Hürriyet Seyahat / ÖZEL | Fotoğraflar: Alamy, Hürriyet Seyahat Gezginleri, İHA
Tam da şu sıralar gidilecek 8 adres! Uzman isimler seçti, klasik yerlere alternatif ucuz rotalar...
Havalar soğudu ve kar yurdun birçok yerinde harika görüntüler oluşturuyor. Okulların da yarıyıl tatilinde olmasından dolayı Abant, Uludağ ve Kartepe gibi hafta sonunun popüler adreslerin şu sıralar çok kalabalık. Biz de internet sitemizde yazan sekiz Hürriyet Seyahat Gezgini’ne ‘Hafta sonu kaçamağı için alternatif nereye gidilir, neler yapılır?’ diye sorduk. Hepsinden oldukça güzel, eğlenceli ve bütçeyi pek sarsmayacak öneriler geldi. Tam da şu sıralar biraz olsun kışın tadını çıkarmak istiyorsanız bu listemiz tam size göre...
Bu hafta sonu gidecek bir yer bulamıyor ve kışın güzelliğinden mahrum kalmak istemiyorsanız bu haber tam size göre. İşte birbirinden güzel 8 adres...
Gezginlerin yeni favorisi: ISPARTA
Burcu Gürtürk KADAK / Instagram: @burcugurturk
Son yıllarda özellikle Lavanta Kokulu Köy ile gezginlerin favorisi haline gelen Isparta, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de insanı büyülüyor. Eğirdir Gölü, Kovada Gölü Milli Parkı ve tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Yazılı Kanyon şu sıralar doğayla baş başa kalmak; yeni keşif rotalarına koyulmak isteyenler için birebir…
Son yıllarda özellikle Lavanta Kokulu Köy ile gezginlerin favorisi haline gelen Isparta, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de insanı büyülüyor. Eğirdir Gölü, Kovada Gölü Milli Parkı ve tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Yazılı Kanyon şu sıralar doğayla baş başa kalmak; yeni keşif rotalarına koyulmak isteyenler için birebir…
Eğirdir Gölü: Isparta’nın incisi, Türkiye’nin dördüncü büyük gölü Eğirdir’in İlkçağlardaki adının Askania olduğu sanılıyor. Bunun anlamı ise ‘Ada ülkesi’ demek. Eğirdir’de bağlantısı karayoluyla çok sonraları sağlanmış olan iki küçük ada bulunuyor. Eğirdir Gölü, günün farklı saatlerinde farklı renklere büründüğü için buraya ‘yedi renkli göl’ de deniliyor.
Kovada Gölü Milli Parkı: Isparta’nın az bilinen güzelliklerinden biri de Kovada Gölü Milli Parkı. Adının Kuwa isimli tanrıçadan geldiği sanılan Kovada, zengin bitki örtüsüne ve yüzlerce çeşit hayvana ev sahipliği yapıyor. Milli Park sahasının en önemli özelliği, rekreasyonel kullanıma müsait olan doğal kaynakları.
Yazılı Kanyon: Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Yazılı Kanyon, Aziz Paul’ün Perge’den Pisidia Antiocheia’ya giderken kullandığı yol olması nedeniyle kutsal sayılıyor. Kanyona adını verense yazarı belli olmayan ve bir kayaya yazılmış yazıt. Aksu ırmağını oluşturan derelerin üzerinde bulunan tahta köprülerin üzerinden göreceğiniz manzara ise olağanüstü…
Kartpostal gibi: TRABZON
Sinem KABADAYI / Instagram: @sinemleegedeyasam
Kışın yakışmadığı bir yer yok elbette ama beyazı en güzel taşıyan şehirlerden biri şüphesiz ki Trabzon. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, hem göze hem damağa hitap eden bu özel şehir ocak ayı kaçamaklarımızın vazgeçilmez adreslerinden.
Kışın yakışmadığı bir yer yok elbette ama beyazı en güzel taşıyan şehirlerden biri şüphesiz ki Trabzon. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, hem göze hem damağa hitap eden bu özel şehir ocak ayı kaçamaklarımızın vazgeçilmez adreslerinden.
Bakırcılar Çarşısı, Sümela Manastrı, Küçük Ayasofya, Atatürk Köşkü, Boztepe Kızlar Manastrı, Zigana ve bulutların üzerinde yer alan birbirinden meşhur yaylaları listenizde mutlaka olmalı.
