Yazı: Umut ERDEM | Fotoğraflar: Mert Gökhan KOÇ, Alamy
Türkiye'nin kalesi
Başkentin en önemli simgelerinden Ankara Kalesi ve etrafındaki tarihi hanlar, bugün şehrin gözde müzelerine ev sahipliği yapıyor. Açılışı 75 yıllık bir zamana yayılan ve bir klasik olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin iki komşusu var; Erimtan Müzesi ve Rahmi M. Koç Müzesi. Tarih boyu ticaret merkezi olarak kullanılan Atpazarı ve Samanpazarı meydanları antikaseverlerin, restorana dönüşen eski konaklar gurmelerin uğrak noktası. Başkent oluşunun 96. yıldönümü olan bugün, bu yazıyla Ankara’nın kalbine yolculuk yapın.
Başkentin en önemli simgelerinden Ankara Kalesi ve etrafındaki tarihi hanlar, bugün şehrin gözde müzelerine ev sahipliği yapıyor. Açılışı 75 yıllık bir zamana yayılan ve bir klasik olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin iki komşusu var; Erimtan Müzesi ve Rahmi M. Koç Müzesi. Tarih boyu ticaret merkezi olarak kullanılan Atpazarı ve Samanpazarı meydanları antikaseverlerin, restorana dönüşen eski konaklar gurmelerin uğrak noktası. Başkent oluşunun 96. yıldönümü olan bugün, bu yazıyla Ankara’nın kalbine yolculuk yapın.
Ülkenin dört bir yanından Hitit eserleri Akkale Burcu’nda toplanıyor. Ancak kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle 1938’de Osmanlı binası olan Kurşunlu Han ve Mahmut Paşa Bedesteni’nin restorasyonuna başlanıyor. Bu restorasyon 1968’de tamamlanıyor. Alt katının da hizmete açılmasıyla müze günümüzdeki halini ancak 1996’da alıyor.
Bugün, iki tarihi binadan oluşan Anadolu Medeniyetler Müzesi, Paleolitik Çağ’dan itibaren Anadolu topraklarının en özgün eserlerine ev sahipliği yapıyor. Üst salonda Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı, Frig, Geç Hitit ve Urartu Krallığı bölümleri yer alıyor. Şu an tadilatta olan alt salonda ise ‘Çağlar Boyu Ankara’ ve ‘Klasik Devirler’ bölümleri var.
Ayrı bir bölüm olarak yer alan ‘Taş Eserler Salonu’ 10 kubbe ile örtülü dikdörtgen planlı, eskiden bedesten olan kapalı mekânda. Burada da Hitit ve Geç Hitit Krallıkları Dönemine ait eşsiz taş eserler ve Ankara kazılarında ele geçen M.Ö. 1’inci binin ikinci yarısından Osmanlı’ya kadar farklı dönemlere ait yapıtlar ve eski paralar sergileniyor. Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde Hitit geleneklerinin en güzel örneklerini inceleyebilirsiniz. M.Ö. 1600’lü yıllarda yapılan İnandık Vazosu bunlardan biri.
‘Kutsal evlilik’ törenini anlatan vazoda hem Hitit Dönemi’nin yaşam tarzını, hem de Anadolu’nun o dönemdeki sanat anlayışının görebilirsiniz. Frigya bölgesinde bulunan Kybele heykeli de müzenin dikkat çeken eserlerinden. Pişmiş topraktan yapılan ve Çatalhöyük’te bulunan Tanrıça, iki leopar arasına oturan, iri göğüsleri ve geniş kalçaları olan bir kadın figürü. Yıllarca başkentin simgesi haline gelmiş ‘Güneş Kursu’nun orjinali de burada.
