kullanılıyor. Parlamento’nun karşısında bulunan Alexander Nevsky Rus Katedrali soğan kubbeli renkli bir yapı,1894’de Çar Alexander tarafından yaptırılan binanın içi İncil’den sahnelerle dolu.
Gloria şehirdeki iyi restoranlardan. Olde Hansa. (Tel:627 9020- www.oldehansa.com) belediye binası yakınındaki bir restoran ve teması ortaçağ, geleneksel kostümler içindeki garsonlar hizmet veriyor. Yazın terası da güzel. Peppersack ve Kaerajaan restoranları Olde Hansa’nın yanında bulunuyorlar.
Sofistike bir şehir için Berlin
Hitler’in başkent için biçilmiş kaftan olarak gördüğü Berlin 1237’de kurulmuş ve adı bataklık anlamına geliyor. Bayramda yolunuz bu başkente düşerse şehrin en hareketli kısmı Mitte’de dolaşın. Berlin Hayvanat Bahçesi ise yeşili bol bu şehirde sonbaharın tadını çıkarmak için ideal. Berlin’de kısaca Ku’damm dedikleri Kurfürstendamm Caddesi şehrin ana merkezini oluşturuyor.
Berlin’deki en ünlü bina hiç şüphesiz Parlamento Binası (Reichstag). Ünlü İngiliz mimar Sir Norman Foster’ın binaya yaptığı modern bir cam kubbe Parlamento’ya bambaşka bir hava kattı. Para ödemeden binanın tepesine çıkıp %30’u yeşilden oluşan ve bu şehrin manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Brandenburg Kapısı şehrin en önemli sembollerinden biri. Üstünde, dört atlı arabasıyla Zafer Tanrıçası Nike’nin heykeli var. Checkpoint Charlie “Soğuk Savaş” döneminde Doğu ve Batı Berlin arasındaki sınır geçiş noktası olup dramatik olaylara şahitlik etmiş. Berlin’de Müzeler Adası denilen yerde şehrin katedrali (Berliner Dom) ile önemli müzeleri bulunuyor. Bu alan UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi’nde yer alıyor. Bunlardan biri olan Bergama (Pergamon) Müzesi (www.museen-berlin.de ) ise sadece şehrin değil ülkenin de gözbebeği.
Fotoğraflar: The Telegraph, Booking, Pissup Stag Weekends, TripSavvy
Paylaş