Paylaş
İstanbul’dan Miami’ye indiğimiz gibi havalimanından aracımı alıp direksiyonu Key West’e kırdım.
Yaklaşık 3,5 saatlik yolculuk sonrası Amerika’nın en güney uç noktası olan şirin kasaba Key Eest’e ulaştık. Miami-Key West yolu çok keyifli, yol boyunca iki tarafı denizle çevrili upuzun köprülerden oluşan ince yollardan geçiyorsunuz. Key West’e gelene kadar pek çok tatlı kasabanın içinden geçip hepsine hayran kalıyorsunuz. Özellikle gün batımına denk gelirseniz, bu yol üzerinde harika bir manzara yakalayabilirsiniz. Önceden araştırıp, bu yol için bir playlist bile hazırlayan ben bol bol fotoğraf çekip, manzaraya karşı müziğin keyfini çıkarttım. Size de kesinlikle tavsiye ederim.
Dediğim gibi Key West minik bir tatil kasabası, kesinlikle yürüyerek gezilmeli, çok düzenli ve dümdüz. Hemen hemen her yere erişim çok kolay. Küba’ya deniz yoluyla sadece 90 mil uzaklıkta olması Key West’in her köşesinde Küba esintilerine rastlamanızı sağlıyor. Sokaklarda dolaşırken Küba kahvecileri ve puro dükkânları karşınıza çıkıyor.
Key West’te neler yapılmalı, nerelere gidilmeli diye soracak olursanız, madde madde yazmak daha kolay olacak sanki:
Mallory Square: Gün batımını izlemek için harika bir nokta. Her akşam turistler ve yerliler bu alanda toplanıp günbatımını izliyor.
Duval Street: Kasabanın en işlek tek caddesi. Sağlı sollu mağazalar, restoranlar, kafeler sıralanmış durumda.
Southern Most Point: Haritaya göre Amerika kıtasının en güney uç noktasına denk gelen yer. Bu noktaya dikilen duba şeklinde bir yapı var ve herkes gidip önünde fotoğraf çektiriyor. Hatta bu duba kasabanın simgesi haline gelmiş. Her yerde magnetleri, minyatür figürleri vs. satılıyor
Little White House: John F. Keneedy, Bill Clinton gibi Amerikan başkanlarının dönem dönem yaşadığı malikâne olur kendisi. Bence pek bir numarası yok, denk gelirseniz ya da önünden geçerseniz şaşırmayın diye yazıyorum.
US 1 yolu Amerika’nın doğu kıyısını kuzeyden güneye bağlayan kara yoluymuş. Yani Kanada’dan Key West’e kadar olan hattan bahsediyoruz. İşte bu meşhur yolun sonu da Amerikalılar tarafından turistik bir simge ile belirlenmiş ve turistlerin uğrak yeri haline gelmiş. Bu noktada yolun bittiğini gösteren “end 0 mile” tabelası bulunuyor. Hatta bu tabelanın tam karşısında “End of the Road Souvenir Shop”( Yolun Sonu Hediyelik Eşya Dükkânı) adında bir turistik eşyalar satan bir dükkân var.
Bunun dışında gidemediğim ama çok duyduğum ve gidilmesi gereken bir yer de Ernst Hemingway’in bir dönem yaşadığı ve bazı romanlarına ev sahipli yapan evi. Belki sona kaldı ama en güzeli, enfes sahili ve harika denizi Keywest’i gönüllerde taçlandıran asıl neden: South Beach bizim favorim oldu. Sizin de yolunuz Miami ya da Florida’nın güney taraflarına düşerse ne yapın edin bu tatlı kasabaya birkaç gün ayırın!
Fotoğraflar: Görkem TEMELKAYA
İşte Keywest maceramı bir dakikaya sığdırdım bakalım beğenecek misiniz?
Paylaş