Ankara evlerinden bir arkeoloji müzesi
Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne beş dakikalık yürüme mesafesinde, Kale bölgesinin en yeni müzelerinden Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi var. İş insanı Yüksel Erimtan, yıllar içinde biriktirdiği 2 bin parçadan oluşan arkeolojik eserler koleksiyonunu sergilemek üzere müzeyi 2015’de ziyarete açtı. İçindeki eserler kadar binanın mimari yapısı da dikkat çekici.
Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne beş dakikalık yürüme mesafesinde, Kale bölgesinin en yeni müzelerinden Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi var. İş insanı Yüksel Erimtan, yıllar içinde biriktirdiği 2 bin parçadan oluşan arkeolojik eserler koleksiyonunu sergilemek üzere müzeyi 2015’de ziyarete açtı. İçindeki eserler kadar binanın mimari yapısı da dikkat çekici.
Kale Meydanı’ndaki üç eski Ankara evi, tarihi ve mimari değerleri korunup doğal Ankara taşının kullanımıyla restore edildi ve müzeye çevrildi. Müzede Hitit, Urartu, Asur, Akhamenid, Bizans ve İlhanlı gibi farklı uygarlıkların izlerini görmek mümkün. Giriş katta, Kültepe tabletlerinden Urartu kemerlerine, Roma camlarından Bizans ritüel eşyalarına kadar uzanan bir seçki bulunuyor.
Ana sergi salonu ise ağırlıklı olarak Roma günlük yaşamından kesitler sunuyor. Dönemin ticaret, sosyal yaşam, kozmetik, yeme içme alışkanlıkları ve şölen gibi hayata dair hikayelerin etrafına kurulmuş. Koleksiyonun önemli bir diğer bölümü ise farklı dönemlere ait sikkeler ve mühür yüzükleri.
Müze, ziyaretçilere çeşitli sosyal aktivite fırsatları da sunuyor. 150 kişilik salonunda ‘Müze’de Müzik/Salı Konserleri’ başlığıyla oda müziği konserleri düzenleniyor. Alt kat sergi salonunda ise süreli sergilerle ziyaretçilere dinamik bir sanat deneyimi yaşatılıyor. Müze gezisi sonrasında ziyaretçilerin dinlenebilecekleri bir de kafesi bulunuyor.
Atatürk’ün takımları ve kılıcı
Bölgenin diğer önemli müzesi ise Ankara’nın ilk sanayi müzesi olan Ankara Rahmi M. Koç Müzesi. Erimtan Müzesi’nin bitişiğindeki müze, Çengelhan ve Safranhan isimli iki binadan oluşuyor.
Bölgenin diğer önemli müzesi ise Ankara’nın ilk sanayi müzesi olan Ankara Rahmi M. Koç Müzesi. Erimtan Müzesi’nin bitişiğindeki müze, Çengelhan ve Safranhan isimli iki binadan oluşuyor.
Çengelhan’ın üç katında ‘Atatürk ve Ankara’, ‘Rahmi M. Koç Galerisi’, ‘Mustafa V. Koç Galerisi’, ‘Esnaf Sokağı’, ‘Raylı Ulaşım’, ‘Denizcilik’, ‘Tarım’, ‘Tıp ve Eczacılık’ gibi farklı bölümler var. Atatürk’ün gömlek takımı, Trablusgarp’da kullandığı kılıç, yemek takımları, Cumhuriyetin ilanı için hazırlattığı ilk Türk bayrağından biri ve sağlık durumunu bildiren telgraflar sergileniyor. Fotoğraf: www.rmk-museum.org.tr
Çengelhan’ın girişindeki avluda da Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un çocukluğunun geçtiği, iş hayatına başladığı dükkan bulunuyor. Ankara’nın en eski yağlıboya tasviri olarak bilinen ve 18’inci yüzyıla tarihlenen ‘Ankara Manzarası’ tablosu da 2020 Ekim ayına kadar müzede. Fotoğraf: www.rmk-museum.org.tr
Safranhan bölümündeyse 20’inci yüzyıl başında üretilmiş klasik otomobillerden, buhar makinelerine, ilk matbaa makinelerinden jet pilot kasklarına kadar pek çok ilginç objeyi görebilirsiniz. Terastaki Divan restoranın manzarası harika. Müzede atölye ve seminer gibi aktiviteler de düzenleniyor. Fotoğraf: www.rmk-museum.org.tr
Eski konaklarda zamansız lezzetler
Kale, müze gezilerinin yorgunluğunu atmak için pek çok alternatif mekanı da bünyesinde bulunduruyor. Bölgedeki konakların çoğu restoran. Aralarında en dikkat çekeni 2001’den beri kafe ve sanat galeri olarak hizmet veren And Cafe. Sur duvarlarına yaslanmış, üç katlı, iç avlulu kafenin güzel bir Ankara manzarası var.
