Paylaş
Kaliforniya’nın göz bebeği, Amerika’nın 2. büyük şehri ve her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Los Angeles hem doğal güzellikleri hem de eğlence temalı parklarıyla size unutamayacağınız bir tatil deneyimi vaat ediyor.
Tema parklarından bahsetmişken; Universal Studios ile ilgili detaylı bir yazı hazırlıyor olacağım. Tüm detayları o yazıdan zaten edinebileceksiniz.
Hadi gelin size şehirle ilgili birkaç genel bilgi vereyim; Los Angeles’da hali hazırda bir metro ulaşım ağı var ancak şehri araç kiralayarak gezmenin tadı bir başka. Palmiyelerin sıra sıra dizildiği caddeleri, ışıl ışıl bulvarları ve uçsuz bucaksız sahilleri arabayla gezerken görmek gerek. Ama gel gelelim şehrin hafta içi trafiği özellikle de mesai saatlerinde İstanbul’u aratmıyor! Los Angeles’ın en bana hitabeden kısmı, havası! Tropikal ve ılıman bir iklime sahip şehirde, yaz ayları aşırı sıcak değil, kışlar da hafif yağışlı ve ılık geçiyor.
Şimdi gelelim şehrin en gözde gezi noktalarına;
Santa Monica; Los Angeles’ın en eğlenceli bölgesi. Eğlenceli lunaparkına ev sahipliği yapan sahili, ünlü alışveriş caddesi 3rd Street Promenade yakınlığıyla hem eğlence ve hem de yeme içmeye dair pek alternatifi içinde barındırdığı için de çok tercih ediliyor. Özellikle konaklamanızı bu çevredeki otellerde yapmanızı öneririm.
Beverly Hills denince akla gelen filmlerin sayısı saymakla bitmez. Şehrin en şaşalı ve lükse düşkün sakinlerine bu bölgede rastlayabilirsiniz. Dünyaca ünlü tasarımcıların mağazaları, gösterişli restoranlar, şık insanlar ve efsane otomobiller… Beverly Drive, Sunset Drive ve en ünlüsü Rodeo Drive’ı görmeden geçmeyin.
Hollywood; Los Angeles’ın bir diğer simgesi, Oscar Ödül Törenleri’ne ev sahipliği yapan Dolby Theatre’a ünlülerin ayak izlerinin bulunduğu “Walk of Fame”e ev sahipliği yapıyor.
Ancak şehrin o şaşalı lüks semtlerinden değil. Bu bölgede çok fazla evsiz ve turist avcısı hırsıza rastlayabilirsiniz. Aman dikkat.
Griffith Observatory; turistik bir gezisinin olmazsa olmazı. Şehrin tepeden en iyi manzarası bu gözlem noktasından fotoğraflanabilir. Ayrıca meşhur Hollywood tabelasının uzaktan da olsa en zahmetsiz şekilde fotoğraflanacağı bir yer.
Instagtam’ın olmazsa olmaz fotoları için; LACMA ışıklarını akşamüstü görmelisiniz. Melrose Bulvarı’nda yer alan Paul Smith’in meşhur pembe duvarını ve “Made in LA” duvarını fotoğraflamadan olmaz! Ayrıca Sunset Bulvarı’ndaki meşhur Beverly Hills Hotel’i ve içindeki Cabana Cafe’yi gezip birkaç kare çekmelisiniz.
Venice Beach ve Venice Canals; Beach bölgesi fazla turistik ama gezmeye değer. Özellikle hediyelik eşya almak isteyenler için derya deniz! Kanal bölgesi ise Venedik’ten esinlenerek yapılmış, etrafında sıra sıra rengarenk evlerin dizildiği şirin mi şirin bir bölge. Bu evler sevgili L.A’liler için yazlık olarak kullanılıyormuş.
Manatthan Beach; Benim LA’de vakit geçirmekten en zevk aldığım sahil şeridi burası oldu. Uçsuz bucaksız hissi veren, diğer beach’lere göre daha sakin ve yerel halkın vakit geçirdiği bir bölge. Özellikle kahvaltı için önerebileceğim; Uncle Bill’s Pancake House’a gitmelisiniz. Bölge halkının tercih ettiği lokal bir mekan, hayatımda yediğim en iyi pancake buradaydı diyebilirim!
Malibu Beach; Los Angeles’a en uzak sahil kasabası. Daha çok yazlıkçıkların tercih ettiği bir kasaba olması ve şehre uzaklığı sebebiyle çok vakit ayırmadık. Eğer Santa Barbara’ya gidecekseniz, yol üzerinde bir içecek molası verebilirsiniz. Noba Malibu ya da Paradise Cove Beach Cafe’yi mola noktası olarak tercih edebilirsiniz.
Veee Los Angeles gezisinin olmazsa olmazı outletler! Şehrin içinde pek çok AVM olmasına rağmen alışveriş için kesinlikle outletleri tercih etmelisiniz. Bunlardan en ünlüsü Camarillo Premium Outlets, Cabazon Outlet ve Citadel Outlet.
Hepsi de şehrin dışında olduğu için şehir dışı rotalarınızın üzerinde olan bir tanesine uğrayabilirsiniz. Bunun dışında şehrin bir çok noktasında bulunan zincir mağazalar; TJMaxx, Nordstrom Rack, Marshall’s ve Ross mağazalarından marka ürünleri uygun fiyata alabilirsiniz.
Los Angeles anlatmakla bitmez, şimdilik 1 dakikalık videoya sığdırmaya çalıştım ama yazılarımın devamı gelecek. Bir sonraki yazı da “Universal Studios” ve “Los Angeles’ta Yeme İçme” başlıklarıyla rüya gezimize devam ediyor olacağım…
Fotoğraflar: Görkem TEMELKAYA
İşte size bir dakikada Los Angelas...
Paylaş