Trabzon döneri, Sürmene pidesi, Beton helvası, Hamsiköy Sütlacı, turşu kavurması ve kuymağı ise eşsiz tadlarıyla eminim sizi de daha çok bu güzel şehre getirtecek. Tüm bu lezzetlerin yanı sıra benim vazgeçilmezim; güveçte, turşu suyunda pişirilmiş barbun... İster havayolu ister karayolu ile planlayabileceğiniz, bu keyifli tatilinizden dönerken taze fındık almayı da unutmayın.
Kışın en güzel hali: VAN
Banu GÜNDOĞDU/ Instagram: @heryolculukbirmasal
Bir hafta sonu kaçamağı yapıp güne lezzetli bir kahvaltı ile başlamak istiyorsanız rotanızı Van’ a çevirmelisiniz. Van’da nerede kahvaltı yaparsanız yapın beğenirsiniz ama en çok iki yer tercih ediliyor: Bak Hele Bak Yusuf Konak Van Kahvaltısının Mucidi ve Sütçü Kenan Van Kahvaltı Salonu. Van’ın otlu peynirini seviyorsanız kahvaltının ardından Peynirciler Çarşısı’na uğrayıp peynir alışverişi yapabilirsiniz.
Bir hafta sonu kaçamağı yapıp güne lezzetli bir kahvaltı ile başlamak istiyorsanız rotanızı Van’ a çevirmelisiniz. Van’da nerede kahvaltı yaparsanız yapın beğenirsiniz ama en çok iki yer tercih ediliyor: Bak Hele Bak Yusuf Konak Van Kahvaltısının Mucidi ve Sütçü Kenan Van Kahvaltı Salonu. Van’ın otlu peynirini seviyorsanız kahvaltının ardından Peynirciler Çarşısı’na uğrayıp peynir alışverişi yapabilirsiniz.
Van’a gelmişken meşhur, pamuk gibi Van kedilerini sevip beslemeden dönmeyin sakın. Van Kedi Evi’nin kapıları herkese açık. Büyüleyici bir Van manzarası sunan 2700 yıllık geçmişi ile tarihi bir öneme sahip Van Kalesi gezilecek yerlerin başında geliyor. Van’a gelip gezmeden dönülmemesi gereken en önemli yer kesinlikle Akdamar Adası.
Akdamar İskelesi’nden gidiş-dönüş 15 TL’lik tekne ücreti ile adaya ulaşmak mümkün. Yapımı 10. yüzyıla dayanan, dış cephesi bitki ve hayvan motiflerinin yanında Kutsal Kitap’tan alınma sahnelerle süslenmiş Akdamar Kilisesi, Ortaçağ Ermeni mimarisinin önemli eserlerinden kabul edilmekte.
Hafta sonları yoğun olabileceği için önceden rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim. Van’dan hediyelik eşya almak isterseniz kökeni Urartular’a kadar dayanan ve ne yazık ki günümüzde çok az kişi tarafından yapılan savat gümüş takıları ve eşyaları tercih edebilirsiniz.
Noel burada bir başka güzel: ANTAKYA
Oğulcan TATAR / Instagram: @ogulcantatar
Türkiye’deki en büyük iki patriklik merkezinden biri olan Antakya’da Noel’i karşılamak çok farklı bir deneyim. Aynı zamanda Hristiyanlığın yayıldığı ilk noktalardan birisi olan ve Hristiyanlığın ilk defa bahsedildiği, günümüzde de Hristiyanlarca Hac merkezi kabul edilen Saint Pierre Kilisesi’ni de Noel zamanında gezmenizi tavsiye ederim.
Türkiye’deki en büyük iki patriklik merkezinden biri olan Antakya’da Noel’i karşılamak çok farklı bir deneyim. Aynı zamanda Hristiyanlığın yayıldığı ilk noktalardan birisi olan ve Hristiyanlığın ilk defa bahsedildiği, günümüzde de Hristiyanlarca Hac merkezi kabul edilen Saint Pierre Kilisesi’ni de Noel zamanında gezmenizi tavsiye ederim.