Kale, müze gezilerinin yorgunluğunu atmak için pek çok alternatif mekanı da bünyesinde bulunduruyor. Bölgedeki konakların çoğu restoran. Aralarında en dikkat çekeni 2001’den beri kafe ve sanat galeri olarak hizmet veren And Cafe. Sur duvarlarına yaslanmış, üç katlı, iç avlulu kafenin güzel bir Ankara manzarası var.
Terasta eski fıçılardan yapılmış masalar üzerinde şarabınızı yudumlayıp günbatımını izleyebilirsiniz. Antika eşyalar ve oturma gruplarının olduğu iç mekandaki tarihi piyanolar da dikkat çekiyor. Kınacızade ve Hatipoğlu Konakları da Kaleiçi’nin en eski restoranlarından. 1800‘lü yılların sonunda yapılan Kınacızade Konağı, 2007’de restore edilmiş. Antika mobilyalarla müze işlevi de görüyor. Odalarda eski meclis tutanaklarının yer aldığı kitaplardan kıyafetlere pek çok eşya var.
Konağın menüsünde de Ankara mutfağının en lezzetleri ürünleri var; Ankara tava, ekşili köfte, güveçte kurufasulye, el yapımı cevizli ballı, madımaklı gözleme, çubuk turşuları salatası... Hatipoğlu Konağı’nın tarihi ise 1920’lere dayanıyor. Ev 1920-1947 arasında Macaristan Büyükelçiliği ve 1947-1957 arasında Demirfırka Polis Karakolu olarak kullanılmış. 1998’deki restorasyonla restorana dönüştürülmüş. Akşamları canlı müzik var. Kırmızı pencere ve kapısı, üzerinde kedi motifli yeşil bankı ile dikkatleri çeken Kirit Kafe ve kahveseverler için de Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin karşısındaki Kemankeşan’i de deneybiliirsiniz.
Tarih boyu ticaret merkezi
M.Ö 33-476 tarihleri arasında inşa edildiği tahmin edilen kale, Ankara’yı her cepheden gören bir tepeye konuşlu. ‘Hisar Kapısı’ ismiyle anılan ana giriş kapısında İlhanlı Devleti’nin büyük hükümdarı “Ebu Sait Bahadır Han” adına bir vergi kitabesi bulunuyor.
M.Ö 33-476 tarihleri arasında inşa edildiği tahmin edilen kale, Ankara’yı her cepheden gören bir tepeye konuşlu. ‘Hisar Kapısı’ ismiyle anılan ana giriş kapısında İlhanlı Devleti’nin büyük hükümdarı “Ebu Sait Bahadır Han” adına bir vergi kitabesi bulunuyor.
Cumhuriyet müzeleri
Bu üç müzenin yanı sıra bölgede Kurtuluş Savaşı Müzesi, Cumhuriyet Müzesi, Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi, PTT Pul Müzesi, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi ve Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi de eski Ankara bölgesinin müzeleri arasında.
Bu üç müzenin yanı sıra bölgede Kurtuluş Savaşı Müzesi, Cumhuriyet Müzesi, Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi, PTT Pul Müzesi, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi ve Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi de eski Ankara bölgesinin müzeleri arasında.