Paylaş
Her gün ortalama 100 bin uçak seferi yapılıyor. Günde 11 milyon yolcu ve 20 milyon bavul için uygulanan güvenlik kontrolü standartları bir anda alınan kararla değişebiliyor. ABD’nin başlattığı kabinde elektronik cihaz yasağı, ilk anda aralarında Türkiye’nin de olduğu 8 ülkeyi vurdu. Gündemde Avrupa var. ABD, Avrupa’dan yapılan tüm uçuşlara kamuoyunda laptop yasağı olarak da bilinen elektronik kısıtlamayı başlatmak istiyor. Görüşmeler sürüyor.
KAYIP BÜYÜK
Uluslararası Havayolu Taşımacıları Birliği’nin (IATA) hazırladığı rapora göre şu anda 8 ülkeye uygulanan kısıtlamadan yıllık olarak 17 bin uçuş ve 4,8 milyon yolcu etkileniyor. Sektöre yıllık maliyeti ise 178 milyon dolar. Ancak bu yasak Avrupa’ya yayılırsa etkilenen yolcu sayısı 30,5 milyona, uçuş toplamı da 145 bine çıkacak. Zarar ise 1 milyar 30 milyon dolara yükselecek. Bir sonraki adımda yasağın dünyaya yayılması halinde 110 milyon yolcuyu etkilenecek. Yasağın mali boyutları ise 2,5 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
YASAK ÖNLENEBİLİR Mİ
IATA’nın hazırladığı, havayolları tarafından da desteklenen plana göre bu yasaklar hem kısa hem de uzun vadede alınacak önlemlerle kaldırılabilir. Öncelikle bomba bulan köpeklerin yoğun olarak kullanımı, güvenlik personelinin yeni tehditlere göre daha fazla eğitilmesi, güvenliğin daha hassaslaştırılması, kısa vadede alınacak önlemler arasında. Uzun vadede ise yeni tarama cihazlarının alınması geliyor. Tıpta kullanılan tomografi cihazlarına benzer mantıkla çalışan yeni nesil tarayıcılar, elektronik aletlerin içine gizlenen patlayıcıları tespit edebiliyor. Ancak bu cihazların temini hemen mümkün değil. Havalimanlarının ciddi bir yatırım yapması gerekirken maliyetin ise kimin tarafından karşılanacağı gibi birçok sorunun cevap bulması gerekiyor.
HAVAYOLLARI SORUYOR
Dizüstü bilgisayarlar, tabletler, elektronik eşyalar toplanıyor ve özel bir kutu içinde kargo bölümüne konuluyor. Bu cihazların önemli bölümü, lityum iyon pille çalışıyor. Yan yana konulmuş 50 laptoptan birinin bataryasında meydana gelebilecek yangın riski uçuş emniyetini tehlikeye atmaz mı?
LAPTOPUNUZU KARGOYA VERİR MİSİNİZ?
İçinde kişisel bilgilerinizin olduğu dizüstü bilgisayarınız, tabletiniz veya profesyonel fotoğraf makineniz… Bu cihazları kargoya verir misiniz? Çalınır, hasar görür korkusu ile birçok kişinin cevabı hayır olacaktır. Ama İstanbul’dan Londra veya New York’a uçuyorsanız? Kurallar gereği bu cihazları yanınıza alamıyorsunuz.
UÇAĞA ERKEN GİDİN: Türk Hava Yolları, bu konuda detaylı operasyonu ile yolcuların kaygılarının giderilmesine yardımcı oluyor. Benzer operasyon, Pegasus ve AtlasGlobal’in İngiltere uçuşları için de geçerli. Öncelikle İngiltere veya ABD’ye uçacaksanız, havalimanına erken gidin. Bu uçaklar için boarding yani uçağa biniş süresi güvenlik ve elektronik eşyaların teslimi nedeniyle normalden daha uzun sürüyor.
VERECEĞİNİZ ELEKTRONİK EŞYALARI HAZIRLAYIN: Pasaport, vize ve uçağa biniş kartınız kontrol edildikten sonra özel güvenlik tekrar kabine aldığınız çantanıza bakıyor. Burada beyanınız önemli. Yanınızda cep telefonundan büyük elektronik eşyanız varsa kabin çantanızdan çıkartıyorsunuz. Bu cihazları yer hizmetleri personeline veriyorsunuz.
CİHAZLARA ETİKET HAZIRLANIYOR: Her bir cihaz, patlar naylon poşetlere konuluyor. Size örneğin dizüstü bilgisayar verdiniz. Ekranın kırık olup olmadığı soruluyor. Sonra da marka bilgisi girilerek size bir bagaj etiketi hazırlanıyor.
ÖZEL ÇANTAYA KONULUYOR: Bu cihazlar paketlendikten sonra içinde bölmeleri bulunan, dışı sert, çantaların içine yerleştiriliyor. Çanta dolduğunda kilide ‘seal’ adı verilen plastik kilit takılıyor. Uçağın altına gönderiliyor.
İNDİKTEN SONRA TESLİM: Uçaktan indiniz. Pasaport işlemlerinden sonar bagaj alanına gittiğinizde orada hem business hem de ekonomi yolcuları için masa kuruluyor. THY, operasyonunun aksamaması için apronda kendi personelini gönderip uçağın altından içinde elektronik eşyaların olduğu çantaları getiriyor. Burada bagaj etiketini göstererek teslim alıyorsunuz.
Paylaş