Kutsal tarafının haricinde dünyanın en büyük tek parça mozaiği olan Pegasus Mozaiği’nin bulunduğu The Museum Hotel Antakya’yı, zengin mozaik koleksiyonu ile Hatay Arkeoloji Müzesi’ni, Apollon’un Defne’ye âşık olduğu mitolojik mekan Harbiye Şelalelerini, Dünyanın ışıklandırılan ilk caddesi Kurtuluş Caddesi’ni ve insan eliyle yapılmış en büyük tünel olan Samandağ’daki Titus Tüneli’ni görmenizi tavsiye ederim. Vakıflı Köyü ve Hıdırbey köyleri de mutlaka ziyaret edilmesi gereken köyler… Kültür lezzeti bir yana, 600 farklı yemeğiyle mutfağı UNESCO listesine alınan Hatay’ın leziz tatlarını da tatmalısınız.
Bozkırın ortasında parlayan kent: ESKİŞEHİR
Sevda SERBEST / Instagram: @kesfettik
Eskişehir her gittiğimde yepyeni bir şeyle karşılaşabileceğim heyecan verici bir şehir. Bozkırın ortasında müthiş bir şehircilik anlayışı ile yeşermiş, sanata, kültüre, aktiviteye bolca yer açmış. Her mevsim gibi kış da Eskişehir'de başka yaşanır. Şu ara sadece geçtiğimiz aylarda açılan OM Müzesi'ni görmeye bile gelebilirsiniz.
Eskişehir her gittiğimde yepyeni bir şeyle karşılaşabileceğim heyecan verici bir şehir. Bozkırın ortasında müthiş bir şehircilik anlayışı ile yeşermiş, sanata, kültüre, aktiviteye bolca yer açmış. Her mevsim gibi kış da Eskişehir'de başka yaşanır. Şu ara sadece geçtiğimiz aylarda açılan OM Müzesi'ni görmeye bile gelebilirsiniz.
Dünyaca ünlü Japon mimarlar Kengo Kuma ve Yuki Ikeguchi'nin imzalarını taşıyan Odunpazarı Modern Müze şehrin güzelliğine güzellik katmış. Müzedeki ünlü Japon bambu ustası Tanabe Chikuunsai IV tarafından yapılan çarpıcı enstalasyon ilk dikkat çeken eserlerden. Eskişehir İstanbul'u kıskandıracak oranda iddalı kahveciye de sahip. Kışı sert geçse de sıcacık atmosferleriyle 78 Coffee, Walkers Coffee House ve Hey Joe'da heyecanlı ve yetenekli gençlerin kahveleri içmelisiniz.
Porsuk Nehri ve Odunpazarı sokaklarını gezmek şehrin en keyifli ritüellerinden olmaya devam ediyor. 160’a yakın balmumu heykelinin bulunduğu, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi , Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Büyüklüğüne ve içindeki aktiviteli alanlara şaşıracağınız Sazova Park da size ''iyi ki Eskişehir'e gelmişim'' dedirtecek.
Acıktığınızda soluğu Temel Çibörek ya da Köfteci Ahmet'te alın, Karakedi Bozacısı'nda ısının. Sevdiklerinize met helvası ya da lületaşından hediyeler almayı unutmayın…
İstiklal madalyalı şehrimiz: KAHRAMANMARAŞ
Erdoğan GÜMÜŞ / Instagram: @erdogangumus1
Bir tarafta modernleşmenin izleri, diğer tarafta şehrin eski ve dar sokakları davetkâr haliyle içine çeker sizi. Köhnemiş, yıkılmaya yüz tutmuş, yorgun evlerin arasında dolaşırken kahramanlığın izlerini ararsınız. Gezilecek görülecek öyle çok yer vardır ki, anlatmakla bitmez.
Bir tarafta modernleşmenin izleri, diğer tarafta şehrin eski ve dar sokakları davetkâr haliyle içine çeker sizi. Köhnemiş, yıkılmaya yüz tutmuş, yorgun evlerin arasında dolaşırken kahramanlığın izlerini ararsınız. Gezilecek görülecek öyle çok yer vardır ki, anlatmakla bitmez.
Ceyhan Nehri üzerinde Taş Köprü’ye hayran kalırsınız. Germenicia Antik Kenti’nde dünya litaretürüne giren mozaikleri ve Arkeoloji Müzesi’nde yer alan antik fil fosillerini incelerken çağlar öncesine, Kurtuluş Müzesi’nde dolaşırken yakın tarihe yolculuk yaparsınız.
