Munise Nilay KAHYAOĞLU / www.evdenuzakta.net
Yağmurlu kraliyet şehri: Londra
Londra, daha önce mutlaka bir yerlerden duyduğunuz büyük dönme dolabı, peruk takan avukatları, pubları, bitmeyen yağmurları, kırmızı otobüsleriyle çok özel bir yer. Temiz, yeşil ve etnik çeşitliliğe rağmen huzurlu bir şehir Londra… Peki, bu güzel şehirde akşam yemeğinin karanlıkta yendiğini biliyor muydunuz? İşte size Londra gezi rehberi…
Hem temiz ve yeşil, hem de etnik çeşitliliğe rağmen huzurlu kalabilmiş bir şehir Londra... İşte karşınızda dünyanın en zeki insanlarını barındıran, çok yakın zamanda Avrupa Birliği’nden çıkıp, dünyaya kafa tutmuş, yaşam kalitesinin tavan yaptığı, kör veya sağır olmayı deneyimleyebileceğiniz İngilizlerin güzel şehri Londra gezi rehberi…
İngiltere Türk vatandaşlarından vize talep etse de yıl boyunca çok ucuz uçak biletleri bulunabiliyor. Ülke genel olarak inanılmaz pahalı fakat tren biletlerini aylar öncesinden alıp 2-3 pound ödediğiniz, ücretsiz müzelere gittiğiniz, marketlerin ‘meal-deal’ kısmından yediğiniz sürece seyahatinizi ucuza getirebiliyorsunuz.
Konaklama için Londra’daki tren hattının çevresinde, mümkünse ‘City Of London’, ‘SOHO’, ‘Fitzrovia’ kısmında kalmaya özen göstermelisiniz. Şehir merkezinde günlük 30 pounda kadar konaklama bulunabiliyor.
Buckingham Palace, güne başlamak için harika bir yer. Sabah 11.30’da giderseniz askerlerin nöbet değişimini izleyebilirsiniz.
Parlamenton’nun tam karşısında bulunan London Eye, yani dünyanın en büyük dönme dolabı bulunur. Biniş ücreti, 25-35 pound arası değişirken, internetten önceden alırsanız daha ucuza geliyor.
. Bol bol antik dükkanların, kitapçıların, organik ürünlerin bulunduğu, hippie mahalleleri de denebillir. Buradaki Portabello Road market, eski ve yeni eşyalar, taze meyve sebze için ziyaret edilmelidir. Piccidilly Circus, reklam panolarıyla dolu Londra’nın en ünlü meydanıdır. Gece hayatının aktığı meydan da denebilir. Müzikaller, tiyatrolar için uğranılması gereken meydandır.
Bunun için Londradaki en ünlü restoranlar; Dans Le Noir ve Dark Table’dır. Karanlıkta yeme konsepti, bugün dünyayı kasıp kavursa da, bu fikrin çıkışı Jorge Spielmann adındaki İsviçreli kör bir rahibe aittir. Spielsmann evinde verdiği yemeklerde, kendi dünyasını anlasınlar diye konuklarının gözlerini bağlarmış.