Koşmak bahane, Cunda şahane!
Geçtiğimiz hafta sonu kısa bir aradan sonra yeniden Ayvalık'a bağlı doğa harikası Cunda'ya yolum düştü. Her zaman aklımın bir köşesinde olan, keşfetmeyi hep geciktirdiğim ama buluşunca da aşık olduğum bir yer oldu Cunda. Ve ne şanslıyım ki, bu kez koşarak egzotik ruhu ve sıcakkanlı karakteriyle beni etkileyen bu küçük cenneti bir kez daha turlama fırsatı bulabildim.
Ultimate Cunda 2018 kapsamında Salomon sponsorluğunda 10k koşmak için kalabalık bir koşu grubuyla Ayvalık Cunda Adası Doğa Camping'e Cunda'ya ulaştık. Team Kronos'un organizasyonu ile bisiklet, koşma ve yüzme dallarında gerçekleşen Ultimate Cunda'da koşu kategorisinde yarıştım. Aslında bu ilk 10k deneyimim değildi. Ama trial koşu olarak, zorlu bir parkurda, dağ tepe tırmanarak ilk kez koştum ve nihayetinde bu zorlu sınavı da başarı ile tamamladım. Cunda'yı en tepeden seyrettim, mavi ve yeşilin bu denli uyum içindeki güzelliği karşısında nefes kesici manzara karşısında büyülendim. Bu adaya bir kez daha aşık oldum. Sınırlarımı zorlamak, yaklaşık 2 saat boyunca kendimle başbaşa kalmak, kafamı boşaltmak, kendimi Cunda’nın doğası içinde yeniden keşfetmemi sağladı açıkçası. Cunda Adası’nın yeşil doğası, mavi denizi ve doğa sporları için ideal konumu itibarı ile de bana inanılmaz anlar yaşattı. Asırlık zeytin ve çam ağaçlarının arasında oluşturulan arazi parkurunda koşarak 10k'yı tamamladığımda hem kendim adına iyi bir şey başarmanın etkisi hem de oksijenin tavan yapması ile o gece nefis bir uykuya daldım. Rakip de olsanız kardeşlik ve centilmenlik duygularıyla yarışarak, birbirine destek veren 800 kişiden biri olmak, yeni insanlar tanımak, dostluklar geliştirmek bana kendimi çok iyi hissettirdi. Henüz denemediyseniz, bucket listenize, 'bir yarışa katılmayı' muhakkak alın.
Katılacaklar için kısa notlar:
Cunda koşu parkuru oldukça zorlu iniş ve çıkışlardan oluşuyor. Asfalt kısmı oldukça kısa. Taş ve toprak bir zeminde koşmak için sağlam tabanlı iyi bir ayakkabınız olması şart. Hava koşullarına göre bir kıyafet seçmenizde fayda var. Yarış 17.00'de başladı ama güneş hala zorluyordu. Güneş kreminizi, şapka ve güneş gözlüğü gibi ek malzemeleri unutmayın. Yarış boyunca bulunan su istasyonlarından yeterli su içmeyi ihmal etmeyin. Vucudunuz sıcakta çok su kaybedecek unutmayın. Çıkışlar da zor ama, hazır inişe geçtim diye rahatlamayın, özellikle dizler için inişlere özellikle dikkat. Yarış öncesi size enerji verecek yiyecekleri tercih edin ama yine de dolu bir mide ile koşmayın.
Yarış için biz Cunda Otel'i tercih ettik. Denize sıfır ve kamp alanına yürüme mesafesindeki otelde, bahçe katlarındaki odalardan gözünüzü açar açmaz denize atlayabilirsiniz. Ancak kamp alanında çadır kurarak veya karavanınızda kalarak, yarışın çok daha içinde hissedebilirsiniz.z Yarış sonunda gerçekleşen ödül töreninde dereceye girenleri çılgınca alkışladım. Kimbilir belki antremanlara ciddi bir şekilde devam edersem, seneye 40-49 yaş kategorisinde kürsüye bile çıkabilirim, neden olmasın...
NE YENİR, NE İÇİLİR?
Cunda’nın en meşhur kafelerinden biri olan Taş Kafe’de bir türk kahvesi içmeyi ihmal etmeyin. Sahil kenarında yanyana dizilmiş balık lokantalarında tüm deniz ürünlerini, Cunda’ya özel mezeleri bulmak mümkün. Girit usulü ot çeşitleri radika, istifno, turp otu, kalamar, ahtapot, yengeç gibi deniz ürünlerini mutlaka deneyin. Ayvalık mutfağının lezzet sırrı ise meşhur zeytinyağında gizli. Sakızlı dondurma ve Karadeniz Pastanesi'nde tadabileceğiniz sakızlı kurabiye ise adaya özgü diğer tatlar.