Zıtlıkların ülkesi: Nepal

Çıktığım üç aylık Asya turumda Nepal’i de görmek istediğimde, hayatımda gördüğüm medeni olmayan ilk ülkeye gittiğimden bihaberdim. Karlı dağ manzaraları, güler yüzlü insanları, tozlu sokakları, her yerde dolaşan inekleriyle Nepal tam bir keşif diyarı… İşte size Nepal gezi rehberi…

Başkent Kathmandu’nun taşlı yollarında, trafik ışığı olmadığı için kalabalıktan hayatta kalmaya çalışırken, her yerden çıkan sayısız bilinen markadaki motosiklet, araba ve bisiklet taksiler de başımı döndürmüştü.

Yemeklerin hijyensizliği de başka yönden beni sınıyordu. Etler açıkta satılıyor, sebze üretilen tarlalarda çöplerden geçilmiyordu. Havadaki tozdan artık öğürme seviyesine geldiğimizde, gidip eczaneden maske alma vaktinin geldiğini düşünmüştüm.

Nepal; Tibet, Çin ve Hindistan arasındaki karalarla çevrilmiş doğa harikası bir ülke. Dünyanın en yüksek 10 tepesinin sekizine sahip. Başkenti Kathmandu. Hindular çoğunlukta olmasına rağmen Budist ve Müslümanları da barındırıyor.

Nepal’e Türkiye’den direkt uçuşla gidilebiliyor. 15 günlük Nepal vizesi de sınırda bir fotoğraf ve 25 dolar karşılığı alınabiliyor. Gidilmesi önerilen aylar; Ekim-Kasım ya da Nisan-Mayıs ayları. Bu aylar, muson yağmurlarına denk gelmediğinden temiz havadan yararlanmış ve elektrik kesintisinden çok fazla etkilenmemiş oluyorsunuz.

Yaz ayları; otellerde bulunan fan sizi idare edebiliyor ama kış aylarında otellerde ısıtma sistemi olmadığı için üşümeyi göze almak zorundasınız.

Nepal’de elektrik kesintisi çok sık yaşanıyor. Günde ortalama 14- 16 saat elektriksiz yaşıyorlar. Otellerin jenaratörle çalışan aydınlatmaları var ama fanlar ve prizler çalışmıyor. Bu bile canımızı bir gram sıkmıyor. Her şey olduğu gibi konaklama da çok ucuz burada. Otelleri tercih etme önceliğimizin başında fan ve jenaretör geliyor. Kathmandu'nun en işlek sokaklarından oluşan yerleşimi Thamel’de konaklıyoruz.

Şehir içinde otobüsler, taksiler ve rikşa denen bisikletli taksiler ulaşımı sağlıyor. Şehir değiştirirken her ne kadar turist otobüslerini tercih etmeniz gerekse de, yereller gibi sırf deneyim olsun diye otobüslerin üstünde giden sırt çantalılarla da karşılaşıyorum.

Kathmandu’da gidilmesi gereken yerlerin başında yerel diliyle Swayambhu Tapınağı olan Maymun Tapınak’ı bulunuyor. Upuzun merdivenleri çıkarken, maymun istilasına uğramamak için yanınızda yemek taşımamaya dikkat etmelisiniz.

Eğer Bali’ye gitmiş ve oradaki maymunların saldırgan bulmuşsanız, Nepal’de bu işi iki kere düşünmelisiniz. Maymun Tapınağı’nın tepesine ulaştığınızda gözünüze ilk çarpan büyük bir stupa oluyor.

Stupa; üzerinde Buda'nın gözlerinin yer aldığı, Budist semboller ve yazıtlar içeren, dünyayı temsil eden kubbenin üzerinde bulunan, gözlerinin üzerindeki 13 çizginin Nirvana’ya giden yolu temsil ettiği kutsal yapılar.

Gözlerinin altında burun gibi gözüken çizgi ise bir sayısı ve birliği temsil eder. Altında dua edilir ve meditasyon yapılır. Stupanın çevresinde ayrıca kötü ruhları defetmeye yarayan, ibadet eden insanların çevirdiği silindirler bulunuyor.

Thamel içinde bulunan Durbar Meydanı, UNESCO Kültür Miras Listesi’nde bulunan bir meydan. Kültür Miras listesinde olan sokaklara yereller elini kolunu sallayarak girerken, turistlerden para isteniyor. Yine din adamları Sadhular da işi ticarete dökmüş turistlerden fotoğraf karşılığı para dileniyor.

Kathmandu’nun en canlı sokağı olan Freak Street de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. 60'lı yıllarda Durbar meydanının güney çıkışında asıl adıyla Jochne Sokağı’nda hippiler toplanıp, Nepal’de ucuz ve yasal olan otu içer, dünya arayışı hakkında sohbet ederlermiş. Nepal halkı ilk defa karşılaştıkları bir kültüre sahip uzun saçlı hippilere 'freak' adını vermiş ve sokağın adı buradan gelmekteymiş.

Pashupatinath, Hindular için en önemli tapınaklar arasında bulunuyor. Burada 24 saat yapılan ölü yakma törenlerini deneyimleme fırsatı bulabilirsiniz. Tapınağın yanındaki Bagmati Nehri, Hindular için en kutsal nehir olan Ganj Nehri’ne dökülüyor. Bu yüzden burası ölü yakımı için Nepal’in en kutsal noktası kabul ediliyor. Burada yakılan ölülerin ruhlarının, daha iyi rearkarne olacağına inanılıyor. Hatta hasta veya çok yaşlı insanlar buraya gelip ölümlerini bekliyorlar.

Nepal’de Everest ve Himalayalar’a çeşitli trekking turları yapılıyor. Thamel’deki sayısız tur şirketinden birine gitmek yerine, otelimizden araba ve rehber tutarak Everest manzaralı himalayalara çıkmayı deniyoruz. Açık bir Everest manzarası görmek için, mart ayında tırmanmanın en ideal olduğunu bilmemize rağmen, şansımızı deniyoruz.

Everest tırmanış turları; uzun süreli turlarken bizimkisi; Sundarijal'dan başlayan, Chasapani/Sindhupalchok ve Nagarkot konaklamalı, ChanguNaraya ve Kathmandu yörüngeli üç günlük tur. İlk uzun süreli yürüyüşüm olduğu için çok yoruluyorum ama Nepal’in dağlık kısımlarındaki yaşamları görmek, harika havasını solumak, az da olsa Everest manzarası görmek her şeye değiyor.

Dağa tırmanışım sırasında tanıştığım Kanadalı bir arkadaşımdan harika bir hikâye dinliyorum. Nepal’de seyahat eden bir İngiliz; Budistler için çok kutsal olan öküzü yanlışlıkla yaralayıp öldürünce, ülkesine geri verilmeyip, 20 yıl hapis cezasına çarptırılıyor.

Nepal’e kadar gelip yoga okullarından birine katılmadan olmaz diye ‘Int'l Himalayan Yoga Academy’e gidiyorum. Yoga, tamamen farklı bir boyutta yapılıyor.

Nepal alışveriş için de zengin bir ülke. Birçok kişi Nepal’e dağ sporları için geldiği için çok sayıda outdoors ürün, doğal taşlar, yak ve ipek şallar, yağlı boya tablolar ve giysiler satılıyor. Ayrıca her yerde karşınıza çıkacak Budizm ve Hinduizm de evreni temsil eden simetrik Mandala çizimleri ilginizi çekebilir. Veya Buda’nın her halini hediyelik eşya olarak satın alabilirsiniz.