Taş Medrese ve Türbesi, Abdulhamid Han Camisi, manevi havayı teneffüs etmek için kapılarını her daim açık tutar ziyaretçileri için… Seyir terasında şehre tepeden bakmak, Taşhan’da güzel insanlar arasında çay içmek, Anadolu’yu bir kez daha çayın deminde tanımak ve tatmak, dost sohbetlerine gönüller açmak için tam da doğru adrestir Maraş.
Mutfağıyla da ünlüdür Maraş. Tarhana, Maraş kelle paça, eliböğründe, içli köfte, bademli pilav, kuru dolma sofraların baştacıdır. Hele de yemeklerin üstünü süslerken, damaklarınızda bıraktığı enfes tadıyla, acısıyla tatlısıyla Maraş biberi…
Ayrıca Kahramanmaraş'ın Alpleri olarak adlandırılan Başkonuş Yaylası, kar yağışının ardından şu sıralar kartpostallık görüntülere sahne oluyor. Kent merkezine 50 kilometre mesafede yer alan yaylada zengin endemik bitkisi, temiz havası ile 4 mevsim vatandaşların ilgisini çekiyor.
Her yönüyle çok zengin: MARDİN
Tansel AÇIKALINLI / Instagram: @tanseladamla
Kültürü, tarihi, sokakları, evleri ile sizi bambaşka diyarlara götüren Mardin’e mutlaka uğramalısınız. 5. yy’da inşa edilen Deyrüzzaferan Manastırı, şehrin simgesi Ulu Cami, Kasımiye Medresesi, Mardin Kalesi ve fotojenik Mardin Evleri tüm güzellikleriyle sizi bekliyor.
Kültürü, tarihi, sokakları, evleri ile sizi bambaşka diyarlara götüren Mardin’e mutlaka uğramalısınız. 5. yy’da inşa edilen Deyrüzzaferan Manastırı, şehrin simgesi Ulu Cami, Kasımiye Medresesi, Mardin Kalesi ve fotojenik Mardin Evleri tüm güzellikleriyle sizi bekliyor.
Bir de Süryani şarabı ve Mardin yöresel yemekleri ile bunlar birleşince Murathan Mungan’ın “Mardin bir kere hayatınıza girdi mi, kader gibi takip eder sizi.” sözü anlam kazanıyor. Yüzyıllar boyunca Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin, Arapların, Ezidilerin iç içe yaşadığı bu eşsiz şehir; ezan seslerinin çan seslerine karıştığı Dillerin ve Dinlerin Şehri olarak adlandırılıyor.
Tarihi evlerin hepsi o kutsal topraklara, Dicle ile Fırat’ın arasındaki Mezopotomya’yı izletiyor her gün doya doya. Başlı başına bir masal dünyası bu şehir. Daha fazla bekletmeden Anadolu’nun bu güzel diyarını hemen biletlerinizi alın.
Hâlâ orijinal dokusunu koruyor: SAFRANBOLU / KARABÜK
Gökhan GÜNAY / Instagram: @corabidelikadam
Hafta sonu arabaya atlayıp, İstanbul’a yakın nereye gidebiliriz diye düşünüyorsanız, direksiyonu Batı Karadeniz’in incisi, içinde yüzlerce tarihi eseri barındıran tarihi evleriyle meşhur Safranbolu’ya çevirebilirsiniz.
Hafta sonu arabaya atlayıp, İstanbul’a yakın nereye gidebiliriz diye düşünüyorsanız, direksiyonu Batı Karadeniz’in incisi, içinde yüzlerce tarihi eseri barındıran tarihi evleriyle meşhur Safranbolu’ya çevirebilirsiniz.
Eski adı ‘Zafranbolu’ olan Safranbolu, 1994 yılından beri ‘UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’nde. Hem geçmişten bugüne önem verilmesi, hem de UNESCO tarafından koruma altına alınmasıyla birlikte yapısı korunmuş; günümüzde hâlâ orijinal dokusunu koruyan nadir yerlerden.
Tarihi evlerinin yanı sıra ilçede bulunan hamamı, tabakhanesi, camisi, Cinci Han’ı, Arastacılar Çarsısı, Demirciler Çarşısı, eşsiz sokakları ve daha nice yapısıyla birlikte toplamda bini aşkın tarihi eseri bünyesinde barındırıyor Safranbolu. İçinde ve yakın çevresinde gezilecek, görülecek yerler olması sebebiyle; altını çizmeliyim ki; hafta sonu bir gece konaklamalı bir Safranbolu gezisi tadından yenmez…